2. GÜN | AŞKIN KOLLARINDA (AN AFFAIR MOST WICKED) JULIANNE MCLEAN | YORUM


Aşkın Kollarında blog turumuzun ikinci gününe hoşgeldiniz :)

Bu blog turda da ben sizler için ilk günde kitabımızın ön okumasını paylaştım. Buraya tıklayarak ön okumaya ulaşabilirsiniz...

Bu gün de sizlerle kitap hakkındaki yorumumu paylaşacağım. Ama öncesinde size tur takvimimizi vereceğim. Yorumumu okuduktan sonra tur takvimi ile diğer blogları gezmeyi ve turu tamamlamayı unutmayınız! Keyifli okumalar ;)

Tur Takvimi:
14 Mart 2013 
Yazar Tanıtım – http://kitaptelvesi.blogspot.com  
 
Kitap Tanıtım – http://kitapsayfalarii.blogspot.com 
 
 
 
15 Mart 2013
 
Farklı Bloglara Gezi - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com 
Film olsaydı – http://tugceninkitapligi.com 
Kitap Yorumu – *9 Blog Birden
 Ve Unutmayın! Bu kitaba dair diğer etkinlikleri www.konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinden ve katılımcı bloglardan takip edebilirsiniz.


 Şimdi de sıra benim kitap ile ilgili yorumuma geldi :)

Kitabımız gerçekten güzeldi. Tabi sizlerde benim gibi söz konusu historicallar olunca kendimize çektirdiğimiz o acı verici olayları kanıksamaya başladıysanız :D Zira artık ben okuduklarımdan çok az olsa da artık alıştım gibi. Ama itiraf edeyim bitirince kitabı fırlatmıştım. Çünkü dayanamıyorum bu durumlara. Ama onun öncesinde yaşananlar kesinlikle güzeldi. O yere kadar insan yavaş yavaş bir eriyor... :) Hangi yer mi?? Okuyun öğrenin ;)

Şimdi de kitabımızın konusundan bahsedelim bir ara verip:

Kitabımız, serinin ilk kitabındaki kızımız Sophia'nın kızkardeşi Clara'nın İngiltere'ye soylu birini bularak evlenmesi amacıyla gelişini ve başından geçenleri anlatıyor. En başta, bu kitaptaki yakışıklımız Seger ve Clara hakkında merak uyandırıcı bir sayfayı okuyoruz. Daha sonra ise yazar yakışıklımızdan bir bölüm veriyor ve bizi bugüne, yani Clara'nın katılacağı davet için refakatçisiyle davetiyesini aradığı zamana götürüyor. Bu önemli, çünkü davette prens de olacak ve kızımızın Londra sosyetesine katılıp katılamayacağını onaylayacak. Malum kızımız Amerikan geldi, o çooook soylu İngiliz sosyetesine uygun mu değil mi bir bakılsın ama değil mi?? :P

Neyse, sonuçta bir davetiye buluyorlar ama yanlış yerin davetiyesi çıkmasın mı bu da??! O.o Çok çok yanlış bir yer hem de! :D Ama iyi tarafından bakalım, kızımız orada kalbini yakışıklımız Seger'e kaptırıyor. Hele ki ne kaptırma :) Yakışıklımız Seger'in hasretine dayanamayıp katılmaması gereken bu baloya tekrar katılıyor sırf bu yüzden. Ve katıldığına da değiyor. Çünkü Seger'in ilgisini kesin bir şekilde üstüne alıyor. Bundan sonrası ablamız Sophia'nın yardımıyla uzun bir görüşme ve tanışma sürecine giriyor. Yalnız ortada bir sorun var, hatta iki, yok yok üç. Evet, evet, üç sorun var. Bunlardan biri yakışıklımız Seger ünvanlı biri olsa da yaşadığı bazı olaylar nedeniyle artık sosyetenin arasında değil. Bir diğer sorun/sorunlar ise Amerikalılardan nefret eden üvey annesi olacak uyuz mu uyuz kadın ve onun o gereksiz yeğeni. Peki sizce çiftimiz tüm bu zorlukları aşıp evlenebilecek mi??? Evlenseler bile -historical bu rahat durur mu yazarlar!!!- tüm olumsuzluklara rağmen huzura ve mutluluğa kavuşabilecekler mi?? Tüm bu soruların cevapları ve daha fazlası için kitabı almalı ve okumalısınız... ;)

Karaktere geçelim birazda:

Kızımız Clara; kendilerini çok çok sevdim. O döneme göre gerçekten kıpır kıpır, cesur ve net bir kızdı. Milletin ne diyeceğine umursamadan ya da sevdiğini bir şeye zorlamadan sevdi. Ve güzelliğinin yanında bu davranışları da artı olarak Seger'den bu güzel hislerinin karşılık bulmasını sağladı :) Çok acılar çekti ve bunlara değdi. Kitabın sonunda beni halini merak eder bir şekilde bıraktı. Bir sonraki kitabını merak ediyorum artık ;)

Yakışıklımız Seger; kendilerini başlarda çok sevdim. Hatta uzunca bir süre :) Ama ne zaman hendekten atladılar adam beni deli etmeye başladı. O kadar hata yaptı ki en sonunda ofsaytı yedi benden uyuz -.- Gözünün önündekini göremedi. Uyuz adam, sana oyun oynayanların gerçek yüzlerini nasıl bilmezsin bunca yıldır da sana en başından beri açık ve net olan güzeller güzeli Clara'ya güvenmez ve üzersin?? Tüm bu sebeplerle yazarımızın kızımızla aralarında kitabın ortalarında aralarının bozuk olduğunu varsayıyorum. Zira yakışıklımızı sonlara doğru kızımıza karşı çok gaddarlık yaptı :(

Bu türü çok iyi bilmem ama bu türde okuduklarıma bakarak tüm bu olayların normal olduğunu düşünüyorum. Aralarında geçenler ve Seger'in -her ne kadar sonradan sıksa da- daha önce yaşadığı aşk ile ilgili hisleri çok güzeldi. Yazar hem karakteri hem de ilişkileri iyi incelemişti. Olayların hızlı olması beni rahatsız etmedi, zira karakterlerimizde enerjikti.

Benim için en büyük eksiyi, Seger'in sonradan beni sinir edecek birine dönüşmesi ve kızımızı çok üzmesi aldı. Dediğim gibi, gözünün önünde dönenleri başkası demese anlamaması beni oldukça sinirlendirdi. Tabi bir de sonun çok çabuk bitmesi var. Ama düşününce, devam kitabı olacağı için sanırım yazar olacakları oraya saklamış...

Bir turun daha sonuna geldik. Tur takvimimiz yardımıyla bugünkü blog turunuzu tamamlamayı unutmayınız. Ve bir daha buluşana kadar hem kendinize hem de kitaplarınıa iyi bakınız ;)



*Ephesus Yayınları'na blog turdaki katkılarından dolayı teşekkür ederiz...


Yorum Gönder