TANITIMLAR VE ÖN OKUMALAR: Volume 6


Herkese tekrar merhabalar :)

Bayramdan önceki Cumartesi evden filme diye çıktım ama D&R'da kendimi kaybettim daha sonra, görüldüğü üzere *.* Aslında alacağım daha kitaplar vardı ama ne yazık ki orada yoktu. Birini de almayı ben unuttum ne yazık ki T.T Onları da en kısa zamanda tamamlamayı düşünüyorum tabi ki! ;)

Böyle dedikten birkaç gün sonra da eksik olan kitaplarımı bir başka D&R alışverişimde tamamladım :) Ama onları birlikte bir fotoğrafta çekmedim :/ Tabe bir de süpriz bir kargolarım vardı :D İşte son haliyle kitap alışverişim ;)

 Sözü uzatmadan sizi yeni kitaplarımla başbaşa bırakıyorum!


 Kitabı işte olduğundan dolayı ilk ben gördüm ve bayıldım. Sonra da gidip Küçük Kız'mı kudurttum tabe :D Ve ne oldu?? Terbiyesiz benden önce okudu -.- Neyse... sonuç oolarak ben de elime almış bulunuyorum :) Şu anda okuduğum kitabın arasına bunu da sıkıştırmayı düşünüyorum ;)

Tanıtım:
 
Bir zamanlar barış içindeki Elden Krallığı, Kan Büyücüsü tarafından saldırıya uğrar. Kral ve Kraliçe hunharca öldürülürler. Tahtın varisi olan vampir Nicolai, çocukların en büyüğüdür ve kaderin bir cilvesi olarak kendini köle pazarında bulur. Delfina’nın kötü kalpli prensesi, Kara Gönülçelen olarak anılan Nicolai’ı satın alır ve onun hafızasını siler. Ancak Nicolai’ın içindeki intikam ateşi bir türlü dinmek bilmez. Jane Parker, rüyalarında gördüğü şu vampirin etkisinden bir türlü kurtulmayı başaramaz. Vampir, onu kendi dünyasına davet edip duruyordur. Jane bir gün gözlerini hiç bilmediği bir gerçeklikte açar.


 Cehennemi daha önce size hem tanıtım ve ön okuma olarak sunmuştum (tıktık*) Ve seriyi de okudum ama kitapları ben de yoktu ne yazık ki :( Ben de ikinci kitabını görünce hemen alayım dedim. Bir daha görürsem de son kitabını alacağım kesinlikle ;)

 Tanıtım:

Raintree sadece bir soyadı ya da bir soyağacına düşülen bir not anlamına gelmiyordu.  Bu onların kaderiydi...
Cinayet dedektifi olan Gideon Raintree  hem elektriği kontrol edebiliyor hem de hayaletlerle konuşabiliyordu. Karanlık kalpli Ansara büyücülerinin üstlerine saldığı acımasız seri katille başa çıkabilmek için bütün güçlerini kullanmak zorunda kalacaktı. Ama bundan önce,  baş döndürücü ortağı Hope Malory'yle ilişkisini çözmek zorundaydı. Tam bir savaşın ortasındayken âşık olacağını düşünmemişti hiç. Kötülük tüm köşe başlarını tutmuş, onlara pusu kurarken Gideon ve Hope, aşklarını, ailelerini ve henüz doğmamış çocuklarını korumak için zamana karşı müthiş bir yarışın içinde bulacaklardı kendilerini.


Serinin sonunu öğrendiğimde beri içimde yazara bir nefret, öfke ve ağır bir kin olsa da okumaktan vazgeçemiyorum seriyi :) Hem nasıl bırakırım yakışıklı Viking'Mi <3 Ve hala yazarın ortaya çıkıp şaka! demesini bekliyorum :(

Tanıtım:

Tuhaf ve seksi garson kız Sookie Stackhousea kapılmamanın yolu yok.

Bizi de al Sookie! Bizi de! Sookie Stackhouse, bildikleri yüzünden türlü işkencelere maruz kaldı, kısa ama ölümcül peri savaşı sırasında sevdiklerini kaybetti. Yaralıydı ve deliye dönmüştü. Hayatında yolunda giden tek şey, vampir Eric Northmana duyduğu aşktı. Fakat yeni vampir kralının gözü, ilişkileri yüzünden sürekli Ericin üzerindeydi. Şekil-değiştiricilerin ortaya çıkışının siyasi sonuçları kendini hissettirmeye başlarken, Sookienin bir kurtadamla bağlantılı olması, onu tehlikeli bir tartışmanın içine çekecekti. Üstelik Sookie henüz bilmiyordu ama periler diyarının kapıları kapandığı halde, insanlar tarafında hala birkaç peri vardı. Ve onlardan biri Sookieye kızgındı. Hem de çok kızgın.


 Kardeşim bu seriyi çok sevdi. 3 kitabı da 1 günde okumadı, yuttu valla! :D Eee, söz konusu Rick Amca olunca gayet doğal ;) En kötüsü de serinin final yapmış olması. Açıkçası ben devam edecek zannediyorum ^^'

Tanıtım:

Antik Mısır tanrılarının izinden gitmeyi öğrenen Carter ve Sadie, dünyanın düzenini yeniden sağlamak için artık hazırlar. Ancak Kaos yılanı Apep, serbest kaldı ve yeryüzünü yok etmeye kararlı. Büyücülerse iki gruba ayrılmış halde. Tanrılar birer birer kaybolmakta, geride kalanlarsa güç bakımından çok zayıf. İki kardeşin en yetenekli yandaşları Walt, üzerindeki lanet yüzünden günden güne eriyor. Zia, güneş tanrısı Ranın bakıcılığını üstlenmiş durumda. Birkaç gençten ve acemi öğrenciden oluşan bu ekip, Apep karşısında her şeye rağmen zafer umudunu koruyor.

Kaos tanrısını durdurmanın bir yolu var ama bu, işe yarasa bile Carter ve Sadienin hayatına mal olabilir. Yapmaları gereken tek şey, onları öldürmeyeceğine söz veren çılgın bir hayalete inanmak.

Antik Mısırı yeniden ayağa kaldıran Kane Günceleri efsanesi.
Yılanın Gölgesi ile son buluyor. Savaş, aşk ve doludizgin bir macera, Carter ve Sadie Kanein inanılmaz hikayesine yaraşır bir finalle bu kitapta.
Çok satan Percy Jackson ve Olimposlular serisinin yazarı.
Rick Riordan, Mısır Mitolojisi üzerine kurguladığı Kane Güncelerinin son kitabı Yılanın Gölgesi nde bizi yeni karakterlerle tanıştırıp unutulmaz bir seriyi daha tamamlıyor.


 Serinin ilk iki kitabını okumuş ve blogu açtığım ilk zamanlarda yorumlamıştım. Hatta sadece yorumlamamış aynı zamanda bir alıntılar yazısı da yazmıştım seriye dair :D Ama ondan sonra diğer kitaplarını almak ne yazık ki bir türlü nasip olmadı :( Bu sefer gittiğimde serinin çıkan tüm kitaplarını tamamladım. Okumak için sabırsızlanıyorum! :)

Tanıtım #1

 Tehlikenin farkında mısınız?

ONLAR her yerdeler!

MacKayla Lane, kız kardeşi Alinanın intikamını almak için Dublinin tehlikeli sokaklarında canı pahasına mücadele ediyor.

Dokunan herkesin korkunç şeyler yaptığı bir kitabın peşinde, Kelt efsanelerine konu olan yaratıklarla savaşıyor, değişiyor ve yetişkin bir kadına dönüşüyor.

Etrafındaki kimseye güvenmiyor. Ne dizlerinin bağını çözen Fae Prensi Vlanee, ne henüz ne olduğunu çözemediği Barronsa, ne de kendisi gibi sidhe-kâhini kızları yöneten Rowenaya.

Sadece intikamı, yitirdikleri ve dünyanın kaderi için savaşıyor. Ve oldukça da sağlam dövüşüyor.

 Tanıtım #2

 Geçmişimi çalmış olabilirler.

Ama geleceğimi elimden almalarına asla izin vermeyeceğim.

İnsan ve Peri dünyaları arasındaki duvarlar yıkılmıştı. Doymak bilmez, ölümsüz Unseelieler buzdan hapishanelerinden kurtulduğunda, MacKayla Lane ölümcül bir tuzağa düşecekti. Peri Efendisi tarafından esir tutulan MacKaylanın, kim ya da ne olduğuna dair her şey, zihninden silinmişti. Oysa Mac, Sidhe-kahinlerini görebilen tek kişiydi ve iki dünyayı da kontrol edecek anahtarı elinde tutan gizemli kara büyü kitabının izini sürebilecek tek canlı da oydu...
Hafızasını geri kazanmak, yalnızca ilk adımdı. Mac, Dublinin mücadele dolu sokaklarında savaşıp eski, gizli bir tarikatın tehlikeli ağına düşecekti. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı peri dünyasında, dostu olduğunu iddia edenlerin karmaşık yalanlarıyla mücadele edecekti. Mac, her şeyini kaybettiğini düşünüyordu ama onu sarsacak bir gerçekle yüzleştiğinde, aslında oyunun daha yeni başladığını anlayacaktı.

Kendine bile güvenmezken kime güvenebilirsin ki?


 Tanıtımını daha önce yaptığım Atlantis'in Yükseliş'i kitabının ikincisi de okumuştum ama elimde yoktu. (ilkinin tanıtımı için tıktık*) Onu da görünce alayım dedim. Zira seriyi oldukça sevdim ve bir dahaki kitabı için nasıl sabırsızlandığı anlatamayak kadar sabırsızım! :D Umarım yayınevi bir an önce kitabı çıkarır :)

 Tanıtım:

 Son zamanlarda gerçekleşen vampir saldırıları yüzünden Dünyada huzur bozulmuş, gezegenin üzerine adeta karanlık bir bulut çökmüştür. Bu tehlikeye karşı harekete geçecek, insanoğlunu ve Atlantislileri kurtarabilecek tek bir kişi vardır: Ven. Vampirler tarafından ailesi katledilen Erin, tüm yaşamını intikam üzerine kurmuş, oldukça güzel ve yetenekli bir cadıdır. İkisinin yollarını kesiştiren ise, tüm felaketlerin başını çeken vampir Caliguladır.

Büyük tehdide karşı mücadele eden Ven ve Erin arasında gelişen karşı konulmaz sevgi zamanla hem Atlantislileri hem de Dünyadakileri etkileyecek güce erişir. Peki iyiliğin kötülükle karşı karşıya geldiği bu savaşta Ven ile Erin zorlu mücadelelerini ne kadar sürdürebilecektir?


Elimde ikinci kitabı bulunuyordu ama bir türlü ilk kitabını bulup alamıyordum. Her gittiğimde kalmamış oluyordu ellerinde :( cumartesi gidip de sorduğumda açıkçası hiç umudum yoktu ama şans bu işte ellerinde vardı. Hem de 5 TL'ye ve sonuncusuydu! *.* Ne kadar mesudum anlatamam :D En kısa zamanda bu seriyi de okuyup bitirmeyi planlıyorum :)

Tanıtım:

Charley Davidson bir özel dedektif… Hem de cazibeli bir kadın.
Ama bildiğimiz özel dedektiflerden ve tabii bildiğiniz cazibeli kadınlardan değil. O bir ölüm meleği. Henüz öbür dünyaya geçememiş ruhlarla iletişim kuruyor ve "ışığa gitmeleri"ne yardım ediyor. Doğrusu, ölülerle konuşma yeteneği, katilleri bulmakta da çok işine yarıyor…

Charleynin bir de âşığı var… Ama kahramanımız adamı göremiyor. Sadece o çıldırtıcı dokunuşlarını hissediyor… Sık sık ve derinden…
Cazibeli dedektifimiz bugünlerde ne mi yapıyor? Cinayete kurban giden üç avukatın katillerini bulmaya çalışıyor… Herhalde sizi nasıl bir heyecanın beklediğini anladınız artık.


En üstte gittiğim D&R alışverişinde yoktu ama daha sonrasında ne şanslıyım ki buldum onu! :D Hatta alır almaz okudum ve bitti :) Ama çok kısaydı ve hasretim hala dinmedi :(

Tanıtım: 

Anita, erkekler konusunda yenİ yenİ rahatlıyordu. Erkekler onu seviyordu,
Bu kesindi. Ama kendini güvende hissederek flört etmek, tehlikeli bir işti.

Tonny Bennington, ondan, yakın zamanda kaybettiği eşini yeniden hayata döndürmesini istediğinde, Anita Blake, adamın kaybı için derin bir üzüntü duydu. Anita, aşk hakkında bir şeyler bilirdi. Kaybetmeye dairse, her şeyi... Tonny Bennington ikna olacakmış gibi görünmese de, Anita bir nekromansır olarak, adamın ihtiyaç duyduğuna inandığı mucizeyi gerçekleştiremeyeceğini biliyordu. Anitanın, merhum Bayan Benningtonın mezarından çıkmaya zorlayacağı yaratık, sevgili Bayan Bennington olmayacaktı. Tam anlamıyla değil. Ve uzun zaman için değil.


 Vlad'ın yorumlarının çok iyi olmadığını bilsem de çıkması için çok bekledim ve çıkar çıkmaz almak istesem de bulmamamıştım ne yazık ki :( Ama ikinci gittiğimde Anita'M ile rastladım ona ;) Daha başlamadım ama kısa zamanda başlamayı düşünüyorum, zira Küçük Kız ona göz dikti -.-

Tanıtım:

O, kendisine
Karanlık bir güç bahşedilmiş,
Lanetli bir ölümlü...
Leila, bedeninde korkunç izler bırakan ve hayallerini yerle bir eden o trajik kazadan sonra, başına daha kötüsünün geleceğini düşünemezdi. Oysa artık dehşet verici bir yeteneği vardı. Elektriği istediği gibi yönetebiliyordu ve tek bir dokunuşla insanların en karanlık sırlarını öğrenebiliyordu. Leila, laneti yüzünden yapayalnız bir hayat sürmeye mahkum olduğuna inanıyordu.

Ta ki gecenin yaratıkları onu kaçırana ve dünyanın en ünlü vampirine ulaşması için zorlayana dek...

O, gecenin prensi...

Vlad tepesh en büyük vampir efsanesine ilham veren vampir. Yalnız sakın ona dracula deme hatasına düşmeyin. Vladın ateşi kontrol etme yeteneği, onu, vampirlerin en tehlikelisi haline getiriyor ama düşmanları, vlada karşı kullanacakları yeni bir silah buldu: neredeyse vladınkiyle yarışacak güçlere sahip, güzel bir ölümlü. Fakat vladla leila tanışır tanışmaz, tutkuları alevlenecek ve onları esir alacaktı. Üstelik bedenleri gibi düşmanları da birdi artık ve onları durdurmak için birlikte mücadele etmeleri gerekiyordu.

Ateşin laneti ikisini de yok etmeden...


 İlk kitabını çıktığı an alıp okumuştum ve ikincisi çıkana kadar aklımdan çıkmıştı aslında bu seri. Çünkü araları çok uzundu :/ Ama yeni kitap çıkacağı haberinden sonra ilk kitabı bir kez daha okudum ve şimdi de ikincisi için sabısızlanıyorum :D Bu kitap aynı zamanda ilk alışverişimde almayı unuttuğum kitaptı ^^'

Tanıtım:

Ölümsüzlükten bıkmış bir vampir...
İstemediği halde ağabeyi tarafından yüzyıllar önce vampire dönüştürülen Sebastian Wroth, yaşamak için bir neden bulamadığı nefret dolu yüzyılları yalnız başına geçirmektedir. Ancak onu öldürmeye gelen muhteşem bir kadın farkında olmadan onun aklını başından alınca, Sebastian için hayat yeni bir anlam kazanır.

Onu öldürmek için gönderilmiş bir Valkyrie...
Merhametsiz Kaderin uzun zaman önce kız kardeşlerini bir vampir saldırısında kaybettiğinde intikam dışında bütün duygulardan arınmış ve hiçbir şey hissetmeyen, soğukkanlı bir katile dönüşmüştür. Ta ki içini alışık olmadığı hislerle dolduran Sebastianla karşılaşana kadar...

Tutku dolu bir yarışmada rakip olurlar…
Bütün ölümsüzlerin kıyasıya rekabet ettiği Hücum yarışmasını kazanmak, herkes için ayrı bir anlam taşımaktadır. Sebastianın gözünde asıl ödül, Kaderinin kalbini kazanmaktır. Kaderin ise dünyanın en ücra köşelerinde şampiyonluğa oynarken kazanacağı ödül ile Sebastian arasında bir seçim yapmak durumunda kalacaktır.


DEX'in en yenisi "Sonsuz Dokunuş" kapak görseliyle birçoğumuzu fethetmiştir eminim. Ve Küçük Kız'ın yorumundan sonra da elinizde varsa başlamışsınızr kesin! :D Ben de başladım ve kısa zamanda bitireceğimi umuyorum :)

Ayrıca kitap hakkındaki yorumumu buradan okuyabilirsiniz...

Tanıtım:

Remy dokunarak insanları iyileştirebiliyor ama ne yazık ki tedavi ettiği her hastalık artık onun oluyordu. Annesi ile birlikte
üvey babasından şiddet gören Remynin herkesten gizlediği korkunç bir hayatı vardı.
Ve bir gün Asher ile tanıştı…
Yakışıklılığı nefes kesici ama sessizliği ürkütücüydü.
Asherın da bir sırrı vardı.
Remy, yeteneği ile ilgili şifreleri çözecek ve bunun bir mucize mi yoksa bir lanet mi olduğunu öğrenecek.
Geçmisten gelen sese kulak ver.


Evet, ilk kitabı ben de bulunmayan ama iyi olduğunu duyduğum serilerden biri daha! :) Kütüphaneme hoş geldi :D Ayrıca kitabımızın kapağı ve özellikle de tüy detayı çok çok hoş *.*

Tanıtım:

Geçen zaman, yarı melek Clara Gardner'a akıl almaz sürprizler yaşattı. İlk aşkın baş döndürücülüğü ve bir ölümün yaşattığı işkence, ona artık inkâr edemeyeceği bir gerçeği hatırlattı: Asla normal bir yaşamı olamayacaktı.

Clara melek kanı taşıyanlar arasındaki benzersiz yeteneklerini keşfettikten sonra artık Tucker'ı peşindeki düşmandan korumak zorunda, kalplerini paramparça etmek uğruna olsa da.

Kasabayı terk etmek en iyi seçenek gibi görünüyor, bu yüzden Kaliforniya'ya geri dönüyor, her şeyin başlamasına neden olan karşı konulmaz Christian'a da...

Clara, Kara Kanatlardan ve sürekli korkmaktan bıktı, laneti artık bozma zamanı ama bunun bir şeyleri kurban etmeden olmayacağını biliyor.

Koruyucu ile başlayan ve Kutsanmış ile devam eden serinin sürükleyici finalinde, Clara oyunu bozacak ve herkes için son kez savaşacak.


Ahhh, Seth! <3
Her ne kadar bu kitabın sonunu iyi görmesem de -ne yazık ki T.T- Seth'i her şeye rağmen sevmeye devam edeceğim *.*

Bu arada kitabımız oldukça kalın. Nedeni içinde hem Apollyon kitabını hem de ara kitap İksir'i barındırması! DEX, i love you :*

Tanıtım:

Kaderle oyun oynanmaz..

Alex bugüne dek iki şeyden çok korktu: Uyanış’ta kendini kaybetmek ve İksir’e maruz kalmak. Ancak bazen aşk kaderden daha güçlüdür ve Aiden St. Delphi de tanrılara, Alex’i geri getirebilmek için savaş açtı.

Tanrılar, Seth’in Alex’in güçlerini ele geçirip Tanrı Katili olmasına engel olabilmek için yüzlerce şehri yerle bir edip binlerce insanı öldürdüler.

Ancak iş, Alex’le Seth’in bağını koparmakla bitmiyor. “Bir Apollyon öldürülemez” teorisinde pek çok açık nokta var ve bu yıkımı durdurmanın yolunu bilen tek kişi de yüzyıllar önce öldü.

Yeraltı’nı koruyan duvarları aşmak, milyonlarca ruhun içerisinde tek bir taneyi aramak ve sonra da geri dönmek çok zor. Ancak Alex Tanrı Katili olmadan önce Seth’i durdurmak zorunda yoksa… kendisi Tanrı Katili olabilir.

Melez Sözleşmeleri serisi Melez, Safkan ve Tanrı’dan sonra
dördüncü kitap Apollyon ile devam ediyor. Üstelik ara kitap İksir,bu kitabın içinde!



Ön okumayı görmeyenler buraya tıklayarak okuyabilirler :)

Vaaaoov! Çoook uzun bir posttu :)
Kendinize ve kitaplarınıza çok çok iyi bakın ;)
En kısa zamanda buluşmak üzere...

Yorum Gönder