BUZKENTİN EN SOĞUK KIZI (The COLDEST GIRL In COLDTOWN) by HOLLY BLACK


Tanıtım:

Buzkent tüyler ürperticiydi. Tana bunu herkesten iyi biliyordu. Görkemli bir kafes,
tehlikeli bir hapishaneydi. Lanetliler ve onlarla eğlenmek isteyenler için kusursuz bir mezarlıktı.

Tana'nın dünyasında Buzkent denen, duvarlarla çevrili şehirler vardı. Karantinaya alınmış canavarlarla insanların yaşadığı Buzkentler, av ve avcının bir arada olduğu kanlı bir hapishaneydi. Ve Buzkent'in kapısından bir kez içeri girince, bir daha çıkamazdınız...

Tana son derece sıradan bir partinin sabahında uyandığında, kendini cesetlerin arasında bulacaktı. Korkunç katliamdan onun dışında iki kişi daha sağ kurtulmuştu. Tana'nın sevimli eski erkek arkadaşı ve korkunç bir sır saklayan, gizemli bir genç adam. Tana; üçünün de hayatını kurtarmak için bildiği tek yolu izleyecek, doğruca Buzkent'in dehşet verici kalbine gidecekti.

***

Daha öncesinde Demir Yıl  kitabını okuduğumda da sevememiştim o kitabı ama o zaman sorunun tam olarak kimden kaynaklı olduğunu bilmiyordum, çünkü daha önce Holly Black  kitabı okumamıştım hiç. Yani yazarımızı ve yazım tarzını tanımıyordum. Ama bu kitapla birlikte kesinlikle tescilledim, ben bu yazarı ve yazım tarzını sevmiyorum -_- Buradan da anlayacağınız gibi kitabımız benim için bir hayalkırıklığı oldu ne yazık ki :( Aslında güzel başladı ve sonlara doğru bir iki güzel şey oldu... oldu ama yeterli değildi diğer kusurlarını kapatmaya. Ve açıkçası kitabı bitirdiğimde de rahat bir oh çekip bir daha elime almamak üzere kaldırdım :/

Kitabımız hakkında uzun uzadıya bir muhabbet etmeden önce isterseniz gelin konumuza bir göz atalım:

KONUŞ BENİMLE (SPEAK) by LAURIE HALSE ANDERSON | YORUM


Herkese merhabalar :) 

Kitabımızın yorumuna geçmeden önce isterseniz aşağıdaki linkimizle birlikte kitabımızı ve yazarımızı tanıyabilir, daha sonrasında ise ön okumamızla kitabımıza biraz göz atabilirsiniz... Keyifli okumalar ^^

Bu arada kitabımızı sevgili İpek (Afroditin Güncesi) ve cancağızım Eren Nadir Akşamoğlu ile okudum. Onların yorumlarına da göz atmayı unutmayınız ;)




Kitabımıza başlarken, daha önce filmini izlememin de etkisiyle, açıkçası oldukça korkuyordum. Çünkü kitabımız hem konusuyla oldukça hassas hem de filminden daha başarılı bir şekilde anlatılmasını istediğim bir kitaptı. Bu nedenle hem okumaya hem de hayalkırıklığına uğramaya oldukça korkuyordum :( Neyse ki yazarımız tüm bu korkularımı silip süpürürcesine gerçekten iyi bir kitap sundu bize. Ki okurken yer yer ara vermek yer yer sinirden ya da olayın boğuculuğundan ağlamamak için elimden bırakmak zorunda kalmam da bunun kanıtıydı. Ama kitap bittiğinde ve sonundaki o süprizlerle de karşılaşınca gerçekten okuduğuma çok memnun oldum. Ve dilimize bu kadar geç çevirilmesine de oldukça üzüldüm. Çünkü kitabımız bence o yaştaki bir karakterin o acı olay sonrasında yaşadıklarını hatta yazarımızın da dediği gibi çok daha fazlasını tam da o yaşa ve karaktere uygun olarak oldukça güzel vermişti. İnsan okurken hem duygularına engel olamıyor hem de bir farkındalıkla çevresindeki insalara, tanıştığı kişilere ve arkadaşlarına karşı bir şekilde daha dikkatli olmaya yöneliyor. O nedenle kitabımız da benim için ayrı yeri olan ve bu yıl okuduğum o muhteşem kitaplar arasında bize verdiği mesajlarla yer alıyor <3

Tamam, konumuzu aslında nasıl anlatabileceğimden pek emin değilim ama mümkün olan en spoilersız şekilde sizlerle konumuzu paylaşacağım, bu arada da ben de o son olaylardan sonra biraz toparlanma fırsatı bulabilirim. Başlayalım öyleyse:

HER GÜN (EVERYDAY) by DAVID LEVITHAN


Tanıtım:
Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık.

Uyandım. Anında kim olduğumu anlamam gerekti. Mesele sadece bedenim de değil… gözlerimi açtığımda kolumun renginin açık mı koyu mu olduğu, saçımın uzun mu kısa mı olduğu, şişman mı zayıf mı olduğum, kız mı erkek mi olduğum, yara bere içinde mi yoksa pürüzsüz mü olduğum… Her sabah farklı bir bedende uyanıyorsanız, vücut en kolay alışılan şey. Kavraması güç olabilen ise bedenin önceden yaşamış olduğu hayat. Her gün başka biriyim. Ben, kendimim; kendim olduğumu biliyorum ama ayrıca başka biriyim de. Hep böyle olageldi.

A'nın arkadaşı yok. Ebeveyni yok. Ailesi yok. Mülkü yok. Evi bile yok. Çünkü her gün başka birinin bedeninde uyanıyor. Her sabah farklı bir yatak. Farklı bir oda. Farklı bir ev. Farklı bir hayat.

Rhiannon'la tanıştığı anda ona âşık olan A için, gece çöktüğünde her şey sona ermiştir. Çünkü hiçbir zaman bir insanın bedenine ikinci kez girememektedir. Ancak A, genç kızı aklından çıkaramayınca ve Rhiannon onun yaşama sebebi haline gelince her gün, farklı hayatlar yaşamış farklı bedenlerde ona geri dönmeye çalışacaktır. Bir de onu aşkına inandırmaya…


Her Gün serisi ilk kitabıdır
Bu yazar cidden farklı O.O

Hem anlatım olarak hem de işlediği konu olarak kitabımız gerçekten de oldukça farklı bir kitaptı. Okurken sayfaları ardı ardına çevirmemi ve "bu nasıl bir hayat?" gibi soruları sordurup ne olacağını, nereye varacağını merak ettiren de tam olarak kahramanımız ve yazarımızdı. Ki yazarı cidden sevdim *.* Ne var ki aynı şeyi kitabın işleyiş tarzı için söyleyemeyeceğim :( Çünkü yazar alttan alta bize verdiği o güzel mesajları ve A ile tüm işlediği anlamlı şeyleri ne yazık ki yazdığı Rhiannon karakteri ile berbat etmiş bana göre. Ki bu durum kitap boyunca sinir olduğum en önemli unsurdu -.- Yine de tüm bu iyi kötü değerlendirmeleri arasında serimiz hakkında daha ilk kitaptan karar vermek istemiyorum. Çünkü kitap boyunca sinir olduğum yer kadar çokça da sevdiğim kısımlar bulunuyor. Bu nedenle ve meraklandırıcı sonun da etkisiyle ikinci kitabı oldukça sabırsız bir şekilde bekleyeceğim ve hem seri hem de kitabımız hakkındaki kararımı sanırım öyle vereceğim ;) Ama şunu da belirtmezsem olmaz, erken karara varmama kararımı etkileyen şey yazardı. Onu gerçekten sevdim :D Umarım bu seri dışındaki bir kitapla da tanıma şansımız olur ^^

Kitabımızın incelemesine geçmeden isterseniz gelin önce kitabımızın konusundan biraz bahsedelim:

YAZ KILICI (The SWORD of SUMMER) by RICK RIORDAN | YORUM


Tanıtım:
MAGNUS CHASE’in başına o güne dek yeterince iş açılmıştı.
İki yıl önce annesinin kendisine kaçmasını söylediği o korkunç geceden beri Boston’da sokaklarda yaşıyor, polisten ve sosyal hizmetlerden yalnızca kafasını kullanarak kurtuluyordu.
Magnus bir gün peşine bir başkasının düştüğünü öğrendi:
Annesinin kendisini tembihleyerek uzak durmasını söylediği dayısı
Randolph. Ancak Magnus, dayısından kaçmak isterken onun avucunun
içine düşüverdi. Randolph ise İskandinav tarihiyle ilgili bir şeyler geveleyip Magnus’a bir yerlerde doğuştan hak ettiği bir şey olduğunu söyledi:

Binlerce yıldır kayıp olan bir silah.
Randolph konuştukça eksik parçalar bir bir tamamlandı.
Asgard tanrıları, kurtlar ve Kıyamet Günü hakkındaki efsaneler Magnus’un hafızasında yeniden şekillendi. Ancak fazla vakti yoktu, çünkü o an bir ateş devi Boston’a saldırmakta ve Magnus’a kendi güvenliği ile binlerce masum insanın yaşamı arasında bir seçim yapmaya zorlamaktaydı…

Bazen yeni bir yaşama başlamanın tek yolu, ölmektir.


Yazarımızın diğer serisi ve yorumları için:



 

Magnus Chase ve Asgard Tanrıları serisinin ilk kitabıdır.
Dikkat, bu mitoloji fena çarpabilir.
Karakterimiz de öyle ;)

Kitabımız hakkında hala bile ne yazsam ne desem, sevdim mi sevmedim mi, aradığımı buldum mu bulamadım mı, ne arıyordum gibi sorunlar yaşıyorum. Üstelik üzerinden yarım gün/bir gün geçmesine rağmen! O.O Ve sanırım uzun bir süre de kendime bu soruları soracağım, o nedenle hazır bilgilerim tazeyken içimdekileri dökeyim dedim. Hem belli mi olur, yazarken belki kitabımız hakkında ne karar vereceğime de bakarım ;) Yine de şu yazı içinde, şimdi ya da sonra, kesin olan bir şey var ki serimizin devamını ne olursa olsun okuyacağım. Çünkülerine gelince... onlara da yazımızın devamında değiniriz ^^ Bir de şunu da söylemem gerekir sanırım, kitabımız aslında işlediği mitoloji için gerçekten de iyiydi, tarafsız bir şekilde bakarsak. Sorun mitolojinin bana uyup uymadığı konusu. Yoksa gerçekten de iyi bir Norveç, Asgard ya da doğru kullanımı hangisiyse, mitolojisi okuduk. Ama dediğim gibi ben bana uyup uymadığı konusunda sorun yaşıyorum, bu nedenle en iyisi incelememize dönmek ve kararı incelerken vermek :)

Derin bir nefes alalım ve kitabımızın konusuyla yorumumuza başlayalım:

MUCİZE (WONDER) by R. J. PALACIO


Tanıtım:
Kaderinde Sıradışı Olmak Varsa Sıradan Kalamazsın…

Merhaba, adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur.

August (Auggie) Pullman yüzünde fiziksel bir bozuklukla doğduğu için, normal bir okula gidemiyordu… şimdiye kadar. Yakında Beecher Ortaokulu'nda beşinci sınıfa başlayacak ve ömrünüzde bir kere bile "yeni çocuk" olduysanız, bunun ne kadar zorlu olduğunu tahmin edebilirsiniz. Dondurma yemek ve Xbox'ında oyun oynamak gibi sıradan şeyleri seven Auggie aslında sadece sıradışı yüzü olan, sıradan bir çocuk. Peki, yeni sınıf arkadaşlarını, görünüşünün ardında kendisinin de onlar gibi olduğuna ikna edebilecek mi?

*****

Muhteşemdi, kesinlikle ve tek kelimeyle muhteşemdi! <3 Eğer bir yerde gözünüze çarptıysa, elinizdeyse ya da alıp almamak konusunda herhangi bir tereddütünüz varsa hiç tereddüt etmeden alın ve bir an önce okuyun. Çünkü bu kitap kesinlikle her yaştan herkesin muhakkak okuması gereken büyüleyici ve aldığı ödüllerin de övgülerin de hepsinin hakkını sonuna kadar veren eşsiz bir kitap. Gerçekten de muhteşemdi, daha en başlardan kitaba hayran kaldım ve okudukça da bayıldım *.* Senenin sonuna geldim ama bu sene okuduğum hatta hayatım boyunca okuduğum en iyi kitaplar arasında en başları zorlayacak kadar iyi olduğunu gözümü kırpmadan söyleyebilir ve herkese önerebilirim. Muhteşemdi, muhteşem!

Kendimi biraz sakinleştirmek için gelin kitabımızın konusuna bakalım. Daha sonrasında da birlikte detaylıca inceleyelim:

THE ORIGINALS: YÜKSELİŞ by JULIE PLEC | KARŞILAŞTIRMA


Herkese haftanın ilk gününden merhabalar :)

Dün sizlerle kitabımızın yorumunu paylaşmıştım. Bugün de sizlerle Kökenlerimizin kitap ve dizideki hallerinin karşılaştırmasını yapacağım. Daha doğrusu geçmiş ve gelecek hallerine bakacak ve ne kadar olgunlaştıklarını hep beraber göreceğiz ;) Unutmadan, postumuzun sonundaki rafflecopter sayesinde kitabımızın çekilişine katılmayı unutmayınız. Herkese bol şans ^^


 


Yukarıdaki linkler sayesinde kitabımızın ve yazarımızın tanıtımına, kitabımız hakkındaki yorumuma, son olarak da dizimiz hakkındaki incelememe ulaşabilirsiniz :)

Hazırsanız yolculuğumuz başlıyor:

THE ORIGINALS: YÜKSELİŞ by JULIE PLEC | YORUM


Herkese keyifli pazarlar :)

Bugün sizlerle konuk olduğum Kitap Canavarları ile Blog Turları  aracılığıyla The Originals: Yükseliş by Julie Plec  kitabımızın yorumunu paylaşacağım. Ama öncesinde isterseniz kitabımızın ve yazarımızın tanıtımına aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz. Ayrıca turun bügünkü diğer ev sahibesine yine aşağıdaki linkten ulaşarak ön okumamızı okuyabilirsiniz :D Yorumumuza geçmeden önce, postumuzun sonundaki rafflecopter aracılığıyla kitabımızın çekilişine katılmayı unutmayın lütfen ;) Ve şansınızı arttırmak için Kitap Canavarları  'nın facebook ve instagram sayfalarındaki çekilişlere de katılmayı unutmayın! :)





Öncelikle sizi kitabımızın yazarının aslen senarist olduğu konusunda uyarmam gerek, ondan sonra da Kökenlerimizi eğer Vampir Günlükleri  ya da aynı adlı diziden tanımıyorsanız bol entrika ve karmaşaya hazır olmanız konusunda... Zira kitabımız tam da yazarımızı tanıyanların bekleyeceği gibiydi. Tamam, tam da kısmı az birazcıcık abartı olabilir, zira işlediği dönem daha Kalus'mun hayattan yediği tokatların birikip onu görkemli yaptığı yıllar değil. Hayır! Birazcık daha toy olduğu dönemler gibiydi sanki ama yine de muhteşemdi. O halde bile kendi olmaktan vazgeçemedi ve yine ortalığı birbirine katarak taş üstünde taş koymadı biricik hybrid Köken'm <3 Ki kitabın son kısmını da düşünürsek olanlar olacakların habercisiydi sadece. Çünkü Klaus'm her çöküşünden sonra daha da görkemli olduğundan bir sonraki kitabımızı okumak için oldukça merak duyuyorum *.* Ki kardeşlerinin durumları da hesaba katılırsa bunda yalnız da olmayacak ;)

Şimdi bir soluklanalım ve kitabımızın konusuna bakalım:

KONUŞ BENİMLE (SPEAK) by LAURIE HALSE ANDERSON | TANITIM ve ÖN OKUMA

Herkese merhabalar :)

Bugün sizlerle Go Kitap!  'tan çıkacak ve başrolünde Kristen Stewart'ın oynadığı aynı adlı 2004 yapımı filmin kitabını tanıtacağım. Şunu eklemem gerekir ki, film gerçekten de acı ve hassas bir konuyu oldukça iyi işlemişti -hem de o başrolün oyunculuğuna rağmen. Bu nedenle hala bile aklımdan çıkmaz :( 

Sizlerle kitabımızın önce konusunu, daha sonrasında yazarımızın tanıtımını ve son olarak da kitabımızın ön okumasını paylaşacağım ;)

Hazırsanız başlayalım:

GİTTİM GÖRDÜM: 2015 TÜYAP KİTAP FUARI

Herkese merhabalar :)

Bu yıl aslında yorgunluğumdan mı yoksa kendime hala gelememden mi olsa gerek Tüyap yazısı yazmak istemedim ilk başta. Hatta dün bilgisayar başına oturunca da, amaaan... sonra yazarım dedim ama sabah kalkınca da, geciktirmenin bir anlamı yok, diyerek yazmaya karar verdim ^^ Verdim ama ne anlatacağımın ya da nasıl geçtiğinin hala çok da farkında değilim :D Tabi ki muhteşem bir fuar geçirdim yine, tek sorun saatlerin nasıl aktığının ve o iki günümün nasıl da hemen geçip gittiğinin farkında olamamdı. Hala bile düşününce adeta hafıza kaybı gibi yaşıyorum olayları, o kadar kendimi kaybettim O.O 

En iyisi anlatmaya baştan başlamak:

OLİMPOS'UN KANI (The BLOOD of OLYMPUS) by RICK RIORDAN | OLİMPOS KAHRAMANLARI SERİSİ 5


Tanıtım:
Nico di Angelo onları uyarmıştı: Hades'in Evi en kötü anılarınıuyandıracak, hayaletlerini huzursuz kılacaktı… Nitekim şimdiher biri zor durumda. Teker teker korkularıyla yüzleşmektenbaşka çareleri yok. Jason, küçükken onu terk eden annesinin hayaletiyle karşıkarşıya. Bir lider olarak gücünü nasıl kanıtlayacağını bilmese de,annesinin yaptığı gibi sözünden vazgeçecek değil. Nico, bir kez daha Reyna ve Koç Hedge ile gölge yolculuğuyaparsa hayalete dönüşebilir. Yine de bu karar, kehanetinbelirttiği gibi başka birisinin hayatını kaybetmesini engelleyebilir. Athena Parthenos'u, savaş patlak vermeden Melez Kampı'nagötürmeye çalışan Reyna'nın peşinde zalim bir avcı var. Korkularını yenmeye çalışan Piper, üzerine düşeni yapmak içinhazır. Leo ise planının işe yaramamasından ve arkadaşlarınınişine karışmasından endişe duyuyor. Oysa hepsi biliyor ki, Toprak Ana'yı alt etmek için içlerinden biri ölmeli…

Rick Riordan, çok satan Olimpos Kahramanları serisinin sonkitabında, melezlerin hafızalara kazınan macerasını noktalıyor. Kahramanlar, tanrılar ve canavarların tek tek sahneye çıktığı Olimpos'un Kanı'nda heyecan doruğa tırmanıyor!






Ait olduğu serinin final kitabıdır.
Bolca hüzün ve karmaşık duygular barındırır T.T

Bir insan hiç mi öncesinden ders almaz? Ya da hiç mi acıma duygusu olmaz? Yazarım, bir önceki kitabın yorumunda önsöz için dediklerim için ben de üzgünüm, çünkü ne dediysem az demişim! -_- Sen nasıl bir insansın ya, nasıl bir troll yaşıyor içinde de utanmadan bu önsözü yazabildin?! Damn, hele o kitabın sonu? Are you kidding me? O.O Sen normal bir kitap sonu yazmıyorsun, bir serinin final sonunu yazıyorsun, nasıl o şekilde ucunu açık ve kitabı tamamlanmamış bırakabilirsin?!!! Ahhh, bir şeyleri fırlatmak, kırmak ve sonra oturup hüngür hüngür ağlamak istiyorum T.T Bu kitap tüm bünyemi altüst etti, yetmedi yaşama sevincimi emdi ve şimdi de içi boş bir kabuk olarak bıraktı. Yazar yine yapacağını kendini hiç tutmadan, sonuna kadar keyif alarak ve bizlere zerre acımadan yapmış. Sonunda da ortaya muhteşem/felaket bir final kitabı çıkarmış. Bize de okuyup okuyup göğsümüzdeki boşlukla ve karmaşık duygularla Apollon'un kitabının çıkmasını beklemek kaldı. Ki onda bile bizimkilerin olup olmayacağı meçhul ya, neyse :( 

Karmaşık duygularım ve ben bir süre kendimizi dizginliyor, biraz da kitabımızın konusundan bahsetmeye başlıyoruz:

THE ORIGINALS: YÜKSELİŞ by JULIE PLEC | KİTAP + YAZAR TANITIM

Herkese havaların dengesiz olduğu, tişört mü kazak mı giysem ikileminde kalındığı güzel bir günden merhaba :)

Bugün sizlerle ilk duyduğumdan beri çıkması için heyecanla beklediğim ve daha öncesinde dizi yorumunu da yaptığım, aynı zamanda tabi ki de tavsiye ettiğim, kitabımızın ve yazarımızın tanıtımını yapacağım :D Ama öncesinde isterseniz dizimiz hakkındaki yorumumu aşağıdaki linkimizden okuyabilirsiniz ;)


Hazırsanız başlayabiliriz:

THE ORIGINALS | DİZİ TAVSİYESİ


Herkese dizi köşemizden çooook uzun bir zaman sonra merhaba :)

Bugün sizlerle ilk sezonu neredeyse nefessiz izleyip aşık olunacak derecede hayran kaldığım ve ikinci sezon finaliyle birlikte üçüncü sezonun başlaması için saliseleri bile saydığım bir diziyi tavsiye edeceğim. Ki karakterleri zaten daha öncesinde The  Vampire  Diaries  dizisinden bilip hayran kaldığımız Kökenler  *.*

Dizimiz hakkında yorumuma başlamadan önce size şu haberi vermezsem olmaz sanırım, çünkü ben duyduğumdan beri evin içinde zevkten dört köşeyim. Yey! :D Biliyorsunuz, bilmeyenler de şimdi biliyor olacak, dizimizin kitapları var ve henüz ülkemizde çıkmadı. Ve ben kitaplarını öğrendiğimden beri "acaba nasıldır, keşke bizde de olsa da okusak" diye düşünüp duruyordum ki öğrendiğim bir haberle evrenin mesajımı aldığını anladım ;) Çünkü bu muhteşem dizimizin kitabının hakları Go  Kitap!  tarafından alınmış. Üstelik tek sevindirici haber bu da değil, kitabımız Ekim ayında bizlerle olacakmış. İki kat yey! ^^

Bu mutlu haberi sizlerle de paylaştıktan sonra şimdi de sıra geldi dizimize. Hazırsanız başlıyoruz:

EVE DÖNÜŞ (HOMECOMING) by KASS MORGAN | KİTAP + YAZAR TANITIM ve ÖN OKUMA

Herkese haftanın ikinci gününden merhabalar :)

Bugün sizlerle daha önce tur kapsamımızda incelediğimiz The 100 by Kass Morgan  kitabımıza ait serinin son kitabı olan Eve Dönüş 'ü tanıtacağım. Daha sonrasında ise sizlerle kitabımıza ait ön okumamızı paylaşacağım ;) Öncesinde ise, isterseniz, aşağıdaki linklerden diğer kitaplara ait tanıtım ve yorumlara ulaşabilirsiniz ^^



Hazırsanız eğer başlayalım:

TATLI HESAPLAŞMA (SWEET RECKONİNG) by WENDY HIGGINS | YORUM


Herkese merhabalar :)

Sizlerle daha öncesinde kitabımızın ve yazarımızın tanıtımını paylaşmıştım. Eğer görmediyseniz buraya tıklayarak tekrar bilgi edinebilirsiniz... Bugün ise sizlerle, elimden geldiğince, bu muhteşem ve serimizin final kitabının yorumunu yapacağım ;) Öncesinde de, isterseniz, serimizin diğer kitapları hakkındaki bilgileri ve yorumları aşağıdaki linklerden bulabilirsiniz ^^ 


Tatlı Şeytan ve Tatlı Tehlike by Wendy Higgins | Tanıtımlar ve Ön Okuma  


Kitabımıza dün akşam saatlerinde başladım ve sabah itibariyle bitirmiş bulunmaktayım. Kesinlikle 5 yıldız 10 numara muhteşem bir final kitabıydı *.* Yazar her seferinde çıtayı yükseltti ve sonunda da gerçekten hakkını vererek, tam da türüne yaraşır bir final sahnesi koydu. Gerçi daha iyi olabilir dediğim kısımlar var ama bir yandan da genç-yetişkin olmasına bağlayarak neden bu şekilde yazıldığını anlıyorum. Bu sebeple sanırım... Öhmm... Bunlar daha sonrasında detaylı inceleyeceğimiz konular ama ;) Nerede kalmıştım... Evet, dediğim gibi, kitabımızı sabah itibariyle bitirdim ama öyle bir boşluğa düştüm, öyle bir duygu yoğunluğunda kaldım ki ancak şimdi kendimi toparlayıp bir yorum yazabiliyorum. Dostum bu kitap bir harika! *.* Serimiz zaten çok güzel bir seri ve final kitabı da kesinlikle bunun hakkını veriyor. Hele hele yahuşuhlum Kaidan, kim ne derse desin öyle bir değişim yaşıyor ki bu kitapta, bence, açık ara kitabın yıldızı oluyor. Daha doğrusu değişim demeyelim de bizi gerçek Kaidan ile tanıştırıyor diyebiliriz bu duruma sanırım. Cidden, Anna da çok şey yaşıyor, hatta herkes... ve Anna konusunda da üzüldüğüm birkaç yer oluyor ama Kai... O kesinlikle bambaşka bir konu. Bu kitapta kesinlikle benim için yıldız oyuncu oydu :) Biliyorum, diğer müttefiklerimizin hakkını yememeliyim ama cidden, siz de okurken önce şaşıracak sonunda da bana hak vereceksiniz ;) Eğer serimize başlamadıysanız ve bu tip kitapları seviyorsanız kesinlikle tavsiye ederim. Hele hele diğer kitapları okuyup da son kitabımızı hala okumadıysanız, en kısa zamanda ne yapıp edip almanızı ve okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum! ;)

Tamam, kısa bir ara verelim ve biraz da kitabımızın konusundan bahsedelim:

TATLI HESAPLAŞMA (SWEET RECKONİNG) by WENDY HIGGINS | KİTAP ve YAZAR TANITIM

Herkese havanın biraz da olsa serinlediği bu mutlu günden merhabalar :)

Bugün sizlerle severek okuduğum ve takip ettiğim Sweet Trilogy Serisi 'nin çıkmasını ne zamandır sabırsızlıkla beklediğim üçüncü kitabını tanıtacağım ^^ Ama öncesinde, isterseniz, serimizin diğer kitapları hakkındaki tanıtım, ön okuma ve yorumlarıma göz atabilmeniz için linklerini sizler için paylacağım.




Hazırsanız başlıyoruz:

EVRENE FISILDANAN DİLEK (HELLO LOVE) by KAREN McQUESTİON | KİTAP + YAZAR TANITIM ve ÖN OKUMA

Herkese sıcak ve bunaltıcı yaz günlerinden merhabalar :)

Şu sıralar sıcaklar ve birçok nedenden dolayı kitap okuyamıyorum ne yazık ki :( Ve bu yüzden de iyi kitaplar ne yazık ki elimde sürünüyor. Ama umuyorum ki kısa zamanda kendime gelip eski tempoma döneceğim ve sizlerle yorumlarımı paylaşmaya devam edeceğim ;) O zamana kadar da böyle ara ara, görüp de dikkatimi çeken kitaplar hakkında sizlerle paylaşım yapmayı umuyorum ^^

Bugünki kitabımız yakında Aspendos Yayınevi  'ndan çıkacak olan bir kitap. Ve sizlerle önce kitabımızın ve yazarımızın tanıtımını, daha sonrasında ise kitabımızın ön okumasını paylaşacağım :D

Hazırsanız başlayalım:

İHANETİNİ FISILDA by MELTEM LİAN ÖZÜT


Tanıtım:
"Ahh birtanem, keşke şimdi gözlerini açabilsen ve her şey yoluna girse." Ben zaten uyanığım ve seni duyabiliyorum! Tıpkı bir ölü gibi hareketsiz yatıyordu Berrak. Herkes onun için sonun geldiğine inanıyordu. Biri hariç...

Berrak dünyaca ünlü bir modeldi, kıskanılacak bir hayatı vardı. Ve bir gece trafik kazası geçirdi. Kendine geldiğinde dört gün geçmişti, her şeyi duyabiliyordu ama kimse bunun farkına varmıyordu. Bir süre sonra garip, psişik bir güç keşfetti zihninin karanlıklarında...

Ve ardından kapılar aralandı... büyük ihanetler aydınlandı...


İtiraf ediyorum, ilk 100 sayfa kadar bırakmayı çok kez düşündüm ve birkaç kez elimden bırakıp yüzüne bakmadığım oldu. Tamam, ehliyet sınavım, hasta olmam derken bazıları zorunluluktandı ama birkaçı gerçekten isterek bırakmamla oldu. Ama Eren sağolsun, benden önce okuduğu için devam etmemi söylerek bana destek oldu ;) Sonuç? Kesinlikle devam ettiğime oldukça memnunum :D Çünkü kitabımız hiç de başlarda bize kendini anlattığı gibi değilmiş, hatta cevherini uzun bir süre saklamış desem yeridir bile ^^ Hele 200'lerinden sonra bize yaptığı süprizi kesinlikle işleri ilginç bir hale getirdi ;)

Yorumuma devam etmeden önce isterseniz gelin de kitabımızın konusuna bir göz atalım:

YOLUM AŞKA DÜŞTÜ by MERAL KIR | KAPAK TANITIM (COVER REVEAL)

Herkese merhabalar :)

Bugün sizlerle sevgili yazarımızın üçüncü kitabını, kapağını ve yazarımızı tanıtacağım. Ayrıca aşağıdaki linklerden yazarımızın önceki kitapları hakkında fikir de edinebilirsiniz ^^




Daha fazla konuşup sizi bekletmeyeceğim, zira kapağımız şahane ve sizin de görmeniz için oldukça sabırsızlanıyorum! Öyleyse hep birlikte bakalım:

MAGISTERIUM: DEMİR YIL (The IRON TRIAL) by HOLLY BLACK and CASSANDRA CLARE


Tanıtım:

Asla bir büyücüye güvenme... 

Callum'un yaşındaki pek çok genç, onun yerinde olmak isterdi. Özel büyü yeteneklerine sahip olmak ve efsane okul Magisterium'a kabul edilmek herkesin rüyasıydı. Buraya girenler, ilk adım olan Demir Yıl'ı tamamlayarak, güçlerini nasıl kullanacaklarını öğreniyordu. Oysa Callum Hunt, diğerlerinden çok farklıydı. Tüm hayatı boyunca ona, bir büyücüye güvenmemesi gerektiği söylenmişti. Bu yüzden tek şansı vardı: Elinden gelenin en kötüsünü yapmak. Fakat başarısız olma konusunda başarısız olmuştu! Şimdi o ürkünç okula kaydolmak zorundaydı. Geçmişiyle karanlık bir bağı olan ve geleceğini derinden etkileyen o uğursuz okula... Demir Yıl, sadece bir başlangıçtı. Call'un en büyük sınavı ise adım adım yaklaşıyordu...

Çok satan yazarlar Holly Black ve Cassandr Clare, nefes kesen büyülü bir dünyanın kapılarını sizler için aralıyor!


Magisterium serisi 1. kitaptır

İtiraf ediyorum, kitabımız bir ara beklemediğim bir atağa çıksa da ve gerçekler konusunda tahminlerimi aşıp ağzımı açık bırakacak şekilde şaşırtsa da... ne yazık ki sevemedim :( Tamam, bir ara, yazarlarımızın toparladığı ve daha iyi oldukları bir dönem oldu. İşte tam o kısımlarda bir umut gördüm ve sevebilirim dedim ama sonuna gelip de kitabı kapattığımda ne yazık ki içimde ne bir sonraki kitap için bir istek uyandı ne de olaylar beklediğim gibi gelişti T.T Uzun bir süre, sınavlar nedeniyle kitap okuyamayacağım düşünülürse, kapanışı böyle yapmak üzdü açıkçası...

Tamam, karamsarlığımdan çıkıyorum ve kararı sizlere bırakmak açısından biraz konumuzdan sonrasında da düşüncelerimden bahsetmeye başlıyorum:

KARANLIKLAR PRENSESİ VAMPİR CARMILLA by SHERIDAN LE FANU


Tanıtım:

Baş döndürücü cazibesi ve büyüleyici güzelliği ile çevresindekileri etkileyip ağına düşürmeyi başaran dişi bir vampir; Carmilla.

Yayınlandığı dönemde kahramanı Carmilla'nın yaşadığı çarpık ilişkilerden dolayı kabullenmeyen bu yüzden de fazla ilgi görmeyen Karanlıklar Prensesi Carmilla, konuk edildiği malikânenin genç kızını dahi kendine aşık edecek kadar baştan çıkarıcıdır. Kaldığı malikâne ve çevresine kısa sürede dehşetin, korkunun ve ölümün bir karabasan gibi çökmesine sebep olan Carmilla vampir edebiyatının güzel olduğu kadar çekici ve kışkırtıcı örneklerinden biridir.


Aslında başta yorum yapmayı pek düşünmüyordum ama bu yorum sevgili Yalaz'm (Maria Puder Ölmedi) için olacak ;) Kitabı merak etmişti ve sizin de aranızda merak edenler varsa eğer biraz fikir edinmenize yardımcı olur umarım ^^ Ayrıca diğer Carmilla kitaplarının sayfa sayısı azken benimki neden kalın diye merak ederdim ilk başta. Okurken fark ettim ki, 2000 baskılı Beyaz Balina'dan çıkan bu kitap yazarımızın sadece Carmilla hikayesini değil içinde -ikinci kısımda- yazmış olduğu diğer hikayelerini de barındıyor ;) Ve sanırım güncel hali şu anda Can Yayınları'ndan çıkmış bulunmakta :)

Şimdilik bu kadar bilgi yeter, hazırsanız kitabımıza giriş yapalım:

KAN ve YILDIZ IŞIĞI GÜNLERİ (DAYS of BLOOD and STARLIGHT) by LAINI TAYLOR


Herkese merhabalar ^^

Bugün sizlerle daha öncesinde ilk kitabının yorumunu paylaştığım kitabımızın devam kitabına dair yorumunu paylaşacağım. Ama öncesinde, eğer hala okumadıysanız ilk kitabımıza dair yorumumu aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz :)



Duman ve Kemiğin Kızı Serisi 2. kitaptır.
İlki yanına bile yaklaşamaz!

Dürüst olmak gerekirse sonuna gelene kadar kitabımız hakkında tam olarak ne demem gerektiğini bilmiyordum. Çünkü karakterlerin birçoğuna okurken oldukça sinir oldum ve bazı kısımları okurken resmen damarlarımdan alev aldım! Ama okurken şunu da farkettim ki, yazarımız kesinlikle kendini muhteşem bir şekilde geliştirmiş. İlk kitap yanına bile yaklaşamaz birçok konuda O.O İşte tam da bu iki nedenden kitabımızı konusunda hem kararsız hem de bazı sebeplerden dolayı da, yazarımızın gelişen ustalığına rağmen, sevmeme yolundayken bir kez daha o son kısımlara gelmemle birlikte nihayet aradığım bahaneyi buldum ve kitabı bitirdiğimde yüzümde bir hayranlıkla kaldım. Ve şu anda, tamda elimde neden devam kitabı olmadığının üzüntüsünü yaşıyorum. Gerçekten de işler olması gerektiği, serinin ve konunun hak ettiği yere geldi. Bir sonraki kitap için ilk kitabın sonundan daha fazla çıldırıyorum ve istiyorum! Artemis duy sesimi... T.T

Şu an yazacağım uzun yoruma bir ara veriyor ve sizi kitabımızın değişen havasına davet ediyorum:

DUMAN ve KEMİĞİN KIZI (DAUGHTER of SMOKE and BONE) by LAINI TAYLOR


Tanıtım:

Bir zamanlar şeytanın ininde, yerde tüylerle oynayan masum bir kızdı.
O, artık masum değil...

Zuzana defteri alırken, arkadaşları Pavel ve Dina, kızın omzunun üzerinden çizimlere bakmak için uzandı. Karou'nun çizim defteri okulda bir efsaneye dönüşmüştü ve elden ele dolaşan defterdeki yeni çizimler her gün hayranlıkla incelenirdi. Bu defter -hayatı boyunca çiziktirdiği doksan ikinci defter- lastik bantlarla sarılıydı ve Zuzana bunları koparırcasına çıkardığı anda defter açılıverdi. Defterin her bir sayfası tutkal ve boyayla öylesine şişmişti ki cildi her an dağılabilirdi. Defter bir yelpaze gibi açılırken Karou'nun özgün karakterleri sayfalar üzerinde harika ve fazlasıyla tuhaf çizgileriyle dalgalandı. Ama kimse bu karakterlerin gerçek olduğunu tahmin bile edemezdi.


Aynı adlı serinin ilk kitabıdır.
Kesinlikle sonuna kadar sabredin ;)

Ah Karou, salak Karou! Pis yazar!! Acımasız kadın!!! Ahhh, o kitabın sonu öyle mi biter? Tanrımm, niden ben? T.T İtiraf ediyorum başlarında ortalama olduğunu düşündüm, ortalarına geldiğimde sıkılmaya yüz tuttum -aşıklarımıza rağmen- ama sonra üçüncü kısma bir geçtik. Hooo... Ne geçme hem de! Yazar resmen hainlik, pislik ve kötülük yapmış da içindeki cevheri ancak o kısımlarına gelmeye sabrı yetenlere saklamış O.O Resmen üzerimden bir gezegen geçti. Hele o son, hele o son! Allah'm niden ben ya, niden? İyi ki devam kitabı elimde, yoksa sanmıyorum nasıl dayanayım, nasıl yaşayayım devamında neler olacağını öğrenmeksizin? Mükemmeldi, mükemmel *.*

Tamam, yorumumuza geçmeden önce kitabımızın konusundan bahsedelim biraz:

TATLI TEHLİKE (SWEET PERIL) by WENDY HIGGINS


Herkese merhabalar :)
 
Sizlere daha öncesinde kitabımızın konusunu ve yazarımızı tanıtmıştım ve ön okumasını da paylaşmıştım. Eğer görmediyseniz okumak için buraya tıklayabilirsiniz... Ayrıca ilk kitabımız hakkındaki yorumum için aşağıdaki linke tılayabilirsiniz ;)
 
 

The Sweet Trilogy serisinin ikinci kitabıdır.
İlk kitaptan daha fazla etkileyebilir! *.*
Kaidan Rowe <3

Öncelikle buradan sevgili Eren'e (Saklama Kabı) tek bir isimle okuma şevkimi daha da kabarttığı için teşekkürlerimi yolluyor hem de aynı isimle beni sancılara sürükleyip, o ismin sahibiyle tanışana kadar diken üstünde oturttuğundan kınıyorum. Sayesinde isimin sahibiyle tanışana kadar hop oturdum hop kalktım, yetmedi tanıştıktan sonra bile "ya daha sonra öyle oluyorsa" diye kafamda dönen tilkilerden kitabın sonuna kadar rahatlayamadım açıkçası. Yine de sanırım teşekkür eden yanım ağır basacak. Çünkü, zaten isteğim olsa da, sayesinde kitabı çok daha hızlı ve şevkle okudum. Ki kitap da gerçekten de muhteşemdi. Hele de ilk kitaptan sonra kadının daha da iyi şekilde yazması ve olayların açılması, bize birçok şey aktarması vs. derken ilkinden kesinlikle daha iyi bir kitap okudum. Yani ilkinden daha iyiymiş diyenlere bir kez daha katılıyorum. Bu seri cidden de söylenenlerin hakkını sonuna kadar veriyor :D Ama keşke şu sonları konusunda böyle olmasa. Şimdi ben nasıl bir sonraki kitabı bekleyeceğim ya da neler olacak diye yaşadığım heyecanı yatıştıracağım? En iyisi, sanırım, yüzümdeki o mutlu ifadeyi bir süre daha tutmak ve kitabımızdan bahsederek içimi dökmek olacak *.*

Hazırsanız başlıyorum öyleyse:

TATLI ŞEYTAN (SWEET EVIL) by WENDY HIGGINS


Herkese merhabalar :)

Sizlere daha öncesinde kitabımızın konusunu ve yazarımızı tanıtmıştım. Hatta yanında ikinci kitabımızı da tanıtmış ve ön okumasını da paylaşmıştım. Eğer görmediyseniz okumak için buraya tıklayabilirsiniz... 
 
Şimdi de kitabımız hakkındaki yorumumu sizlerle paylaşacağım ;) Ama öncesinde bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabı okurken 513 ile 536. sayfalar 352'den sonra kitabın arasına karışmış. Ben de sayfa sayılarına dikkat etmeden okurken ne yazık ki sonu konusunda, okurken hızımı alamadığımdan da, spoiler yemiş oldum. O nedenle siz de okurken 352. sayfadan sonra hem önceki konu değişmeye hem de sayfa sayısı 500'lü olmaya başlarsa lütfen oraları atlayıp okumaya 353'ten devam edin...


The Sweet Trilogy serisinin ilk kitabıdır.
Bu yıl okuduğunuz en muhteşem
kitaplar arasında yer alabilir!

Ne desem, nasıl başlasam söze bilmiyorum. Gerçekten de muhteşem ötesi ve bu yıl okuduğum cidden en iyi kitaplar arasında oldu benim için. Ve insanlar ikincisinin daha da iyi olduğunu söylüyorlar! O.O Özellikle kitap bittikten sonra devamını almadığım için çok pişman oldum ama en kısa zamanda edinip kesinlikle okuyacağım *.* Hem biricik seksi, yahuşuhlu, fedakar ve ımm... nasıl diyorlar? Hah! Cehennem kadar seksi Kaidan Rowe'dan ayrı kalmak olmaz değil mi? ;) Kitap zaten çok iyi, üstüne bir de Kai'cm olunca daha da iyi olmuş :D Gerçi Kopano'nun  da hakkını yiyemem onu da oldukça sevdim. Ama en büyük övgü ve sevgi kesinlikle sevgili yazarımıza gidiyor. Çünkü kadın gerçekten yazıyor ya! Serinin devam kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum adeta <3

Tamam, hoh, şimdi kısa bir nefes alalım ve kitabımızın konusuyla devam edelim:

AŞK-I RANA by GÜNEY UTKUN


Tanıtım:

“Aşkla Dokun Hayata” serisi kitapları ile okuyucularını aşkın ayrılıktan kavuşmaya, hüzünden coşkuya kadar tüm duygularını taşıyan bir yolculuğa çıkarıyor. 

Savaşın ve siyasetin gölgesinde filizlenen bir aşk hikâyesi… Karşılıksız bir aşk, sızısı hiç azalmayan bir hasret, hastalığa yenik düşen bir genç şair, fakültede işlenen esrarengiz bir cinayet ve gizem perdesi ardındaki esrarengiz olaylar…

Aşk-ı Rana; hasret, ihanet ve acıyla harmanlanmış bir aşk öyküsü ile beraber 1980 darbesini, Körfez Savaşı'nın acılarını ve Orta Doğu'nun kadim yazgısını da bir başka gözle anlatan çarpıcı bir roman.

Aşk, insanoğlunun kalbinde hala şarkılarını söylemeye devam ediyor.  Siz de Hayata Aşkla Dokunmaya Var mısınız?


Aşkla Dokun Hayata Serisi ikinci kitabıdır.
İlk kitabımızın aksine roman türündedir.

Ahhh, ne kitaptı gerçekten de! Sonu konusunda ne kadar sinirli ve hala üzgün olsam da aslında daha en başından belliydi. Yine de kitapların mutlu sonla bitmesini isteyen biri olarak gerçekten de benim için oldukça zor oldu kitabımızı bitirmek. Ama kesinlikle okurken farklılığıyla oldukça keyif aldım ve yazarımız sayesinde sadece bir aşk hikayesi değil, dönemi de içeren oldukça dolu bir roman okumuş oldum. Genel olarak sevdim aslında ve hem dönemi yansıtan hem de yayınevinin tarzında kitap okumayı sevenlere kesinlikle öneririm ;)

Tamam, daha fazla kitabımızı hakkında konuşmadan gelin de konusuna bakalım kitabımızın. Daha sonrasında incelememize devam ederiz:

BANA AŞKIMIZI ANLAT by ZEKERİYA EFİLOĞLU


Tanıtım:

“Aşkla Dokun Hayata” serisi kitapları ile okuyucularını aşkın ayrılıktan kavuşmaya, hüzünden coşkuya kadar tüm duygularını taşıyan bir yolculuğa çıkarıyor.

Aşk lafını söylemek değil, safını belli etmektir… Her veda elveda değildir ey can; belki de bir merhabadır seni lime lime eden heyecan. Her seni terk ediyorum sözünü bir bitiş, bir tükeniş ve bir son olarak algılama. Seni terk ediyorum değil, seni dert ediyorumdur, unutma.

Nihayet yangınların olacak kışa öykünür gibi ve donacaksın terlediğin akşamlarda. Kanatları kırılmış bir ikindide gideceksin, oysa yuvasına dönmemiş olacak ebabil…Aşk, lafını söylemek değil safını belli etmektir, bunu böylece bil…

Aşk, insanoğlunun kalbinde hala şarkılarını söylemeye devam ediyor.  Siz de Hayata Aşkla Dokunmaya Var mısınız?


Uzun, zorlu ve yorucu bir aradan sonra herkese merhabalar :) Biliyorum bir ara iyi giderken sonrasında, ne yazık ki, "bu sene bloguma daha çok yazacağım" söylemlerimi haksız çıkarırcasına yine boşladım :( Ama yaz geliyor, havalar arada bozsa da daha iyi olmaya başlıyor. Yani okumak ve düzelecek morallerle bloglama isteğimin daha da artacağına inanıyorum... ümit ediyorum :D Neyse, dağılmadan konumuza giriş yapayım ben ;) Bugün sizlerle Hayat Yayınları'ndan çıkan ve okurken önce şaşırtan daha sonra da oldukça keyif veren kitabımızın yorumunu paylaşacağım. Ama öncesinde isterseniz kitabımız hakkında biraz bilgi edinelim:

TATLI ŞEYTAN (SWEET EVIL) ve TATLI TEHLİKE (SWEET PERIL) by WENDY HIGGINS | TANITIMLAR ve ÖN OKUMA

Herkese merhabalar :)

Bugün sizlerle Go Kitap'tan kısa süre önce ilk kitabı çıkan ve kısa zamanda ikincisine de kavuşacak olduğumuz serimizle yazarımızı tanıtacağım ve ikinci kitabımızın ön okumasını paylaşacağım ;) Ama öncesinde hem kitaplarımızı orjinal kapakla çıkardıkları hem de bizi çok fazla bekletmedikleri için Go Kitap'ı ne kadar sevdiğimi söylemezsem olmaz! *.* <3

Şimdi de hazırsanız başlayalım:

TELEPATİ (MULTIVERSUM) by LEONARDO PATRIGNANI | YORUM


Herkese merhabalar :)

Sizlere daha öncesinde kitabımızın konusunu ve yazarımızı tanıtmıştım. Hatta bir de ön okuma paylaşmıştım kitabımızdan. Eğer görmediyseniz okumak için buraya tıklayabilirsiniz... Şimdi de kitabımız hakkındaki yorumumu sizlerle paylaşacağım ;)


Multiversum Serisi ilk kitabıdır.
Hiç bir şey düşündüğünüz gibi değil! O.O

Kitap bitti ve ben uzun süren bir sessizliğe gömüldüm... Cidden ne desem, nasıl anlatsam size kitabı bilemiyorum. Bir kere sevdiğimi ve okurken zevk aldığımı belirteyim de yanlış anlaşılmalar olmasın sonra ;) Ama yine de okurken beni rahatsız eden çok da yer vardı ne yazık ki :( Aslında tam olarak rahatsız eden denemez, daha çok sanırım "keşke yazar daha profesyonel olsaydı da şurayı daha iyi yazabilseydi" gibi. Ama dediğim gibi olay yine de tam olarak böyle de değil. Sanırım durumu en iyi okuyarak anlayabilirsiniz :D Ama ben size yine de yazının devamında bunları aktarmaya çalışacağım ;) Peki okuduğuma pişman mıyım? Asla! Hatta ikinci kitabı keşke elimin altında olsaydı da direk ona başlabilseydim bile dedim. Çünkü sevgili yazarımız öyle bir yerde bitiriyor ki uzunca bir süre kitaba şaşkın şaşkın bakıyorsunuz ve ne olduğunu anlamaya, cevaplanmayan soruların cevapları için kafanızda kitabı tekrar tekrar gözden geçirmeye çalışıyorsunuz. Sonunda da, benim gibi, ikinci kitap keşke İtalyanca değil de İngilizce olaydı da belkim devam etme şansım olurdu diye hayallere kapılıyorsunuz :)

Tamam... Burda kesiyorum yoksa kitabımızın konusunu anlatmadan yoruma geçeceğim. Ama konusuna bakmadan da yoruma geçmek olmaz. Öyleyse biraz da konumuzdan bahsedelim:

GİTTİM GÖRDÜM: 2015 CNR KİTAP FUARI

Herkese yoğun bir fuarın ertesi gününden merhabalar :)

Bu sene ikinci fuarını düzenleyen CNR'a aslında geçen hafta gitmek niyetinde olsam da kısmet Cumartesi'ye oldu. Ve iyi ki de düne oldu. Aslında geçen hafta da sevgili yazarım Meral ablam için gitmek istedim ama bazı sebeplerle gidemedim :( Bu hafta ise kimse gelmez diye üzülürken dün yaşadığım süprizlerle oldukça güzel bir fuar geçirdim ^^

Fuar yazıma geçmeden önce, gelecek sene gitmeyi düşünenler ve nasıl giderim diyenler için birkaç yol saymak istiyorum. Çünkü ben de gitmeden önce araştırmış ama nette çok karışık bilgilerle karşılaşmıştım -_- Sonrasında da sizlerle kısaca fuarda neler yaptığımın ve aldıklarımın dedikodularını yaparız ;) 

Hazırsanız başlıyorum:

TELEPATİ (MULTIVERSUM) by LEONARDO PATRIGNANI | TANITIM ve ÖN OKUMA

Herkese keyifli akşamlar :)

Bugün sizlere, yılın beşinci kitabı olan Telepati  kitabımızı tanıtacağım. Aslında sadece kitabımızı değil, kitabımızın yanında yazarımızı tanıtıp postun sonunda da sizlerle kitabımızın ön okumasını paylaşacağım...

Hazır olun, başlıyoruz:

21. GÜN by KASS MORGAN | KİTAP + YAZAR TANITIM ve ÖN OKUMA

Herkese merhabalar :)

Bugün sizlerle daha önce tur kapsamımızda incelediğimiz The 100 by Kass Morgan  kitabımızın devamı olan 21. Gün 'ü tanıtacağım ^^ Ama öncesinde The 100  kitabımızı tekrar bir hatırlayalım ;)




İlk kitabımıza göz attıysanız devam kitabımıza bakalım şimdi de:

GÖZLERİNİN ESARETİ by JENNIFER ROYCE | KİTAP + YAZAR TANITIM ve ÖN OKUMA

 Herkese merhabalar :)

Bugün sizlere, heyecanla konuk olduğum Historical Hunters Blog Turu  çerçevesinde kitabımızın tanıtımının ve ön okumasının ilk bölümünü paylaşacağım. Ama öncesinde gelin, etkinlik takvimimize bir göz atalım ^^

Bu arada unutmadan, sondaki rafflecopter ile iki kişiye imzalı hediye ettiğimiz kitabımızı kazanma fırsatını kaçırmayın ;)

Kitap + Yazar Tanıtım ve Ön Okuma - 1: Kördüğüm Hayaller

Tanıtım ve Alıntılar + Çekiliş: Kitaplarım ve Ben 

Ve şunu da söylemeyelim ki, bu kapak bir harika dostum! Pek bu türün okuyucusu değilim ama genel olarak, tarihi aşk romanları yurtdışı kapaklarına bakıldığında da, bu türün gerçekten hakkını veren bir kapak olduğu görülüyor ;) Yazarımıza hoşgeldin diyor ve bol satışlar diliyorum... ^^

Şimdi, hazırsanız başlayalım:

MİMLENMİŞİM: volume 11


Herkese iyi akşamlar :)

Bugün sizlerle Yalaz'mın Melis'i ve sevgili blogger arkadaşım İnci'nin pikachu'su olarak Kendi Kitabını Kendin Yarat  mimini paylaşmaya geldim! :D Ama öncesinde, onların cevaplarını okumak isterseniz diye Yalaz için Maria Puder Ölmedi ve İnci için de İlle de Kitap'a tıklayabilirsiniz ;) Ve kızlar bu zorlayıcı ama eğlenceli mim için teşekkür ederim :*

Artık hazırsanız ilk sorumuzla başlayalım:

SAHRA by BURCU DEMET | YORUM


Herkese merhabalar :)

Yoruma geçmeden önce buraya tıklayarak... kitabımızın konusuna bakabilir ve yazarımızı tanıyabilirsiniz.

 Uzun bir aradan sonra sonunda kitap yorumumla sizlerleyim :) Ah, ne kitaptı ama cidden! Son sayfayı bitirip kitabımızı kapattığımda kafama sağlam bir fiske vurdum. Çünkü elime ilk aldığım, sınavlar öncesi zamanda, bir ara okumadım ve elimden bıraktım. Bu da yetmedi bir ara da diğer sayfalara göz gezdirdim ve böylece büyük hatayı yaptım :( Ve şu anda sınavların kitap arasına denk gelmesine de şükrediyorum. Çünkü sayesinde Sahra'ya en baştan, yeni başlar gibi başladım ve her sayfasını atlamadan okuduğumda hayran kaldım. Yazar gerçekten de kalemini konuşturmuş ve her sayfasını, her satırını dolu dolu yazmış. Hem de öyle bir yazmış ki, ileride ne oluyor diye bakmanız demek olaydan kopmak, olayları yanlış anlamak ve kafanızın karışması demek. Ve zaten sakin kafayla odaklanarak okuduğunuzda da buna gerek kalmıyor. Zira okumaya başladığınızda ve ilk sayfaları atlattığınızda gerisi su gibi akıp gidiyor ve yaklaşık 600 sayfanın iki günden kısa bir zamanda nasıl bittiğini bile anlayamıyorsunuz :)

Şimdi isterseniz hep birlikte kitabımızın konusuna bakalım ve devamında dedikoduya son gaz devam:

KARANLIKTA BULDUM SENİ (FIND YOU in the DARK) by A. MEREDITH WALTERS | KİTAP + YAZAR TANITIM ve TADIMLIK ÖN OKUMA

Herkese tatilin ilk günlerinden merhabalar :) Uzun bir sınav arasından sonra nihayet geri dönebildim *.* Bir iki sınavım daha var ama olsun. Genel olarak tatile girdim denilebilir ;)

Bugün sizlerle Go Kitap!'tan duyurusu yapılan ve yakında satışa çıkarılacak olan kitabımızla yazarımızı tanıtacağım ^^ Tanıtıma geçmeden önce, en sonda tadımlık bir ön okumamızın da olduğunu eklemek istiyorum ;) Bir de Go Kitap!'ın hep orjinal kapak kullanmasına bayıldığımı da söylemezsem olmaz *.*

Öyleyse hazır olun, başlıyoruz:

MİMLENMİŞİM: volume 10


Herkese iyi akşamlar :)

Bugün sizlerle sevgili Asena (Orta Boy Popcorn) tarafından etiketlendiğim High School Musical tagını paylaşacağım. Ama öncesinde, eğer bu muhteşem müzikal filmi izlemediyseniz kesinlikle izlemenizi ve şarkılarını dinlemenizi tavsiye etmek istiyorum. Şarkıları hala bile listemdedir ve açar açar dinlerim *.* Filmlerini de unutmamak gerek ;) Bence oldukça hoş bir gençlik filmi...

Ayrıca mimimizin başlıklarının filmlerimize ait şarkılardan seçilmiş olması çok hoşuma gitti. Gerçekten iyi düşünülmüş ve biraz da zor bir mim olmuş ama sevdim! ^.^

Öyleyse hazırsanız başlayalım:

MİMLENMİŞİM: volume 9

 Herkese güzel bir pazar gününden merhabalar :) 

Bugün sizlerle hem Pınar (Kitap İklimi) hem de Part of the Book tarafından mimlendiğim Şimdi Mevsimi etkinliğini paylaşacağım. Sorulardan sonra da ben de kendi kurbanlarımı zevkle açıklayacağım tabi ki ;)

Öyleyse, siz de hazırsanız başlayalım:

ELFABE | MEHMET ALİ BULUT


Tanıtım:

El ve parmak yapılarımız ile yüz hatlarımız davranışlarımızı belirleyen genetik kodlar içerir. Bu genetik kodlama; kişinin iç hâllerinden, yeteneklerinden, hastalıklarından, başarılı ya da başarısız olabileceği girişimlerinden haberler verdiği gibi düşünce süreçlerini de belirler. Parmakların uzunluğu ya da kısalığı, avuç içindeki çizgiler, yükseltiler ve çukurlar hep bir şeylere işarettir. Mesela, bir meslekte çok başarılı olmuş insanların ellerinde belirgin ortak özellikler vardır. İnsan yüzünün sol kısmı o insanın gerçek kişiliğini yansıtır. Buna karşın sağ tarafı ise saklamaya çalıştığı diğer yüzünü gösterir.

Her insan;
-Kendi hayat yürüyüşünün nasıl olacağını,
-Hastalık ve sağlık durumu ile ilgili gelişmeleri,
-Evlilik hayatını ve sürecini,
-İnsan ilişkilerindeki potansiyelinin ne olduğunu merak eder.

El ve yüz çizgilerinden, tavır ve davranışlarından insanların kabiliyet ve kapasitelerini okuma sanatı olan ELFABE, insanın yüzündeki, avucundaki, cildindeki birtakım işaretlerden hareket ederek, hayatını doğru yönlendirmesi için ona yardımcı olmak amacıyla yazılmış bir kitap... Genetik potansiyelini keşfetmek isteyenlere kaynak niteliğinde bir eser...


Sınav arası kaçamağına hoş geldiniz :) Bir önceki yazımda dediğim gibi, bu sene farklı şeyler de okumak istiyorum -klasik olmadıkları sürece. İşte Elfabe de benim için o farklı türden siftahımı yaptığım bir kitap. Yalnız roman olarak değerlendirmediğimden liste dışına çıkmış sayılmam! Şey, bu da diyetini bozmuş biri gibi oldu :D Neyse, sonuç olarak Elfabe kitabı roman dışında okumak istediğim kitaplardan ilki oldu. Ve umarım devamı da gelir, daha şiir kitapları da denemek/okumak istiyorum ^^

Kitabımız içeriğindeki konusunun ne olduğu, neden başka şeylerle karıştırılmaması gerektiği ve daha fazlası konusunda bizi bilgilendirerek başlıyor. Sonrasında da gerek örnekler gerekse de alıntılarla konuyu daha fazla açarak bize kitabın konusu ve amacı konusunda daha da ayrıntılı bir şekilde anlatarak ilerliyor yazarımız. 

Bu bilgilendirmeler ve açıklamalar kısmından sonrasında ise asıl konuya giriş yaparak yavaş yavaş öğretiyor bize. Peki nasıl mı? Gelin hep birlikte daha detaylı bakalım:

EFSANE AVCISI | THE LIBRARIANS

Herkese iyi akşamlar :)

Çoook uzun bir süredir dizi tanıtımı yapmıyordum sanırım, özlemişim bunu ;) Bu arada başlığın ne kadar absürt olduğunun ben de farkındayım (orjinal ismine göre) ama dizimiz aynı adlı filmin çekimi olduğundan (ki şu sıralar filmlerin dizi olması da ayrı bir popülerlik kazandı) ve nedenini tam olarak bilmediğim bir şekilde, bizde yayınlandığı adıyla kullanmak istedim :) Aslında ilk bakışta "ne alaka?" diyebilirsiniz ama izlediğinizde kesinlikle ilgi çekici ve konuyla alakalı bir isim olduğunu farkediyorsunuz ^^

Dizimizin konusuna geçmeden önce, filmimiz hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum. Bu arada 2004 yapımı filmimizin -eğer izlediyseniz ve ne zaman izlediniz bilmiyorum ama benim izleyeli çoook uzun bir süre olmuştu- üzerinden 10 yıl geçti ama bu süre dizimizi izlerken "ben bunu biliyorum" hissime engel olamadı ve diziyi dondurup araştırdığımda gerçekten de bildiğimi gördüm :D İzleyenleriniz varsa bilirler, filmimizde kütüphanecimiz kütüphane tarafından seçiliyor sonrasında da maceralara atılıyor. Ve bu süreçte de yeni tanıştığı bu gizemli ve büyülü dünyayı anlamaya, kütüphaneci olmanın gerekliliği olarak, yanlış kişilerin eline geçtiğinde tehlikeli olabilecek eserleri korumaya çalışıyordu. İşte dizimiz de hemen hemen aynı karakterleriyle yine bu konuyu işliyor, ama bu sefer kütüphanecimiz yalnız değil. Yanında tesadüf eseri tanıştığı ve istemediği bekçisi, buna ek olarak da ilk bölümümüzün gizemi içerisinde yanına aldığı, daha öncesinde kütüphaneci seçimlerinde aday olanlar var. 

İsterseniz dizimiz hakkında daha fazla bilgi vermeden önce bir de karakterlerimizi tanıyalım/tekrar hatırlayalım:

CUMARTESİ İLK 10: 2015 Kışında Okumayı Planladığım Kitaplar


Herkese iyi akşamlar :)

Bugün sizlerle uzun zamandır katılmak istediğim ama bir türlü fırsatını bulamadığım, yaparken keyif aldığım Cumartesi İlk 10 etkinliğini paylaşacağım. Etkinliğimizin bu haftaki konusu ise "
2015 Kışında Okumayı Planladığım Kitaplar"

Etkinliğimize geçmeden önce, etkinlik sahibi Optik'in Kitap Blogu'nu buradan ziyaret edebilir ve etkinliğinizi yaptıktan sonra postun en altında bulunan formdan etkinliğe/mime katılabilirsiniz ;)

Şimdi hazırsanız sizlerle, sınavlarım el verdiğince, bu kış okumayı planladığım kitapları paylaşacağım. Muhtemelen bazıları yeni kitaplarla değişebilir ya da kış bahara sarkabilir ama şu anlık listem, sadece kütüphanemde bulunan kitaplarımla, şu şekilde: