4. GÜN | EJDERİN ARZUSU (ABOUT A DRAGON) by G. A. AIKEN | YORUM
Daha öncesinde sizin için Ön Okuması'nı paylaştığım kitabımızın bugünse yorumunu paylaşacağım. Ama öncesinde tur takvimimizi ve en sonda da çekilişimize katılamanız için rafflecopter'ı paylaşacağım :)
Bu arada Ön Okuma'yı hatırlamak ve okumak için buraya tıklayınız...
İşte Tur Takvimimiz:
22 Mayıs 2013
Yorum: Kördüğüm Hayaller
Yorum: Yorum Durağım
Yorum: Maria Puder Ölmedi
23 Mayıs 2013
Ya Sonra: Yorum Durağım
Film Olsaydı: Tuğçe'nin Kitaplığı
Yorum: Kitaplarım ve Ben
Yorum: Tuğçe'nin Kitaplığı
İlk başta ilk kitaptaki hikayeleri bu kadar kısa tuttuğu için yazara bol elektrik yüklü bir bulut yolluyorum. Zira o kitabın tadı hala damağımdadır. Ve bu kitabımızı okuduktan sonra geri dönüp o kitabı tekrar okudum :D
Neyse, konumuza dönersek -ben rahatlayıp içimi döktükten sonra- Serinin ikinci kitabı olan Ejderin Arzusu en az ilk kitap kitap kadar güzeldi. Akşam elime aldım ve sabaha karşı bitti. O derece akıcı, sürükleyici ve tamam, itiraf ediyorum bazı yerlerinde fazla uzatmış diye düşünsem de bittiğinde dahasını isteyecek kadar da müthiş bir kitaptı! Hem zaten ejderha varsa bir kitapta sevilmemesi, güzel olmaması çok zordur benim için. Ama bu kitap okuduğum diğerlerinden ayrı bir yerde tabi. Bu nedenle diğer kitabının da arayı fazla soğutmadan çıkacak olması ise benim için oldukça sevindirici bir haber oldu :)
Neyse, konumuza dönersek -ben rahatlayıp içimi döktükten sonra- Serinin ikinci kitabı olan Ejderin Arzusu en az ilk kitap kitap kadar güzeldi. Akşam elime aldım ve sabaha karşı bitti. O derece akıcı, sürükleyici ve tamam, itiraf ediyorum bazı yerlerinde fazla uzatmış diye düşünsem de bittiğinde dahasını isteyecek kadar da müthiş bir kitaptı! Hem zaten ejderha varsa bir kitapta sevilmemesi, güzel olmaması çok zordur benim için. Ama bu kitap okuduğum diğerlerinden ayrı bir yerde tabi. Bu nedenle diğer kitabının da arayı fazla soğutmadan çıkacak olması ise benim için oldukça sevindirici bir haber oldu :)
Kitabımız, ilk kitapta fazla hoşlaşmadığım bir karakter olan Briec'in kendisi kadar uyuz olan Talaith ile karşılaşmasıyla başlıyor -evet, uzun süre böyle düşündüm ve hala ara ara da böyle düşünüyorum :D Karşılaşmaları bir anda ve oldukça merak uyandırıcı bir şekilde oluyor ama asıl olay ikinci kez karşılaşmalarıyla başlıyor. Zaten ondan sonra da kitabı okurken kahkahanız eksik olmuyor. Çünkü oğlumuz ne kadar kendini beğenmiş, ukala ve en eninden kibirliyse kızımız da ondan arda kalır değil. Her dediğine ya da hareketine oğlumuzu pişmen edecek ya da haddini bildirecek kişiliğe sahip. Böyle olunca da kitabımızda bol bol didişmelerini okuyoruz. Açıkçası bu didişmeleri sevip sevmediğim konusunda emin değilim. Zira okurken bazen sevsem de çoğu zaman ciddi mi yoksa sadece kur mu yaptıklarını anlamakta zorlandım. Bu da beni ziyadesiyle tedirgin etti. Yine de çok da rahatsız edici olduğunu söyleyemem.
Briec ejderha halinde kızımızı kurtardıktan sonra tüm engellere ve her şeye rağmen onu kendi mağarasına götürmeyi kafaya koyar. Daha önce hiç bir insana ilgi duymamıştır ki ilk kitaptan tanıdığımız Siyah Ejderha'mız abisinin karısıyla mutluluğu olmasa gene de duymazdı. Ama onun mutluluğunu gördükten sonra da bunu merak etmiyor değildi. Üstelik Talaith'te onu çeken bir şeyler de vardı. Böylece de kızımızı seçti. Seçti ama sanmayın ki bir ömür bir şey istiyor. İstediği -tabi ki de- canı sıkılına kadar onunla oyalanmak. Ama ne yazık ki (!) işler hiç de beklediği gibi gitmiyor. Önce bir saldırıya uğruyorlar. Daha sonra da beklenmedik bir fırtına onları çapkın ejder kardeş Gwenvael'in mağarasına atar. Olacakları düşünmeden önce bu tabloya bir de en küçük erkek ejder kardeşimiz Êibhear'ı da katın. Ve son olarak fırtınanın biraz uzun bir mahsur süreci yaşattığını da söylemiş miydim?! :D Tabi, her şey bu kadarla kalsa iyi. Ama kalır mı? Asla! Kitabımız ve olaylar daha yeni başlıyor. Okudukça önce Talaith'in tanıdığınız kişi olmadığını öğreceneceksiniz. Ki bununla birlikte kitabımızın asıl sorunuyla da tanışacaksınız. Daha sonra tüm aile bir araya gelecek -yesss *.* - ve büyük bir savaş yaşanacak. Tabi tek savaş bu olmayacak, sevgili kızımız da hem onların hem de kendi savaşını vermek zorunda kalacak. Peki sonunda ne olacak? Bu uzun, karmaşık ve süprizlerle dolu yolculuğumuzda hikayemiz mutlu sonla mı bitecek yoksa tanrılar insanlarla oynadıklarında geriye hep hüzün kaldığını mı göreceğiz? Peki ya özlediğimiz karakterlerde yaşayacağımız büyük süpriz nedir? Hepsi ve tahmin edemeyeceğiniz kadarı için kesinlikle bu seriyi kaçırmamalısınız ;) Üstelik bir sonraki kitabı için de uzun süre bekleyemeyecekmişiz! :)
Briec ile ilk kitapta tanıştığımda fazla sevmemiştim ama kitap ilerledikçe kendisini oldukça sevmeye ve kişiliğe alışıp rahatsızlık duymamaya başladım. Ve ne yazık ki aynısını Talaith için söyleyemeyeceğim. Yazar gizem konusunda onun hikayesini gerçekten iyi vermiş ama bir yerde sırrı açığa çıktıktan sonra eskisi gibi olmadığını görüyoruz. Okurken bu değişimi, o geçişi çok da gerçekçi bulmamakla ve hızlı bir geçiş olduğunu düşünmekle birlikte sonlara doğru hem nedensiz yere oldukça direnç göstermesinden hem de etrafına karşı bazı hareketlerinin anlamsız olmasından oldukça rahatsız oldum. Bu sorun kadar olmasa da beni rahatsız eden bir şey vardı ki, o da neden ilk kitabın az olmasının telafisi olarak Fearghus ve Annwyl'in daha çok gösterilmediği oldu. Hoş okuyanlar gözün doysun diyebilir ama favori çiftim olduğu için insan daha çok görmek ve doyasıya okumak istiyor onları işte :D
Okurken ailenin bir araya gelmesi kısmı özellikle favori yerlerimden olsa da asıl olarak hoşuma giden yazarın bizi arada çiftimizden uzaklaştırarak daha sonraki kitaplarda karşımıza neler çıkacağı konusunda bilgi vermesi oldu. Dediğim gibi favori çiftim konusunda daha cömert davranabilirdi ama aldığım haberler ve bu kadarı da şimdilik yeter diye düşünüyorum. Zira bu gidişle diğer kitapta daha uzun ve daha mutlu bir okuma zevki tadacağız ;) Hem üstelik bazen çiftimizden uzaklamamız yani ara vermemiz iyi oldu. Çünkü bazen öyle gürültücü oluyorlar ki insan kafayı dinlemek istiyor :D Ve bunu da "Fearghus ve Annwyl" çiftiyle mi yapacaksın dediğinizi duyar gibiyim :) Şey, haklısınız ama bilmediğiniz şeyler var. O nedenle "evet" diyorum. Hem sadece bu da değil başka şeyler de var, bu ara vermeler esnasında ;) Böyle diyince size Izzy'den bahsetmediğimi hatırladım. O da kim diyebilirsiniz. Ama benden cevap alamayacaksınız. Zira yeterince bilgi verdim bile. Ve onun hikayesini oldukça merakla beklediğimi eklemeliyim. Gerçi çıkması için daha uzun bir zaman var ama neyse :)
Son olarak o son neydi öyle diyorum. Tamam çok efsanevi ya da waauv tarzı bir son değildi. Ama sıradaki kardeşimizin karşısına çıka çıka öyle biri mi çıktı? Ahahah :D Diğer kitabımız gerçekten ilginç ve komik olacağa benziyor. Kısacası okumayanlar bu seriyi ve okuyanlar ise bir sonraki kitabımızı kaçırmasın derim. Her şey farklı ve daha gizemli bir hal aldı sanki ;)
Briec ejderha halinde kızımızı kurtardıktan sonra tüm engellere ve her şeye rağmen onu kendi mağarasına götürmeyi kafaya koyar. Daha önce hiç bir insana ilgi duymamıştır ki ilk kitaptan tanıdığımız Siyah Ejderha'mız abisinin karısıyla mutluluğu olmasa gene de duymazdı. Ama onun mutluluğunu gördükten sonra da bunu merak etmiyor değildi. Üstelik Talaith'te onu çeken bir şeyler de vardı. Böylece de kızımızı seçti. Seçti ama sanmayın ki bir ömür bir şey istiyor. İstediği -tabi ki de- canı sıkılına kadar onunla oyalanmak. Ama ne yazık ki (!) işler hiç de beklediği gibi gitmiyor. Önce bir saldırıya uğruyorlar. Daha sonra da beklenmedik bir fırtına onları çapkın ejder kardeş Gwenvael'in mağarasına atar. Olacakları düşünmeden önce bu tabloya bir de en küçük erkek ejder kardeşimiz Êibhear'ı da katın. Ve son olarak fırtınanın biraz uzun bir mahsur süreci yaşattığını da söylemiş miydim?! :D Tabi, her şey bu kadarla kalsa iyi. Ama kalır mı? Asla! Kitabımız ve olaylar daha yeni başlıyor. Okudukça önce Talaith'in tanıdığınız kişi olmadığını öğreceneceksiniz. Ki bununla birlikte kitabımızın asıl sorunuyla da tanışacaksınız. Daha sonra tüm aile bir araya gelecek -yesss *.* - ve büyük bir savaş yaşanacak. Tabi tek savaş bu olmayacak, sevgili kızımız da hem onların hem de kendi savaşını vermek zorunda kalacak. Peki sonunda ne olacak? Bu uzun, karmaşık ve süprizlerle dolu yolculuğumuzda hikayemiz mutlu sonla mı bitecek yoksa tanrılar insanlarla oynadıklarında geriye hep hüzün kaldığını mı göreceğiz? Peki ya özlediğimiz karakterlerde yaşayacağımız büyük süpriz nedir? Hepsi ve tahmin edemeyeceğiniz kadarı için kesinlikle bu seriyi kaçırmamalısınız ;) Üstelik bir sonraki kitabı için de uzun süre bekleyemeyecekmişiz! :)
Briec ile ilk kitapta tanıştığımda fazla sevmemiştim ama kitap ilerledikçe kendisini oldukça sevmeye ve kişiliğe alışıp rahatsızlık duymamaya başladım. Ve ne yazık ki aynısını Talaith için söyleyemeyeceğim. Yazar gizem konusunda onun hikayesini gerçekten iyi vermiş ama bir yerde sırrı açığa çıktıktan sonra eskisi gibi olmadığını görüyoruz. Okurken bu değişimi, o geçişi çok da gerçekçi bulmamakla ve hızlı bir geçiş olduğunu düşünmekle birlikte sonlara doğru hem nedensiz yere oldukça direnç göstermesinden hem de etrafına karşı bazı hareketlerinin anlamsız olmasından oldukça rahatsız oldum. Bu sorun kadar olmasa da beni rahatsız eden bir şey vardı ki, o da neden ilk kitabın az olmasının telafisi olarak Fearghus ve Annwyl'in daha çok gösterilmediği oldu. Hoş okuyanlar gözün doysun diyebilir ama favori çiftim olduğu için insan daha çok görmek ve doyasıya okumak istiyor onları işte :D
Okurken ailenin bir araya gelmesi kısmı özellikle favori yerlerimden olsa da asıl olarak hoşuma giden yazarın bizi arada çiftimizden uzaklaştırarak daha sonraki kitaplarda karşımıza neler çıkacağı konusunda bilgi vermesi oldu. Dediğim gibi favori çiftim konusunda daha cömert davranabilirdi ama aldığım haberler ve bu kadarı da şimdilik yeter diye düşünüyorum. Zira bu gidişle diğer kitapta daha uzun ve daha mutlu bir okuma zevki tadacağız ;) Hem üstelik bazen çiftimizden uzaklamamız yani ara vermemiz iyi oldu. Çünkü bazen öyle gürültücü oluyorlar ki insan kafayı dinlemek istiyor :D Ve bunu da "Fearghus ve Annwyl" çiftiyle mi yapacaksın dediğinizi duyar gibiyim :) Şey, haklısınız ama bilmediğiniz şeyler var. O nedenle "evet" diyorum. Hem sadece bu da değil başka şeyler de var, bu ara vermeler esnasında ;) Böyle diyince size Izzy'den bahsetmediğimi hatırladım. O da kim diyebilirsiniz. Ama benden cevap alamayacaksınız. Zira yeterince bilgi verdim bile. Ve onun hikayesini oldukça merakla beklediğimi eklemeliyim. Gerçi çıkması için daha uzun bir zaman var ama neyse :)
Son olarak o son neydi öyle diyorum. Tamam çok efsanevi ya da waauv tarzı bir son değildi. Ama sıradaki kardeşimizin karşısına çıka çıka öyle biri mi çıktı? Ahahah :D Diğer kitabımız gerçekten ilginç ve komik olacağa benziyor. Kısacası okumayanlar bu seriyi ve okuyanlar ise bir sonraki kitabımızı kaçırmasın derim. Her şey farklı ve daha gizemli bir hal aldı sanki ;)
*Bu blogturdaki katkılarından dolayı Ephesus Yayınları'na teşekkür ederiz...
Yorum Gönder