KARANLIKLAR PRENSESİ VAMPİR CARMILLA by SHERIDAN LE FANU


Tanıtım:

Baş döndürücü cazibesi ve büyüleyici güzelliği ile çevresindekileri etkileyip ağına düşürmeyi başaran dişi bir vampir; Carmilla.

Yayınlandığı dönemde kahramanı Carmilla'nın yaşadığı çarpık ilişkilerden dolayı kabullenmeyen bu yüzden de fazla ilgi görmeyen Karanlıklar Prensesi Carmilla, konuk edildiği malikânenin genç kızını dahi kendine aşık edecek kadar baştan çıkarıcıdır. Kaldığı malikâne ve çevresine kısa sürede dehşetin, korkunun ve ölümün bir karabasan gibi çökmesine sebep olan Carmilla vampir edebiyatının güzel olduğu kadar çekici ve kışkırtıcı örneklerinden biridir.


Aslında başta yorum yapmayı pek düşünmüyordum ama bu yorum sevgili Yalaz'm (Maria Puder Ölmedi) için olacak ;) Kitabı merak etmişti ve sizin de aranızda merak edenler varsa eğer biraz fikir edinmenize yardımcı olur umarım ^^ Ayrıca diğer Carmilla kitaplarının sayfa sayısı azken benimki neden kalın diye merak ederdim ilk başta. Okurken fark ettim ki, 2000 baskılı Beyaz Balina'dan çıkan bu kitap yazarımızın sadece Carmilla hikayesini değil içinde -ikinci kısımda- yazmış olduğu diğer hikayelerini de barındıyor ;) Ve sanırım güncel hali şu anda Can Yayınları'ndan çıkmış bulunmakta :)

Şimdilik bu kadar bilgi yeter, hazırsanız kitabımıza giriş yapalım:

Kitabımız, ana karakterimizin geçmişe dönük anlatımıyla başlıyor. Ve her şeyden öncesinde, henüz genç bir kız olduğu zamanlarda yaşadığı yeri tarif etmesi, ailesini ve birlikte yaşadıklarını bize tanıtmasıyla devam ediyor. Sonrasında da yavaş yavaş ve hem o eski dönemlere hem de yazarımızın yazdığı korku türüne has havasıyla konuya girmeye başlıyor. Ki okurken hem klasiklerin o eski havasını hissedip tebrik ediyor hem de anlatımın o dönemin birçok eserinde görülen detaysız, çabucak gelişen, merak edilen konuları havada bırakıp sadece ana konuya odaklanan yazımıyla birlikte hafiften sinir oluyorsunuz... Kitabımız başlangıcındaki o giriş kısmından, kızımız ve ailesinin bir gece yaşadığı sıradışı bir olayla sıyrılıyor. Ve asıl hikayede tam bu zamanda başlıyor. Çünkü gözlerinin önünde gerçekleşen bu talihsiz kaza sonucunda karakterlerimiz Carmilla ile tanışıyor. Ve nasıl olduğunu, ne olup bittiğini öğrenemeden birden Carmilla'yı konukları olarak buluyorlar. Ki bu, başta, hepimiz için esrarengiz ve talihsiz bir olayın sonucundaki iyi bir şey gibi gözükse de zamanla olayların hiç de öyle olmadığı, tam da kızımızı sona götürecek olan ecelin gelmiş olabileceğini belirten olaylar dizisinin başı oluyor. Çünkü talihsiz kızımız için tam da o geceden sonra her şey değişmeye başlıyor.... Peki sizce kim bu Camilla ve niyeti ne? Yoksa her şey göründüğü gibi ve sıradan bir kız mı? Peki ya General ve yeğenine ne oldu? Ya da köylüler arasında aniden yayılmaya başlayan salgın hastalık ne? Kızımızın soyunun bununla ilgisi nedir peki? Tüm sorularınızın yanıtlarını sevgili yazarımız sizler için ilk kısımda yanıtlıyor. Ama yenilerinin oluşmasını da engelleyemiyor ;)

Kitap boyunca ne akışına ne de genele sinir oldum aslında. Çünkü o dönemde yazılan, hele de sayfa sayısı böylesine az olan bir kitaptan çok şey beklemem saçma olurdu. Ama yine de kızdığım şeyler yok değil. Mesele kızımızın adının ya da babasınınkinin bahsedildiğini hatırlamıyorum. Ki bahsedilmediğine de eminim. Tamam, burada odak nokta korku unsurunu yaratan Camilla olsa da neredeyse diğer herkese ad koymuşken anlamadım neden kızımızın ve babasının bir adı yoktu? Bu kitap boyunca kafamı kurcaladı durdu. Ki sadece bu da değil. Sayfa sayısı az olduğu için ve o dönemde böylesi bir anlatım olduğu için çok yadırgamamam gerektiğini bilsem de okurken keşke daha detaylı olsaydı dediğim ya da keşke bunu da açıklasaydın da tam olsaydı diye söylendiklerim olmadı değil. Ama bunlar dışından sanırım çok da yadırgamadım ve rahatsız olmadım. Ki sanırım büyük çoğunluğu nasıl bir şeyle karşılaşabileceğim konusunda bir şey düşünmeden okuyup büyük beklenti içinde olmamamdı :D Sonuçta okumaya başlamamım sebebi, okumayı sevdiğim varmpirlerin o eski havasını bir kez daha solumaktı ;)

Sevdiğim kısımları kitabın hoş süprizi oldu. İçindekiler kısmına baksam görebileceğim bir şeydi aslında ama önsöze biraz göz atıp direk asıl hikayeye başlayınca farketmemişim. Kitabımızda sadece Camilla'nın değil, aynı zamanda yazarımızın diğer birkaç hikayesi de bulunuyor ki bunlar da yine korku türünde hikayeleriydi. Tamam, asıl Camilla'yı merak ettiğimden onun kadar dikkatimi çekmediler ama karşılaştığımda da oldukça hoş bir süpriz oldular ^^ Bunun dışında, kızımız başta durumundan dolayı saf gibi görünse de çoğu yerde şaşırtarak akıllıca gözlem yapması hoşuma gitti. Yine de sonuna kadar olayı anlamaması da çıldırtıcıydı -_- Ve sanırım bir diğer asıl hoş sürpiz de yazarın bazı şeyleri esrarengiz yaparak kitabın gidişatı konusunda farklı düşünmemizi sağlaması oldu. Ki fantastik okuyan biri olarak öyle olmasını da istemedim değil -düşününce tam da bu nedenle kitabın gidişatının farklı olmasını ummuş olabilirim. Yine de bu şekilde yapıp bizi kandırması ve sonunda da tam da olması gerektiği gibi bitirmesi gerçekten iyiydi ;) Buradaki tek sorun, sonun oldukça hızlı gelişmesi oldu :( Ve diğer hikayeleri de, eğer ateş başında anlatılan korku hikayelerini seviyorsanız, neden olmasın. Onlara da bir göz atabilirsiniz ^^

Peki tavsiye eder miyim? Açıkçası eğer hayalet öyküleri okumayı seviyor ve Camilla'yı da duymuşsanız.... neden olmasın? Çünkü yazar gerçekten de dönemine göre korkuyu yansıtmakta oldukça başarılı ve anlatımı da bu konuda oldukça iyi ;) Yine de çok şey beklemeyin derin, sonuçta bir günümüz kitapları değil ama kendi döneminde ve klasmanında bir kült kabul edildiğini söylemek de yanlış olmaz ^^

Kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın. Bol keyifli okumalar...

Yorum Gönder