-22- BRİTANYA YOLU (22 BRITANYA ROAD) by AMANDA HODGKINSON | YORUM
Etiketler:
kitap
Daha önce tanıtımını yaptığım -22- Britanya Yolu'nun bugün sizlerle yorumunu paylaşacağım. Konusu ve videosu için buraya tıklayınız...
Hoş geldiniz!
Keyifli okumalar :)
Ahh, kitabım bitti ama ben de bittim. Hatta birkaç yıl yıprandım. Janusz beni daha en baştan okurken sinir etti. Silvana ise sevdiğim bir karakter oldu. Yani kitabı okurken hem lanetlendim gibi hissettim hem de Silvana ile okurken aktı gitti. Bir dakika en iyisi önce kitaptan biraz bahsetmek ve sonrada bu konuya geri dönmek ;)
Kitabımız, Silvana ve oğlu Aurek'in İngiltere için gemiye binmeleri ile başlıyor. Bu bölümde Silvana ve Aurek'i, neden yolculuk yaptıklarını kısa bir şekilde görüyoruz. Daha sonra ise Britanya Yolu'na yani Janusz'un ailesi için aldığı yeni eve bakıyor biraz da onu tanıyor, gelecekle ilgili hayallerini okuyoruz.
Yazar kitap boyunca üzerlerinden savaş geçmiş ve türlü zorluklar yaşayıp sınanmış ailemizi 3 gözden ve iki karakterimizin daha tanışma zamanlarından alarak günümüze gelecek şekilde geçmişlerinden bahsederek anlatıyor. Kitabı böyle okumak keyif veriyor. Çünkü karakterlerimizin şimdiki hali size garip geliyor ve bazı hareketleri ben de olduğu gibi sizi oldukça sinirlendirebiliyor ama geçmişlerini ve yaşadıklarını okumak size neden böyle olduklarını anlamanızı sağlıyor.
Benim içinse Janusz karakteri ne yaparsa yapsın asla sevemeyeceğim ve gözüme hoş görünecek bir karakter değil. Çünkü o savaş döneminde ne kadar sorun yaşarsa yaşasın asla Silvana kadar çekmedi. Silvana ise bir garip ve savaşta yaşadıkları ile çok çekmiş bir kadın. Özellikle de 6 yıl boyunca süren savaşta bebeklikten bir çocuğu yetiştirmek, normal dünyaya dönse bile onu kaybetme duygusu yaşamak zor olmalı. Ah, bir de senin şıp diye düzelmeni bekleyen ve kendi yaşadıklarını üstün tutan bir kocan varsa... Ve daha neler neler! Sizce tüm bu olumsuzluklara -başta o kocası olacak Janusz'a- rağmen karı koca ortak bir amaç, ortak bir yol bulup bir araya gelebilecek ve Aurek'e bir aile verebilecek mi?? Yoksa savaş ve 6 yıllık ayrılığın üstelerine yıktığı gizemler, sırlar ve daha fazlasının altında ezilip yol olmaya mahkum mu olacaklar? Okuyup görmeniz gerekecek ;)
Kitabımızın sevdiğim tarafları geçmişe giderken yazı stilini farklı yapmaları ve birden çok kişi tarafından anlatılıp herkesin gözünden okumamızı ve herkes hakkında kendi yargılarımıza varmamızı sağlamaları oldu. Bir diğer yan ise, Silvana'nın birçoklarına ağır gelebilecek ama onun durumunda belki de normal olan anne sevgisiydi. Zaten Silvana'yı sevdiğim için olsa gerek onun olduğu kısımları okurken kitap aktı gitti, hiç Janusz'un sırası gelmesin hep Silvana'yı okuyum istedim :)
Beni yiyip bitiren tarafı ise başta kesinlikle Janusz denen karakterdi. Yemediği nane, pislik ve uyuzluk kalmamış ama kendisinin de yaptığı bir olayda hemen Silvana'ya çöküyor. Bir de onun yaşadıklarını sormadan, dinlemeden kendinin yaşadıklarını zorluk derecesinde görmesi ve daha sürüsüyle beni sinir eden hareketi var. Zaten kitabı okurken çıldırmamın ve lanetlenmiş gibi hissetmemin tek nedeni kendisi -.- Bir başka olumsuz yön ise yaşadığım bir hayal kırıklığı. Yazarın bana bir kişide önce ümit vermesi daha sonra ise onun hiç ummayacağım bir yüzünü göstererek beni üzmesi oldu :(
Kitap herkesin okuyacağı tarzda bir kitap değildi. Çünkü içinde fazlaca dram ve hüzün barındırıyor. Tabi bazı yerleri de oldukça sert ve acımasız. Ama siz sonu mutlu olsun da ne olursa olsun diyenerdenseniz ve de hayatta her şeye rağmen diyen karakterleri seviyorsanız bu kitabı da seveceğinizi umuyorum.
Kitabımız, Silvana ve oğlu Aurek'in İngiltere için gemiye binmeleri ile başlıyor. Bu bölümde Silvana ve Aurek'i, neden yolculuk yaptıklarını kısa bir şekilde görüyoruz. Daha sonra ise Britanya Yolu'na yani Janusz'un ailesi için aldığı yeni eve bakıyor biraz da onu tanıyor, gelecekle ilgili hayallerini okuyoruz.
Yazar kitap boyunca üzerlerinden savaş geçmiş ve türlü zorluklar yaşayıp sınanmış ailemizi 3 gözden ve iki karakterimizin daha tanışma zamanlarından alarak günümüze gelecek şekilde geçmişlerinden bahsederek anlatıyor. Kitabı böyle okumak keyif veriyor. Çünkü karakterlerimizin şimdiki hali size garip geliyor ve bazı hareketleri ben de olduğu gibi sizi oldukça sinirlendirebiliyor ama geçmişlerini ve yaşadıklarını okumak size neden böyle olduklarını anlamanızı sağlıyor.
Benim içinse Janusz karakteri ne yaparsa yapsın asla sevemeyeceğim ve gözüme hoş görünecek bir karakter değil. Çünkü o savaş döneminde ne kadar sorun yaşarsa yaşasın asla Silvana kadar çekmedi. Silvana ise bir garip ve savaşta yaşadıkları ile çok çekmiş bir kadın. Özellikle de 6 yıl boyunca süren savaşta bebeklikten bir çocuğu yetiştirmek, normal dünyaya dönse bile onu kaybetme duygusu yaşamak zor olmalı. Ah, bir de senin şıp diye düzelmeni bekleyen ve kendi yaşadıklarını üstün tutan bir kocan varsa... Ve daha neler neler! Sizce tüm bu olumsuzluklara -başta o kocası olacak Janusz'a- rağmen karı koca ortak bir amaç, ortak bir yol bulup bir araya gelebilecek ve Aurek'e bir aile verebilecek mi?? Yoksa savaş ve 6 yıllık ayrılığın üstelerine yıktığı gizemler, sırlar ve daha fazlasının altında ezilip yol olmaya mahkum mu olacaklar? Okuyup görmeniz gerekecek ;)
Kitabımızın sevdiğim tarafları geçmişe giderken yazı stilini farklı yapmaları ve birden çok kişi tarafından anlatılıp herkesin gözünden okumamızı ve herkes hakkında kendi yargılarımıza varmamızı sağlamaları oldu. Bir diğer yan ise, Silvana'nın birçoklarına ağır gelebilecek ama onun durumunda belki de normal olan anne sevgisiydi. Zaten Silvana'yı sevdiğim için olsa gerek onun olduğu kısımları okurken kitap aktı gitti, hiç Janusz'un sırası gelmesin hep Silvana'yı okuyum istedim :)
Beni yiyip bitiren tarafı ise başta kesinlikle Janusz denen karakterdi. Yemediği nane, pislik ve uyuzluk kalmamış ama kendisinin de yaptığı bir olayda hemen Silvana'ya çöküyor. Bir de onun yaşadıklarını sormadan, dinlemeden kendinin yaşadıklarını zorluk derecesinde görmesi ve daha sürüsüyle beni sinir eden hareketi var. Zaten kitabı okurken çıldırmamın ve lanetlenmiş gibi hissetmemin tek nedeni kendisi -.- Bir başka olumsuz yön ise yaşadığım bir hayal kırıklığı. Yazarın bana bir kişide önce ümit vermesi daha sonra ise onun hiç ummayacağım bir yüzünü göstererek beni üzmesi oldu :(
Kitap herkesin okuyacağı tarzda bir kitap değildi. Çünkü içinde fazlaca dram ve hüzün barındırıyor. Tabi bazı yerleri de oldukça sert ve acımasız. Ama siz sonu mutlu olsun da ne olursa olsun diyenerdenseniz ve de hayatta her şeye rağmen diyen karakterleri seviyorsanız bu kitabı da seveceğinizi umuyorum.
Herkese iyi geceler :)
Kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın!
Yorum Gönder