YOLUM AŞKA DÜŞTÜ by MERAL KIR | KAPAK TANITIM (COVER REVEAL)

Herkese merhabalar :)

Bugün sizlerle sevgili yazarımızın üçüncü kitabını, kapağını ve yazarımızı tanıtacağım. Ayrıca aşağıdaki linklerden yazarımızın önceki kitapları hakkında fikir de edinebilirsiniz ^^




Daha fazla konuşup sizi bekletmeyeceğim, zira kapağımız şahane ve sizin de görmeniz için oldukça sabırsızlanıyorum! Öyleyse hep birlikte bakalım:

MAGISTERIUM: DEMİR YIL (The IRON TRIAL) by HOLLY BLACK and CASSANDRA CLARE


Tanıtım:

Asla bir büyücüye güvenme... 

Callum'un yaşındaki pek çok genç, onun yerinde olmak isterdi. Özel büyü yeteneklerine sahip olmak ve efsane okul Magisterium'a kabul edilmek herkesin rüyasıydı. Buraya girenler, ilk adım olan Demir Yıl'ı tamamlayarak, güçlerini nasıl kullanacaklarını öğreniyordu. Oysa Callum Hunt, diğerlerinden çok farklıydı. Tüm hayatı boyunca ona, bir büyücüye güvenmemesi gerektiği söylenmişti. Bu yüzden tek şansı vardı: Elinden gelenin en kötüsünü yapmak. Fakat başarısız olma konusunda başarısız olmuştu! Şimdi o ürkünç okula kaydolmak zorundaydı. Geçmişiyle karanlık bir bağı olan ve geleceğini derinden etkileyen o uğursuz okula... Demir Yıl, sadece bir başlangıçtı. Call'un en büyük sınavı ise adım adım yaklaşıyordu...

Çok satan yazarlar Holly Black ve Cassandr Clare, nefes kesen büyülü bir dünyanın kapılarını sizler için aralıyor!


Magisterium serisi 1. kitaptır

İtiraf ediyorum, kitabımız bir ara beklemediğim bir atağa çıksa da ve gerçekler konusunda tahminlerimi aşıp ağzımı açık bırakacak şekilde şaşırtsa da... ne yazık ki sevemedim :( Tamam, bir ara, yazarlarımızın toparladığı ve daha iyi oldukları bir dönem oldu. İşte tam o kısımlarda bir umut gördüm ve sevebilirim dedim ama sonuna gelip de kitabı kapattığımda ne yazık ki içimde ne bir sonraki kitap için bir istek uyandı ne de olaylar beklediğim gibi gelişti T.T Uzun bir süre, sınavlar nedeniyle kitap okuyamayacağım düşünülürse, kapanışı böyle yapmak üzdü açıkçası...

Tamam, karamsarlığımdan çıkıyorum ve kararı sizlere bırakmak açısından biraz konumuzdan sonrasında da düşüncelerimden bahsetmeye başlıyorum:

KARANLIKLAR PRENSESİ VAMPİR CARMILLA by SHERIDAN LE FANU


Tanıtım:

Baş döndürücü cazibesi ve büyüleyici güzelliği ile çevresindekileri etkileyip ağına düşürmeyi başaran dişi bir vampir; Carmilla.

Yayınlandığı dönemde kahramanı Carmilla'nın yaşadığı çarpık ilişkilerden dolayı kabullenmeyen bu yüzden de fazla ilgi görmeyen Karanlıklar Prensesi Carmilla, konuk edildiği malikânenin genç kızını dahi kendine aşık edecek kadar baştan çıkarıcıdır. Kaldığı malikâne ve çevresine kısa sürede dehşetin, korkunun ve ölümün bir karabasan gibi çökmesine sebep olan Carmilla vampir edebiyatının güzel olduğu kadar çekici ve kışkırtıcı örneklerinden biridir.


Aslında başta yorum yapmayı pek düşünmüyordum ama bu yorum sevgili Yalaz'm (Maria Puder Ölmedi) için olacak ;) Kitabı merak etmişti ve sizin de aranızda merak edenler varsa eğer biraz fikir edinmenize yardımcı olur umarım ^^ Ayrıca diğer Carmilla kitaplarının sayfa sayısı azken benimki neden kalın diye merak ederdim ilk başta. Okurken fark ettim ki, 2000 baskılı Beyaz Balina'dan çıkan bu kitap yazarımızın sadece Carmilla hikayesini değil içinde -ikinci kısımda- yazmış olduğu diğer hikayelerini de barındıyor ;) Ve sanırım güncel hali şu anda Can Yayınları'ndan çıkmış bulunmakta :)

Şimdilik bu kadar bilgi yeter, hazırsanız kitabımıza giriş yapalım:

KAN ve YILDIZ IŞIĞI GÜNLERİ (DAYS of BLOOD and STARLIGHT) by LAINI TAYLOR


Herkese merhabalar ^^

Bugün sizlerle daha öncesinde ilk kitabının yorumunu paylaştığım kitabımızın devam kitabına dair yorumunu paylaşacağım. Ama öncesinde, eğer hala okumadıysanız ilk kitabımıza dair yorumumu aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz :)



Duman ve Kemiğin Kızı Serisi 2. kitaptır.
İlki yanına bile yaklaşamaz!

Dürüst olmak gerekirse sonuna gelene kadar kitabımız hakkında tam olarak ne demem gerektiğini bilmiyordum. Çünkü karakterlerin birçoğuna okurken oldukça sinir oldum ve bazı kısımları okurken resmen damarlarımdan alev aldım! Ama okurken şunu da farkettim ki, yazarımız kesinlikle kendini muhteşem bir şekilde geliştirmiş. İlk kitap yanına bile yaklaşamaz birçok konuda O.O İşte tam da bu iki nedenden kitabımızı konusunda hem kararsız hem de bazı sebeplerden dolayı da, yazarımızın gelişen ustalığına rağmen, sevmeme yolundayken bir kez daha o son kısımlara gelmemle birlikte nihayet aradığım bahaneyi buldum ve kitabı bitirdiğimde yüzümde bir hayranlıkla kaldım. Ve şu anda, tamda elimde neden devam kitabı olmadığının üzüntüsünü yaşıyorum. Gerçekten de işler olması gerektiği, serinin ve konunun hak ettiği yere geldi. Bir sonraki kitap için ilk kitabın sonundan daha fazla çıldırıyorum ve istiyorum! Artemis duy sesimi... T.T

Şu an yazacağım uzun yoruma bir ara veriyor ve sizi kitabımızın değişen havasına davet ediyorum:

DUMAN ve KEMİĞİN KIZI (DAUGHTER of SMOKE and BONE) by LAINI TAYLOR


Tanıtım:

Bir zamanlar şeytanın ininde, yerde tüylerle oynayan masum bir kızdı.
O, artık masum değil...

Zuzana defteri alırken, arkadaşları Pavel ve Dina, kızın omzunun üzerinden çizimlere bakmak için uzandı. Karou'nun çizim defteri okulda bir efsaneye dönüşmüştü ve elden ele dolaşan defterdeki yeni çizimler her gün hayranlıkla incelenirdi. Bu defter -hayatı boyunca çiziktirdiği doksan ikinci defter- lastik bantlarla sarılıydı ve Zuzana bunları koparırcasına çıkardığı anda defter açılıverdi. Defterin her bir sayfası tutkal ve boyayla öylesine şişmişti ki cildi her an dağılabilirdi. Defter bir yelpaze gibi açılırken Karou'nun özgün karakterleri sayfalar üzerinde harika ve fazlasıyla tuhaf çizgileriyle dalgalandı. Ama kimse bu karakterlerin gerçek olduğunu tahmin bile edemezdi.


Aynı adlı serinin ilk kitabıdır.
Kesinlikle sonuna kadar sabredin ;)

Ah Karou, salak Karou! Pis yazar!! Acımasız kadın!!! Ahhh, o kitabın sonu öyle mi biter? Tanrımm, niden ben? T.T İtiraf ediyorum başlarında ortalama olduğunu düşündüm, ortalarına geldiğimde sıkılmaya yüz tuttum -aşıklarımıza rağmen- ama sonra üçüncü kısma bir geçtik. Hooo... Ne geçme hem de! Yazar resmen hainlik, pislik ve kötülük yapmış da içindeki cevheri ancak o kısımlarına gelmeye sabrı yetenlere saklamış O.O Resmen üzerimden bir gezegen geçti. Hele o son, hele o son! Allah'm niden ben ya, niden? İyi ki devam kitabı elimde, yoksa sanmıyorum nasıl dayanayım, nasıl yaşayayım devamında neler olacağını öğrenmeksizin? Mükemmeldi, mükemmel *.*

Tamam, yorumumuza geçmeden önce kitabımızın konusundan bahsedelim biraz:

TATLI TEHLİKE (SWEET PERIL) by WENDY HIGGINS


Herkese merhabalar :)
 
Sizlere daha öncesinde kitabımızın konusunu ve yazarımızı tanıtmıştım ve ön okumasını da paylaşmıştım. Eğer görmediyseniz okumak için buraya tıklayabilirsiniz... Ayrıca ilk kitabımız hakkındaki yorumum için aşağıdaki linke tılayabilirsiniz ;)
 
 

The Sweet Trilogy serisinin ikinci kitabıdır.
İlk kitaptan daha fazla etkileyebilir! *.*
Kaidan Rowe <3

Öncelikle buradan sevgili Eren'e (Saklama Kabı) tek bir isimle okuma şevkimi daha da kabarttığı için teşekkürlerimi yolluyor hem de aynı isimle beni sancılara sürükleyip, o ismin sahibiyle tanışana kadar diken üstünde oturttuğundan kınıyorum. Sayesinde isimin sahibiyle tanışana kadar hop oturdum hop kalktım, yetmedi tanıştıktan sonra bile "ya daha sonra öyle oluyorsa" diye kafamda dönen tilkilerden kitabın sonuna kadar rahatlayamadım açıkçası. Yine de sanırım teşekkür eden yanım ağır basacak. Çünkü, zaten isteğim olsa da, sayesinde kitabı çok daha hızlı ve şevkle okudum. Ki kitap da gerçekten de muhteşemdi. Hele de ilk kitaptan sonra kadının daha da iyi şekilde yazması ve olayların açılması, bize birçok şey aktarması vs. derken ilkinden kesinlikle daha iyi bir kitap okudum. Yani ilkinden daha iyiymiş diyenlere bir kez daha katılıyorum. Bu seri cidden de söylenenlerin hakkını sonuna kadar veriyor :D Ama keşke şu sonları konusunda böyle olmasa. Şimdi ben nasıl bir sonraki kitabı bekleyeceğim ya da neler olacak diye yaşadığım heyecanı yatıştıracağım? En iyisi, sanırım, yüzümdeki o mutlu ifadeyi bir süre daha tutmak ve kitabımızdan bahsederek içimi dökmek olacak *.*

Hazırsanız başlıyorum öyleyse:

TATLI ŞEYTAN (SWEET EVIL) by WENDY HIGGINS


Herkese merhabalar :)

Sizlere daha öncesinde kitabımızın konusunu ve yazarımızı tanıtmıştım. Hatta yanında ikinci kitabımızı da tanıtmış ve ön okumasını da paylaşmıştım. Eğer görmediyseniz okumak için buraya tıklayabilirsiniz... 
 
Şimdi de kitabımız hakkındaki yorumumu sizlerle paylaşacağım ;) Ama öncesinde bir uyarıda bulunmak istiyorum. Kitabı okurken 513 ile 536. sayfalar 352'den sonra kitabın arasına karışmış. Ben de sayfa sayılarına dikkat etmeden okurken ne yazık ki sonu konusunda, okurken hızımı alamadığımdan da, spoiler yemiş oldum. O nedenle siz de okurken 352. sayfadan sonra hem önceki konu değişmeye hem de sayfa sayısı 500'lü olmaya başlarsa lütfen oraları atlayıp okumaya 353'ten devam edin...


The Sweet Trilogy serisinin ilk kitabıdır.
Bu yıl okuduğunuz en muhteşem
kitaplar arasında yer alabilir!

Ne desem, nasıl başlasam söze bilmiyorum. Gerçekten de muhteşem ötesi ve bu yıl okuduğum cidden en iyi kitaplar arasında oldu benim için. Ve insanlar ikincisinin daha da iyi olduğunu söylüyorlar! O.O Özellikle kitap bittikten sonra devamını almadığım için çok pişman oldum ama en kısa zamanda edinip kesinlikle okuyacağım *.* Hem biricik seksi, yahuşuhlu, fedakar ve ımm... nasıl diyorlar? Hah! Cehennem kadar seksi Kaidan Rowe'dan ayrı kalmak olmaz değil mi? ;) Kitap zaten çok iyi, üstüne bir de Kai'cm olunca daha da iyi olmuş :D Gerçi Kopano'nun  da hakkını yiyemem onu da oldukça sevdim. Ama en büyük övgü ve sevgi kesinlikle sevgili yazarımıza gidiyor. Çünkü kadın gerçekten yazıyor ya! Serinin devam kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum adeta <3

Tamam, hoh, şimdi kısa bir nefes alalım ve kitabımızın konusuyla devam edelim:

AŞK-I RANA by GÜNEY UTKUN


Tanıtım:

“Aşkla Dokun Hayata” serisi kitapları ile okuyucularını aşkın ayrılıktan kavuşmaya, hüzünden coşkuya kadar tüm duygularını taşıyan bir yolculuğa çıkarıyor. 

Savaşın ve siyasetin gölgesinde filizlenen bir aşk hikâyesi… Karşılıksız bir aşk, sızısı hiç azalmayan bir hasret, hastalığa yenik düşen bir genç şair, fakültede işlenen esrarengiz bir cinayet ve gizem perdesi ardındaki esrarengiz olaylar…

Aşk-ı Rana; hasret, ihanet ve acıyla harmanlanmış bir aşk öyküsü ile beraber 1980 darbesini, Körfez Savaşı'nın acılarını ve Orta Doğu'nun kadim yazgısını da bir başka gözle anlatan çarpıcı bir roman.

Aşk, insanoğlunun kalbinde hala şarkılarını söylemeye devam ediyor.  Siz de Hayata Aşkla Dokunmaya Var mısınız?


Aşkla Dokun Hayata Serisi ikinci kitabıdır.
İlk kitabımızın aksine roman türündedir.

Ahhh, ne kitaptı gerçekten de! Sonu konusunda ne kadar sinirli ve hala üzgün olsam da aslında daha en başından belliydi. Yine de kitapların mutlu sonla bitmesini isteyen biri olarak gerçekten de benim için oldukça zor oldu kitabımızı bitirmek. Ama kesinlikle okurken farklılığıyla oldukça keyif aldım ve yazarımız sayesinde sadece bir aşk hikayesi değil, dönemi de içeren oldukça dolu bir roman okumuş oldum. Genel olarak sevdim aslında ve hem dönemi yansıtan hem de yayınevinin tarzında kitap okumayı sevenlere kesinlikle öneririm ;)

Tamam, daha fazla kitabımızı hakkında konuşmadan gelin de konusuna bakalım kitabımızın. Daha sonrasında incelememize devam ederiz: