HADES'İN EVİ (The HOUSE of HADES) by RICK RIORDAN | OLİMPOS KAHRAMANLARI SERİSİ 4
Etiketler:
kitap
Daha önce kitabımızın kapağını, konusunu ve yazarını tanıtmıştım. Tekrar göz atmak ve diğer serilerinin de neler olduğuna bakmak için buraya tıklayabilirsiniz... Ayrıca aşağıdaki linklerden de serimizin diğer kitaplarına ait yorumlarımı okuyabilirsiniz :)
Ait olduğu serinin dördüncü kitabıdır.
Serinin sonundan bir önceki duraktır.
"Muhteşem okurlarıma:
Bir önceki kitabın sonu için özür dilerim.
Şey, şimdi düşündüm de, vazgeçtim, özür dilemiyorum.
HAHAHAHA.
Ama cidden, sizleri çok seviyorum."
Bir kitap böyle bir yazıyla başlayabilir mi ya?!! Bu kadar sinir, pislik ve acımasız birinin bu kadar muhteşem kitaplar yazması kesinlikle kozmik boyutta bir şaka olmalı O.o Hah, bir de o cidden demesi yok mu? -_- Neyse, her şeye rağmen yarattığı bu muhteşem dünya, yazdığı tüm kitaplar ama en başta da bizi Percy'le tanıştırdığı için seviyorum bu adamı. Ne de olsa o olmasaydı bu kadar büyüleyici bir dünyanın parçası olmayacaktık ;) Siz böyle dediğime bakmayın tabi, başlangıçtan da anlayacağınız üzere kitabımız gerçekten de kendini aşıyor. Özellikle de Tartarus kısmı... anlatılmaz yaşanır lafı tam da bu duruma uyuyor sanırım. Bu nedenle size tavsiyem derin bir nefes alın, çünkü kitabın sonuna kadar bırakamayacaksnız!
Hazırsanız başlıyoruz:
Sevgili yazarımızın bir önceki kitapta bizi kalbimiz atmaz, gözlerimiz görmez, kulaklarımız duymaz ve hiçbir şeyi hissetmez bir şok anında bırakması yetmiyormuş gibi bir de yazarımız onca zaman beklenen kitaba biricik çiftimizle değil Hazel'in bakış açısından diğer kahramanlarımızın durumunu anlatarak başlıyor. Hani bir kötülük yaptın, mutluluk kahkalarını attın ve tüm sene boyunca herkesin yüreğini ağzında tuttun ama bare azıcık insaflı olup ilk Percabeth çiftimizin durumundan haber vereydin ne olurdu Rick? Ama yok, sevgili çiftimizin Tartarus'a düşmesi yetmezmiş gibi bir de yazarımız kitaba onlara ne olduğuyla değil, sanki onların hiç önemi yokmuş gibi 2.Argo'da neler olduğuyla, diğer melezlerimizin karşılaştıkları zorluklarla başlıyor. Tamam diğerlerini merak ediyorum, etmiyor değilim. Sonuçta eski topraklar çok tehlikeli ve Percy gidince su avantajlarını da kaybettiler. Bu nedenle işler hepsi için zor ama... anlıyorsunuz halimi işte :(
Neyse, konumuza dönersek... kitabımız Hazel'in anlatımıyla başlıyor ve daha ilk saniyelerden itibaren kitabın sonuna kadar da bize nefes aldırmıyor. Çünkü her dakika başı ya birlikte ya da yalnız olarak tehlikelerle yüzleşiyorlar ve zamanında Ölümün Kapıları'nın diğer tarafına varabilmek için acele ediyorlar. En başta Hazel'ın bakış açısıyla okurken kahramanlarımızın dağ tanrılarıyla uğraşmalarını, neredeyse gemiyi parçalayacak kayalardan kaçışlarını ve en önemlisi de yollarını tıkayan İtalyan dağını atlatarak Yunanistan'a gitme çabalarını okuyoruz. Ki Gaia sağolsun ne yapsalar çabaları sonuçsuz kalıyor :( Ve tam da bu karmaşık ve ölümcül anlarda kahramanlarımızın yardımına bir tanrıça koşuyor: Hekate. Yine de ona tam güvenmeliyim, zira hem Hazel hakkında hem de gelecek hakkında söyledikleri bir felaket ama sonuç olarak kahramanlarımıza bir çıkış yolu gösteriyor. Böylece 2.Argo gizli bir geçitten geçerek kendilerine yardımcı olacak iki cüceyi bulmak adına önce Bologna'nın ve daha sonra da Yunanistan'ın yolunu tutuyorlar. Daha doğrusu yolculuklarının böyle olmasını umuyorlar :) Ama tabi ki de hiçbir şey umdukları gibi gitmiyor. Önce soyuluyorlar, daha sonra zehirlenme ile bitkiye dönüşme tehlikesi geçiriyorlar ama en kötüsü de eski bir düşmanları tekrar karşılarına çıkıyor ve onlara son ağır darbeyi vuruyor. Ki bu darbe toparlanmalarını epey zorlaştırıyor. Aslında daha bir dolu şey olsa da -her zamanki gibi- bunlar kahramanlarımızı epey zorlayan sorunlar oluyor. Peki sonunda ne mi oluyor ya da Percabeth çiftimiz Tartarus'tan çıkıyor mu? Ya da o düşüşten sağ çıkabiliyorlar mı? Hoş sağ çıksalar bile kapıları nasıl bulacaklar ve bu en kötülerin -canavarlar, titanlar, gigantlar- evi olan korkunç yerden nasıl sağ çıkacaklar? Güzel sorular değil mi? Tüm kitap boyunca cevapları bulmayı deneyin bir de? Peki bu kadar mı, yooo. Hazel tanrıçanın ona seçtiği yollardaki felaketleri engelleyip arkadaşlarını sağ salim Yunanistan'a götürebilecek mi? Ya da Nico Percy'ye verdiği sözü tutup bizimkileri Hades'in Evi'ne ulaştırabilecek mi? Ulaştırsa bile herkes sağ kurtulabilecek mi yoksa kayıplar olacak mı? Hepsi ve çok daha fazlasını kitabımızda rahatlıkla bulabilirsiniz. Zira Rick her kitapta kendini aşmayı başararak bizi bir gün kalpten götürmeyi umuyor :D
Kitabımız içinde sizi rahatsız edecek bir şey yok. Belki birkaç kez yazım hatası yüzünden kafanız karışabilir ama o da nazarı olsun artık ;) Yazarımız her kitapta bu çoklu anlatımını ne kadar geliştirdiğini bize bir kez daha gösteriyor. 7 melezin gözünden yazmakla kalmıyor bir de üstüne geçişlerde daha önce yaşadığımız duraksama ya da uyum sağlayamama kısımlarını aşarak geçişleri daha iyi yapıyor ve olayların daha iyi, daha rahat akmasını sağlıyor. Hoş bunun büyük nedeni Percy ve Annabeth çiftimizin Tartarus maceralarını okuma, onlara ne olacağını öğrenme merakı olsa da gerçekten de yazarımız bu kitapta diğer kitaplara göre daha iyiydi. Aynı zamanda okurken bir 2.Argo bir de Tartarus olarak gitmesi beni oldukça memnun etti. Kitap boyunca hem heyecanı dorukta tuttu hem de eşit bir ilerleyiş sağladı :)
Bu kitapta ayrıca şaşırtma unsuru da oldukça fazlaydı. Hele bir tanesi var ki! O.O Açıkçası Nico konusunda kardeşimle konuşurken bir de böyle çıkıyormuş diye olmaz bir tahmin yürüttüm -okumuştu o ama hiç renk vermedi- ve gerçekten de öyle çıktı. Buna hem şaşırdım hem de üzüldüm. Şaşırdım çünkü Rick'ten beklemiyordum, üzüldüm çünkü Nico'yu seviyorum ve acı çekmesi hoşuma gitmiyor T.T Bunun dışında da kitap boyunca gerçekten de oldukça şaşırtıcı şeyler öğreniyoruz. Cidden de bu sefer melezlerin gözünden okurken bunun gerekliliğinin farkına diğer kitaptakilerden daha çok varıyoruz. Çünkü yazarımız kahramanlarımızı hem daha olgunlaşmaları için bazen tek bazen birlikte zorlu sınavlarla sınıyor hem de öyle şeyler oluyor ki kahramanımızı anlamak için onun gözünden okumak kesinlikle gerekli oluyor. Yani herkes bir şekilde teker teker gelişiyor ve biz de onlarla birlikte bu şaşırtıcı sürece tanık oluyoruz. Açıkçası Percabeth'in öyle bir tecrübe yaşamasını istemediğim dışında diğerlerinin yaşadıklarından memnunum. Her ne kadar -her zaman olduğu gibi- yer yer yazar yüzünden sinir krizlerine girsem de olayların gerekliliğini sonuçlar ortaya çıktıktan sonra farkettim. Bu nedenle dereyi görmeden paçayı sıvamayın, yoksa benim gibi kendini yıprattığınızla kalırsınız :D
Bahsetmezsem içimde kalır; nihayet Leo'cm kendine birini buluyor, hatta aşkı karşılıklı da oluyor *.* Ne yazık ki bazı engeller nedeniyle -son ana kadar umutluydum ama- kavuşmaları imkansız oluyor. Ama ben umutluyum, savaş sonunda kavuşacaklar, tabi Leo ölmezse :( Çiftler demişken... Percabeth çiftimizin bu kitapta yaşadığı şeylerden kısaca bahsetmeden olmaz. Öyle şeyler yaşıyorlar ki okudukça insan nasıl dayandıklarına şaşırıyor. Eğer birlikte olmasalar ikisinden birinin yaşadıklarından sağ çıkması ya da hala aklının yerinde olması mümkün değil. Okurken Tartarus'un onlardan ne kadar şey aldığını, yaşadıklarını okuduktan sonra bir daha asla eskisi gibi olmayacaklarını anlıyor insan. Hele o ayrılma anları ve geride bıraktıkları... Düşündükçe kötü oluyorum. Hayır Tartarus değildi beni etkileyen. Beni etkileyen Bob ve Damasen'di T.T Umarım en sonunda sağ kalırlar ve her şey onlar için iyi olur :)
Evet, yorumumuzun sonuna geldik. Ve final kitabımız taaa Ekim'de çıkacak -biri beni tutsun sanırım bayılıyorum, yok yok, kesin ölüyorum! Ama ondan öncesinde Ağustos'ta -yanılmıyorsam- Yunan tanrılarını anlatan "Percy Jackson's Greek Gods" diye bir kitap çıkacak. Ama öyle 12 tanrıyı felan değil sadece, Gece ile Kaos'tan başlayarak bu mitholojik dünyada bir fethetmediğimiz yer kalan, Rick sağolsun karış bırakmadan gezdiğimiz Tartarus ve içindeki sonsuz canavarlarına kadar hepsini anlatacak. Geçmişten günümüze bu şekilde anlatarak gelecek diye umuyorum en azıından ben :) Bir de unutmadan, aslında başta demem gerekirdi ama ne yaparsın, kitaba başmadan önce ara kitaplardan Melez Dosyası'nın içindeki "Hades'in Kılıcı" adlı kısa hikayeyi okumayı unutmayın! Sonra "Bob kimdi, ona ne oldu, niye böyle" der durursunuz benden söylemesi ;)
Bir sonraki kitabımızda görüşene dek kendinize ve kitaplarınıza iyi bakmayı unutmayın... Bir yanım bitecek olmasından üzgün olsa da umarım çabuk kavuşuruz "Olimpos'un Kanı"na :)
Yorum Gönder