TATLI TEHLİKE (SWEET PERIL) by WENDY HIGGINS


Herkese merhabalar :)
 
Sizlere daha öncesinde kitabımızın konusunu ve yazarımızı tanıtmıştım ve ön okumasını da paylaşmıştım. Eğer görmediyseniz okumak için buraya tıklayabilirsiniz... Ayrıca ilk kitabımız hakkındaki yorumum için aşağıdaki linke tılayabilirsiniz ;)
 
 

The Sweet Trilogy serisinin ikinci kitabıdır.
İlk kitaptan daha fazla etkileyebilir! *.*
Kaidan Rowe <3

Öncelikle buradan sevgili Eren'e (Saklama Kabı) tek bir isimle okuma şevkimi daha da kabarttığı için teşekkürlerimi yolluyor hem de aynı isimle beni sancılara sürükleyip, o ismin sahibiyle tanışana kadar diken üstünde oturttuğundan kınıyorum. Sayesinde isimin sahibiyle tanışana kadar hop oturdum hop kalktım, yetmedi tanıştıktan sonra bile "ya daha sonra öyle oluyorsa" diye kafamda dönen tilkilerden kitabın sonuna kadar rahatlayamadım açıkçası. Yine de sanırım teşekkür eden yanım ağır basacak. Çünkü, zaten isteğim olsa da, sayesinde kitabı çok daha hızlı ve şevkle okudum. Ki kitap da gerçekten de muhteşemdi. Hele de ilk kitaptan sonra kadının daha da iyi şekilde yazması ve olayların açılması, bize birçok şey aktarması vs. derken ilkinden kesinlikle daha iyi bir kitap okudum. Yani ilkinden daha iyiymiş diyenlere bir kez daha katılıyorum. Bu seri cidden de söylenenlerin hakkını sonuna kadar veriyor :D Ama keşke şu sonları konusunda böyle olmasa. Şimdi ben nasıl bir sonraki kitabı bekleyeceğim ya da neler olacak diye yaşadığım heyecanı yatıştıracağım? En iyisi, sanırım, yüzümdeki o mutlu ifadeyi bir süre daha tutmak ve kitabımızdan bahsederek içimi dökmek olacak *.*

Hazırsanız başlıyorum öyleyse:

Kitabımız ilk kitabımızda olduğu gibi, yine bir geri dönüş sahnesiyle başlıyor. Ve hem kanımızı oldukça donduran hem de bizi oldukça üzen bir sahneyle son buluyor :( Sonrasında ise kitabımız günümüze, sıcak bir Haziran zamanı kızımızın hayatındaki değişiklikleri ortaya koyarcasına bulunduğu partiye geliyor. Ki kızımız Anna'yı böyle okumak, ilk kitabımızdan beri geçen zamanda yaşadıklarını duymak gerçekten de bizi hem şaşırtıyor hem de oldukça üzüyor. Ama çok da endişelenmeyin hemen, zira kızımız hala aynı ama aynı şeyi, ne yazık ki, Kaidan'cığım için pek diyemeyiz sanırım ki okurken de kendisine kitabın ortalarına kadar bol bol sinir oluyoruz. Yine de onun da yaşadıkları hiiiç kolay değil :( Kitabımız bir müddet daha kızımız Anna'nın yeni hayatı ve ilk kitaptaki olaylardan sonraya odaklansa da çok geçmeden, nihayet, yaşanan bir süprizle asıl olaya odaklanmaya başlıyor: Kehanet. Ki kehaneti de Eren sadece varlığı konusunda ağzından kaçırmıştı. Yani biliyordum ama kimin söylediği ve içeriğini öğrendiğimde gerçekten de oldukça şaşırdım. Ve büyük oranda da sevinç ve heyecan duydum. Yine de kitabımız boyunca büyük adımlar atılsa da sanırım beklediğim tarzdaki adımlar için bir dahaki kitabı beklemem gerekecek ;) Neyse... Kehanetin varlığını öğrendikten sonra kızımız ve babası gerekli yardım için saflarına Kope'u da katarak müttefikler için görüşmelere gidiyorlar. Daha doğrusu kızımız ve Kope giderken babası da onlara gerekli güvenliği ve yardımı sağlıyor :) Peki sizce kahramanlarımız kehaneti gerçekleştirmek için gerekli müttefikleri bulabilecekler mi? Yoksa Dükler bunu öğrendiklerinde sonları mı olacak? Ya da gittikleri yerler/kişiler gerçekten de güvenli mi? Peki ya kehanet, ne demek istiyor ve gerçekten de bahsettiği kişi Anna mı? Ahh, Kaidan, ona neler olacak? Gerçekten de her şey göründüğü gibi mi yoksa bu davranışlarının arkasında yatan başka nedenler mi var? En önemlisi ise iki aşık engelleri aşabilecek ve kavuşabilecekler mi? Yoksa aralarındaki engeller büyüp ikisini ve aşklarına yutarak ilişkilerinin sonu mu olacak? Hepsi ve daha daha fazlası için ilk kitabımızın ardından bekletmeden ikinci kitabımızı bir an önce okumanızı kesinlikle tavsiye ederim! ;)

Kitabımız boyunca açıkçası en başta, uzuuuunca bir süre Kaidan'a hiç olmadığım kadar hatta belki de daha fazla gıcık oldum. Sürekli kararsız ve kızımızın kalbini kırar bir biçimde olması sebebiyle okurken kendimi yoldum, sinir krizi geçirdim ve oldukça da üzüldüm. Kitap boyunca gerçekler ortaya çıkana kadar okurken beni en bitiren kısımlardan biri buydu kesinlikle. Yazarımıza öyle sinir oldum ki, Anna'yı üzdüğü her seferinde içim buruldu okurken ve diğer Anna olayını okuduğumda ise gözüm dündü resmen. Sanırım gerçekler ve davranışlarının ardındaki neden ortaya çıkıp da Kai'cm kendisini affetirse, hatta onun adına üzülmemizi sağlasa bile, en unutamadığım ve hala da içime oturan olay bu oldu T.T Bir diğeri de sanırım güvendiğim dağlara kar yağdırıp beklemediğim gerçek karşısında beni gerçekten şaşırtan Kope vakası oldu O.O Hala bile neler olduğunu tam bilemesek bile düşüncesi bile oldukça imkansız geliyor. Yine de yazarın yaptığı bu uyuzluğa inat hala onu seviyorum ^^ Karakter yakınmalarım dışında zaman aralıklarının neredeyse kitap ortasına kadar oldukça hızlı geçmesi beni allak bullak etti. Kimi zaman yerinde olsa da kimi zaman oldukça rahatsız edici buldum bu detayı ne yazık ki :/ Bir de tabi diğer tümüne daha ağır basan bir olay var ki! Kitabın genelini düşünsem de o olay aklıma geldikçe çok kötü oluyorum. Özellikle benim de o olay sırasında Anna ile aynı beklenti içinde olmam ve beklentimin bir türlü gerçekleşmemesi ise beni oldukça yıprattı :( Hala bile aklıma geldikçe yazarı böyle bir şey yazdığı için azarlamak istiyorum. Üstelik öncesinde, bir şekilde bizi o konu hakkında beklenmedik bir şekilde sevindirmişken... T.T Bunlar dışında ise çok fazla rahatsız olduğum ya da beğenmediğim kısımlar olmadı. Yazarımız yine genel olarak harika bir kitap yazmıştı :)

Sevdiğim kısımlara gelirsek... Ahhh, ahhh, neler demek istiyorum neler! Ama size spoiler olabilir diye ne yazık ki susmak durumundayım :( Yine de bir yerden başlamam gerekirse, öncelikle Anna ile Kope'un seyahatlerini okumaktan oldukça keyif aldım. Özellikle de diğer Nefilleri tanımak ve haklarında daha fazla bilgi almak gerçekten çok hoştu. Çünkü bize her ne kadar anlatılsa ve ilk kitapta gösterilse de direk kendimiz okumadıkça iblislerin ve Nefillerin dünyasının gerçekliğini, ilk kitabımızın sonları haricinde, tam olarak hissedemiyoruz bence. Ki bu konuda kızımızın babası Belial'ın bilgilendirmeleri gerçekten de oldukça işimize yarıyor ;) Ama asıl vurgunu bu görüşmeler ve görüşmeler sırasında yaşadıkları yapıyor... Bunun dışında kitabımızın ilk kitaptan daha hızlı, daha olaylı, daha komik ve daha iyi olmasına bayıldım *.* İlk kitabın giriş olduğunu düşünürsek bunun da zaten bu şekilde olması gerekirdi ki yazar da bize tam istediğimizi veriyor. Tamam, arada böyle olmasa dediğimiz ya da tatmin etmediği kısımlar da yok değil ama genel olarak kesinlikle beklentiyi karşılıyor ve işlediklerini aceleye getimeden sağlam bir şekilde işlemeye çalışıyor. Bu da bana kesinlikle yetiyor :) Ki en sevdiğim kısımlar sanırım bize birçok duyguyu aynı anda yaşattığı ve şaşırttığı kısımlardı, hele de sonlara doğru bize üç buçuk attırıp kalp atışlarımızı duymamızı sağlayan o olaylar ;) Ama sanırım kitap boyunca beni benden alan kısım en başta gurubumuzun o şarkı sözü ve muhteşem nakaratı oldu. Okurken önce yüzünüzü bir sırıtış kaplıyor ve sonrasında Kaidan ile ilgili gerçekler ortaya çıkıp da bunu hatırladığınızda daha da mest oluyorsunuz. Ve zaten kızımız ve Kai arasındaki durum kesinleştiğinde de kitabımızı nasıl bitirdiğinizin farkına bile varmıyorsunuz. Hatta bitirdikten sonra okuduklarınızın yetmediğinin farkına varıyor ve üçüncü kitap için büyük bir istek duyuyorsunuz *.* Çıkmadığını size söyleyen ben olmak istemem ama ne yazık ki devamı konusunda biraz daha beklememiz gerekiyor T.T Neyse ki Go Kitap! bizi çok bekletmediğinden kısa sürede tekrar görüşemeceğimiz konusunda fazlasıyla umutlu bir sabırsızlık içerisindeyim :D

Siz de ilk kitabımızdan daha olaylı ve birçok duyguyu barındıran bir kitap okumak, karakterlerimizi daha fazla tanımak ve yenilerle tanışmak, sonunda ise diğer kitap için yanıp tutuşmak isterseniz kitabımızı kesinlikle tavsiye ederim. Hele hele türü seviyorsanız kaçırmayın derim kesinlikle! ;) Yazarımız her kitapta daha iyi olacaksa eğer bir sonraki kitap için şimdiden daha da sabırsızlıyorum gerçekten de ;)

Kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın, herkese keyifli akşamlar...

Yorum Gönder