AYLARDAN AŞK by MERAL KIR | YORUM ve ÇEKİLİŞ


Herkese turlarımıza verdiğimiz uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar :)

Bugün sizlerle turumuz kapsamında kitabımız hakkındaki yorumumu paylaşacağım ve yarın da "Super Six Sunday" etkinliğiyle yine sizlerle olacağım ;) Ama öncesinde bugünkü tur takvimimizi ve yorumum sonrasında ise bu güzel kitabı kazanmanız için rafflecopterı paylaşacağım...


Tur Takvimi

14.06.2014

Yorum + Çekiliş: Yorum Durağım 
Yorum + Çekiliş: Kördüğüm Hayaller 
Playlist: Kitap Sayfaları



Takvimimize de baktıktan sonra şimdi de sıra yorumumuza geldi, öyleyse başlayalım:

Kitabımız kesinlikle beklediğim tarzdan farklı, rahatlıkla size her türlü duyguyu yaşatan ve okumaktan keyif alıp devamını sabırsızlıkla bekleyeceğiniz muhteşem bir kitaptı. Yani en azından durum benim için öyleydi. İlk başlarda bir afallamışlık, nedenine daha sonra değineceğim, bir alışamama durumum olsa da adapte olduktan sonra kesinlikle hikaye aktı gitti ve tasarımla da yaşadığım ufak süprizle bana oldukça keyifli dakikalar yaşattı :) Ve tam her şey bitti dediğim anda bile son anda, gider ayak bir şaşkınlık daha yaşatıp sevgili yazarımız bana her şeyin daha yeni başladığının sinyallerini vererek o keyfi, bir sabırsızlığa dönüştürdü ;)

Tamam, ben yorumuma dönmeden ve size içimi dökmeden önce gelin biraz kitabımızın konusuna bakalım...

Kitabımız en baştan, kızımız Tanem'in geçireceği ve kitabımızı asıl olarak başlatacak o kazadan bir süre öncesinde bizi oldukça gizemli bir şekilde karşılıyor. Gizemli çünkü kızımız bizim nedenini bilmediğimiz ve öğrenmek için can attığımız bir sebepten ötürü oldukça üzülmüş bir vaziyette. O gün aslında onun için önemli bir gün olmasına rağmen başına gelen bir olaydan dolayı gözleri görmeyecek kadar iki göz iki çeşme ve akabinde gelişen kaza sonucunda da, kişiliğine ters düşen bir şekilde, hemen pes etmiş bir durumdadır. Peki ya sonra ne mi oluyor? işte o kısımları pek bilmiyoruz, çünkü kitabımız kazadan ve gizemli girişinden sonra bizi iki yıl sonrasının Eylül ayında, diğer başkarakterimiz ve yakışıklımız Yağız'ın anlatımıyla karşılıyor. Ki böylesi kesinlikle sinir edici, bir o kadar şaşırtıcı ve ne olduğuyla ilgili merakınızı daha da ateşleyen bir durum! Ama merak etmeyin, sevgili yazarımız bu konuda bize hiç acımamış ve biz ne kadar ne olduğunu merak etsek de işi oldukça ağır alarak bizi uzuuuuun, oldukça uzuuuuun bir süre kızımızdan mahrum bırakmıştır. Yooo, kızımıza ne olduğunu çok çabuk olmasa da öğreniyoruz ama kızımızın bize tekrardan merhaba deme kısmı uzun sürüyor. Yine de çok üzülmeyin çünkü o süreyi telafi edercesine yakışıklımız Yağız'ın ağzından olayları bol bol okuyor ve kendisini kızımız uyanana kadar oldukça yakından tanıyoruz ;) 

Neyse, konumuza dönersek... Kızımız uyandıktan sonra iş bitmiyor çünkü kızımız uyanana kadar geçen olaylar nasıl gizemli, maceralı ve sabırsızlık uyandırıcıysa kızımız uyandıktan sonra yaşananlar daha bile fazlası. Ve ne yazık ki bu durum kitabın sonuna kadar da böyle gidiyor. Korkmayın, hepsi değil. Bazıları sona doğru yaklaşırken açığa çıkıyor ve eğer dikkatliyseniz belki zamanından önce bile çözebilirsiniz bazılarını ;) Ama diğerleri için ne yazık ki sonu beklemeniz gerekecek ve o zamana kadar da kafayı yiyebilir, sinir krizleri geçirebilirsiniz benden demesi. Uyarmadı demeyin sonra! :D Ama kesinlikle okuduğunuza değiyor, hele o son yok mu o son! Hayır, spoiler yok. Okuyun ve yaşayın diyorum sadece :) Yine dağıldım, toparlarsak... Kızımız uyandıktan sonra doktorumuz konusunda bir takım şeyler hissediyor ve bu hisler o zaman için hayatında emin olduğu tek şey. Zira uyandığında farkediyoruz ki kızımız hafıza kaybı yaşıyor. Ne kendini ne ailesini ne de başka bir şeyi hatırlıyor. Bu bilinmezliklerin içinde ise bildiği tek şey cennetten bu okyanus gözlü yakışıklı kahramanı için gelmiş olduğu... *.* Kızımız bu haller içinde olsun yakışıklımız tarafından bakıldığında işler tamamen farklı ve oldukça karmaşık. Çünkü birisi kızımız uyanmasın diye onu zehirlemesinin dışında bir de duygusuz doktorumuz Tanem denen cennet gözlü bu kızı korumak, onun kendisine yaptıklarıyla uğraşmak zorunda :) Peki sizce kızımız tüm yaşadıklarının, kendisine yapılan girişimlerin ve kaza yapmasına neden olan olayın/olayların üstesinden gelip yakışıklı doktorumuzu kandırabilecek mi? Ya da bunların yükü altında ezilip gözü yaşlı mı kalacalak? Peki ya yakışıklı doktorumuz, o bu yeni duygular ve hastası konusunda ne yapacak? Kızımızın hayatına yapılan bu girişimleri engelleyebilecek ve tüm gizemleri açığa kavuşturabilecek mi? En önemlisi yıllardır kendine çektirdiği bu eziyetten kurtulup cennet gözlüsüyle kendisine mutlu olmak için izin verebilecek mi? Tüm bu sorular ve yanıtları için bu nefis kitabı en kısa zamanda okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum... :)

Kitabımız hakkında neleri sevmedim kısmına hoş geldiniz :D Bu kısmın asıl konuğundan önce sizleri bir iki gereksiz ama bahsetmek istediğim ayrıntıyla meşgul edeceğim, ama ondan sonrasında beni kimse tutamaz! Çünkü ben karakter katili olacağım sanırım -.- Kitabımız ilk olarak beni kızımızın uyanma sürecenin gecikmesiyle şaşırttı, bu bir eksi değil ama uyanması için beklerken yaşadığım stres ve karın ağrısı kesinlikle bir eksi. Tamam, yakışıklımla başbaşa zaman geçirmek gerçekten güzeldi ama baştan bilmediğim için yaşadığım o heyecan bünyeme pek bir zarar oldu ;) Bir de iki yerde kafam karıştı ama onları da hallettim, onun dışında sorunum yoktu kitabımızla ilgili. Benim sorunum karakterlerleydi, en büyüğü ise Doruk denen pislik, adi, ölmesi için zevkle türlü işkenceler yapabileceğim, nefret edilesi hatta gözleri.... ıhmm... yani işte yakışıklımızın en iyi arkadaşı olur kendileri, hah, işte o beyefendi -tabi cnm- ileydi. Ah yazarım, güzel yazarım, sevgili yazarım! Sen neden böyle bir karakter yazdın ama ya T.T Böhöööö... Ağlamak, sinirlenmek ve öfkeden kudurmak benim yaşadıklarım için az bile. Öyle ki koskoca kitapta sinirlenecek başka karakterler de olsa benim Doruk'la sorunum öyle bir yerdeki onları gözüm bile görmedi, ki içlerinden birini gözümden kaçırmam benim için bile şaşırtıcı oldu. Hele o son, o son neydi öyle ya! Tam duruldum demişken o sonla beni benden aldın, içimden çıkan canavarı ben bile tanıyamadım O.O Neyse, bu konu uzar gider, en iyisi bir ara özel olarak yüzyüze biz bunun tartışmasını yapalım. O zamana kadar bu köşeyi mühürlüyorum ve sana sevgilerimi yolluyorum sevgili yazarım :*

Sevdiğim kısımlara gelecek olursak... Birazına kitabımızın konusundan bahsederken değindim ama hala bahsedeceğim şeyler var tabi ki :) Öncelikle kapağın ve ayracın tasarımları oldukça hoşuma gitti, hele o kitaptan ayrılmayan ayraç kısmı oldukça iyi, başkası da alıp okusa hep kitapla bir kalacaklar. Ama beni asıl benden alan kısım hiç şüphesiz kitabın bölüm başlığı gibi olan Ay ve ifade ettiklerini anlatan o renkli sayfalar oldu. Kitap kendi renkli değilmiş gibi bir de tasarımıyla beni aşık etti iyice kendine :) İçerik bakımından konuşmak gerekirse, Yağız'ı sevdim ama itiraf ediyorum önce Sancaktar ailesine sonra da Tanem'e vuruldum. Yağız'ın başlarda odun olması ve kızımıza çektirmesi sebebiyle en başta uzun süre onu okusakta sevmem daha sonraları, Tanem'le olduğu anlarda oldu. Yine de Tanem uyanmadan önce yaşanan bazı şeyler de beni gizliden gizliye etkilemiş olabilir. İnkar edemem orasını ;) Sancaktar ailesi ise, anne baba kısmı değil kardeşler ve birbirleriyle bu kadar bağlı olmaları, aralarındaki ilişkileri kısmı beni tav etti. Hele o kardeşlerin hikayeleri olursa deme keyfime, tadından yenmez :D Ama Doruk denen zat olmasın mümkünse hiçbirinde -_- Kitabımızın birden çok ağızdan karakterleri ve yaşadıklarını aktarmasını gerçekten okunmayı daha keyifli kılmış. Ama ben başta bunu bilmediğimden dolayı şaşırdım, durumu farkettiğimde ise oldukça sevindim. Ki böylesi karakterlerin kendilerini açıklaması açısından gayet güzel olmuş, çünkü tek taraflı okusaydık inanıyorum ki yakışıklımız konusunda bu kadar bitiyor olmazdık. Zira kendileri hem pek nazlı hem pek sessiz hem de... şey okursanız anlayacağınız biri :) Bir diğer hoşlandığım konuysa yazarımızın kitabı tam bir dizi ya da film havasında yazmış olması. Okurken zaman kısmında aylar açısında aralık olsa da aylar kısmında içe girdiğiniz de oldukça detaylı ve canlı olduğunu görebiliyorsunuz. Bu kısımda alışana kadar size yorucu gelse de yazarımızın tarzına alıştıktan sonra çabucak seviyor ve kesinlikle durumdan memnun kalıyorsunuz ;)

Bunlar dışında kesinlikle konuşacak tonla şey olsa da sizlere herhangi bir spoiler vermemek için şu dakka susuyor ve turumuzun diğer durakları + çekilişlerimizle başbaşa bırakıyorum. Yarın görüşene kadar kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın! :)


Rafflecopter çekilişimiz için de bol şanslar!
a Rafflecopter giveaway

Yorum Gönder