2. GÜN | IŞIĞI ARARKEN (INTO the DARKEST CORNER) by ELIZABETH HAYNES | YORUM


Herkese iyi akşamlar :) Konuşan Kitaplar ile blog turlarının ikinci gününe hoş geldiniz!

Bugün sizinle kitap hakkındaki yorumumu paylaşacağım. Yorumu okuduktan sonra takvimizle diğer blogları ziyaret ederek turu tamamlamayı unutmayınız ;)

İşte tur takvimimiz:

11 Şubat 2013
Yazar Tanıtımı -http://asabibakire.blogspot.com

Kitap Tanıtımı - http://gokkusagindakisonrenk.blogspot.com/

Ön Okuma http://kordugumhayaller.blogspot.com/

12 Şubat 2013 
Alıntılar - http://kitapsayfalarii.blogspot.com/ ve http://kahvekokulukitap.blogspot.com/

Yazar Söyleşi - http://tugceninkitapligi.com/

Kitap Çekilişi – http://kitapasigi.blogspot.com

Kitap Yorumu - 8 blog* birden…

Başka Bloglarda Neler Yazılmış  –http://kitaptelvesi.blogspot.com

*8 blog’un birden yorumlarını http://konusankitaplarileblogturu.wordpress.com adresinde bir arada bulabilirsiniz…


Ve işte yorumum:

 Kitap oldukça ilginç bir anlatıma sahip ve gerilim okumayı sevenlerin merakla okuyacağı bir kitaptı. İlk başlarda kitabın tarzına alışmakta zorlansam da alıştıktan sonra çoğu zaman şimdi ne olacak diye sayfaları merakla çevirdiğim oldu. Yine de pek bana göre olmadığını söylemeliyim. Zira psikilojik kısmı beni yordu.

Daha fazla devam etmeden önce gelin biraz konusuna göz atalım:

 Kitabımız 2005 yılında bir duruşma kayıtları ile başlıyor ve daha sonra 2001 yılındaki Naomi isimli birinin son anlarıyla devam ediyor. Daha sonra asıl kahramınızın günümüzde yaptıklarına geri dönüyor. 

Kitabın stili gerçekten çok farklı bir geçmiş bir gelecek diye ilerliyor. Yani bir nevi aynı kişinin iki farklı hayatını okuyoruz. Ve tabi asıl olan başlık yerine tarihler kullanmaları. Biz de kızımızın günümüzde yaptıklarını okurken bir yandan da onu bu hale getiren olayları merakla okuyor, tüm bu yaşadıklarının etkilerinden kurtulup kurtulamayacağını  sabırsızlıkla bekliyoruz.

Kitap, uzunca bir süre sizi olaylarla ve melankoliyle sıkarken, en sonunda pat diye asıl olayını yapıyor ve sizi gerilim dolu saatlere sürüyor. Bu olay ise kızımızı bu hale getiren Lee'nin hapisten şartlı tahliye olması. Bunu öğrendikten sonra ise kızımızı zorlu günler bekliyor. Sizce kızımız bu zorluklardan ve bir zamanlar aşık olduğu Lee'den kurtulup ışığa çıkabilecek mi?? Peki ya yeni tanıştığı Stuart ne olacak?? Bu ve daha fazlasının yanıtı için en kısa zamanda kitabı almalısınız ;)

Kitap psikolojik ve melankolik yönü sebebiyle pek tercihim değildi ama daha sonraki o gizemli kısımlar ve Lee'ye ne olacak merakıyla bana kendini okuttu. Gerçi çoğu zaman yazarın belirsizlikleri beni delirtti ama sonu kesinlikle bombaydı :D

Beğenmediğim şeyi ise, kızımızın tüm yaşadıklarından sonra bile onun bir zamanlar en yakın arkadaşı olan Sylvia'nın kızımıza inanmamasıydı. Bu sebeple başına gelenler için hiç üzülmedim. Bundan sonrasında ise beni en sinirlendiren kısım tüm arkadaşlarının -biri hariç- kızımıza olanların onun suçu olduğunu düşünmesiydi.

Stuart kısmı hoşuma giden ve kesinlikle doğru bir kısımdı. Yazarın beni şüpheye düşürdüğü kısımlar olsa da o konuda bir tatmin yaşattı. Bu stili de alıştıktan sonra sevdim. Eğer siz de değişik bir şeyler denemek isterseniz bu kitabı öneririm.

Bir sonraki turumuzda görüşmek üzere.
Kendinize iyi bakın...

**Feniks Kitap’a katkılarından dolayı teşekkür ederiz!



Yorum Gönder