FIRTINADAN SONRA (AFTER the STORM) by MİNA HEPSEN
Etiketler:
after the storm,
fırtınadan sonra,
kitap,
mina hepsen
Tanıtım:
Tehlikeli sularda sıra dışı bir aşk…
Nell geleceği görme yeteneğine sahip, güzel bir genç kızdır. Önce annesinin sonra da babasının ölümüne neden olan laneti ve acıyı unutmak, hayatının hedefi haline gelmiştir.
Bir gemi yolculuğunda Mikhail Belanov ve ailesiyle tanışır.
Genç kızın geleceği görme yeteneği bu yeni dostlarının hayatını kurtaracaktır. Ancak artık kendisi de tehlikededir. Çünkü acımasız vampirler onu da ölüm listesine dahil etmişlerdir.
Mina Hepsen’in hayal gücünü ortaya koyduğu bu romantik hikâye okuruna aynı zamanda gerilim dolu dakikalar da vaat ediyor.
Nell geleceği görme yeteneğine sahip, güzel bir genç kızdır. Önce annesinin sonra da babasının ölümüne neden olan laneti ve acıyı unutmak, hayatının hedefi haline gelmiştir.
Bir gemi yolculuğunda Mikhail Belanov ve ailesiyle tanışır.
Genç kızın geleceği görme yeteneği bu yeni dostlarının hayatını kurtaracaktır. Ancak artık kendisi de tehlikededir. Çünkü acımasız vampirler onu da ölüm listesine dahil etmişlerdir.
Mina Hepsen’in hayal gücünü ortaya koyduğu bu romantik hikâye okuruna aynı zamanda gerilim dolu dakikalar da vaat ediyor.
Tarihi vampirler serisinin 3. Romanıdır.
Spoiler barındırabilir!
Vay bea! Ne kitaptı
ama. Kitabın başı umut vadetmişti, ortaları ise elimden bırakma isteği
uyandırdı ama sonlarına doğru gözlerim öyle bir açıldı ki anlatamam. Sonuç,
okuduğuma kesinlikle değdi. Okurken her ne kadar “kesin lanetlendim, üst üste
bu kadar sinir edecek kitap mı gelir, kafamda yakında yolacak saç kalyamacak”
dediysem de ilerleyince ve sonra yaklaşınca öyle bir çoştu ki neye uğradığımı şaşırmayı
bırak neye kızdığımı bile unuttum. Sanırım serinin son romanı ve final güzel
bitti. Bir öncekinde istediğim bu kısmet dedim, oldu valla hem de bol bol. Neyse,
bu kadar gevezelikten sonra gelelim konusuna:
Kitap, Vampir
Yasaları Kitabı’ndan ve yakışıklı liderimiz Patrick’in yazılarından kısa bir
paragraf ile başlıyor. Daha sonra giriş bölümünde kitabımızın bu seferki
gizemli kötü karakterine ve planlarına yer veriliyor. Bunlardan sonra nihayet
ilk bölüme geldiğimizde Patrick ve ailesinin onları öldürmek isteyen kötü
Gerçek Vampirler adlı topluluğun saldırısına maruz kalışı ve kurtuluşunu
okuyoruz. Durum böyle kötü olunca herkes çareyi Mikhail’in fikri olan,
çocukların Mikhail tarafından uzaklara götürülmesinde buluyor. Böylece yanında
sadık vampir Kiril ile bir gemide uzaklaşıyorlar. Kızımıza gelirsek, o da o
gemide zengin ve şımarık bir kızın mürebbiyesi olarak bulunuyor. Asıl adı başka
bir isim olmasına rağmen kendisini Nell olarak tanıtıyor. Gemideyken görü
yeteneği sayesinde Michael, Kiril ve kutsanmış çocuklarımızın hayatlarını
kurtarıyor. Böylece maceraya dahil oluyor. Daha sonra Mikhail, düşmanlarından
kaçmak için kızımızdan yardım istiyor çünkü çaresiz, ne yapacağını bilmiyor ve
ailesini uyarmak için Kiril Londra’ya gitmiş. Kızımız buna razı olmasa da yakışıklımız
çocukları ileri sürünce dayanamıyor ve onu kendi kasabasına götürüyor. Kasabayı
sevmiyor çünkü hiç iyi hatıraları yok ve orda kaldıkları süre içinde çok şey
oluyor. –o bölümleri siz okuyun kitaptan söylemem. Oralar benim çıldırdığım ve
sıkıldığım yerlerdi. Daha sonra birkaç olaydan sonra tekrar Lonra’ya
geliyorlar. Zira buldukları suçlulardan sonra tehlikenin geçtiğini
düşünüyorlar. Bu arada kızımız ve yahşuhlu Mikail arasında sık sık yanlış
anlaşılmalar oluyor ve bu sonlara kadar çözülmüyor. Bu mutluluk anları da asıl kötülerimizin
gelmesi ile kesiliyor. Buradan sonra baya heyecanlı ve maceralı şeyler
yaşanıyor. Final de gayet güzel bir şekilde bitiyor.
Kitapta yanlış
anlaşılmalar ve çiftimizin birbirine açılmadaki geç kalınmışlığı beni öldürdü. Hele hele birbirlerini istenmeden kıskandırmaları ve farketseler de devam edişleri... O
kadar sinirlendim ki karakterlerle paranoyakça konuşup sesimi duymalarını
bekledim. Yazarın Nell’in kasabasındaki herkese dersini vermeden kızımızı
oradan apar topar yollaması sinirime dokundu. Bence herkese ağzının payı
verilmeliydi. Benim için hep yarım kalmışlık oldu o kısım.
Bir kere
bebekler o kadar tatlıydı ki doyamadım. Üstelik bunda hem gizeme hem aşka
doydum ve geçen yakınmama ithafen aradığımı buldum. Tamam, ortalarında süründüm
resmen ama olsun sonları için buna kesinlikle değerdi. Mikhail tam
beklediğim gibi çıktı sadece keşke Nell daha güçlü olsaydı bazı yerlerde o
kadar –Nell geneli iyi yanlış anlama sadece bir iki yere takıldım ;) Alexander, Patrick, İsmail ve diğer
kahramanlarımızın da olması iyiydi. Yani sevdim işte uzatmaya gerek yok. Önceki
kitaba yanıp da okumamazlık etmeyin.
Son olarak
finalinde bizi bir süprizin –her zamanki gibi- beklediğini ve okumanızı tavsiye
edeceğimi söylüyorum. Romance gibi olmuştu. Gizem, bolca aşk ve macera
barındırıyordu ama aşk fazlacaydı. Kapağını çok sevdiğimi söylemeden geçmek
olmaz :)
Bir dahaki sefere kadar
sağlıcakla kalın, çok çok xoxoxo
Yorum Gönder