6. GÜN | ARAF (PROVIDENCE) by JAMIE McGUIRE | YORUM


Herkese iyi akşamlar! :)

Daha önce sizlerle ön okumasını paylaşmıştım. Ön okumamız için buraya tıklayabilirsiniz... Şimdi de kitap hakkındaki yorumuma geldi sıra! :) Ama yorumundan önce sizlerle tur takvimimizi paylaşacağım, son olarak da çekiliş için rafflecopter'ı da unutmadım tabe ;) Keyifli okumalar...


Tur Takvimi

15.11.2013

Playlist: Saklama Kabı 

Dream Cast: Küçük Kızın Büyük Kütüphanesi

Yorum: Maria Puder Ölmedi

Yorum: Kördüğüm Hayaller


Ait olduğu serinin ilk kitabı.
Dikkat Jared benimdir! <3

Açıkçası bunu diyeceğimi düşünmezdim ama, paranormalini yemişim Jamie aşk yazma konusunda bir harika! Ve tabi paranormal tarafını katarsak da Jared ve kitabımız kesinlikle tadınmaz yenmez, üstüne aşık olunup sıradaki kitaba başlanır <3

Bu yazarı gerçekten seviyorum ve aşk yazma konusunda kendisine ayrı bir hayranım. Kendisini daha önce yazdığı Tatlı Bela ve müthiş yakışıklı karakteri Travis'ten tanıyoruz zaten. O nedenle bu kitabına başlamak için düşünmekle bir saniye bile vakit kaybetmedim. Peki sonuç ne mi oldu? Bir solukta biten bir kitap ve seri olduğunu bilmenin açlığıyla ikinci kitabı okuma isteği... Ahh, yazar Travis'ten sonra -yazma sırasına göre önce- bence yaratılacak en muhteşem erkeği yarattı: Jared! Ama onun ya da hikayemiz hakkında konuşmadan önce sizleri kitabımızın konusuyla başbaşa bırakacağım, zira daha sonrasında dedikodu için sizi bol bol buralarda tutacağım ;)

Hikayemiz ne yazık ki bizi kızımız için mutlu bir gün ya da sıradan bir gecede karşılamıyor. Tam aksine, belki de hayatı boyunca yaşayıp yaşayabileceği en kötü günde, babasının ölüm anında karşılıyor. Ki kızımız için babası demek her şey demek. Jack onun hem babası hem de en sevdiği kişi, ayrıca da kızımızı bu hayatta koşulsuz ve sonsuz seven de tek kişidir. Tabi kızımızın bildiği kadarıyla ;) Ama ne yazık ki geçirdiği trafik kazası sonucu kazadan birkaç gün sonra hayata gözlerini yumar... Bu olayımız her ne kadar kızımız için üzücü bir olay olsa da aynı zamanda kızımızın tüm hayatını değiştirecek ve hiçbir şeyin eskisi gibi olmamasını sağlayacak olayların başlangıcıdır. Ve Jack'in ölümü dolaylı yoldan bu değişimi etkilese de asıl değişimi başlatan kızımızın cenaze sonrası son otobüsü kaçırması ve bir taksiyi yakışıklı, hoş bir adamla paylaşması olur. Evet, o kişi baş yakışıklımız ve hikayesini duyunca anında aşık olup keşke benim de böyle bir sevenim olsa diyeceğiniz Jared'dan başkası değildir. Tanışmaları biraz şaşırtıcı ama sonrası ise merak uyandırıcı bir hikayedir. Çünkü kızımız kendini ona çoktan kaptırmış ve görünüşte Jared da öyle olsa da hala bazı adımları atmayı ya da gizemli davranışlarını sürdürmeyi uzun bir süre bırakmaz. Bu da tabi kızımızın rezil olduğunu düşünmesine ve sonunda kalp kırıklığına neden olur. Ama korkmayın, bu yanlış anlaşılma daha fazla sürmez ve iyisinden bir aşıklar yanlış anlaşılmasıyla hem kızımız hem yakışıklımız birbirlerine kısa sürede açılırlar.

Hikayemiz paranormal bir hikaye olsa da son sayfalarına kadar bu durum hikayeye seyrek bir şekilde serpiştirilmiş ve çokça -cidden çokça- aşk okurken buluyoruz kendimizi. Benim bundan zerre şikayetim yok. Zira yazarımız Jared karakterini öyle yaratmış, kıza aşık olma hikayesini öyle yazmış ki her okuduğumda içim gitti ve keşke benim de böyle bir sevenim olsa dedim. Nasıl demem ki, Jared'in sevgisi gerçekten de okuduğum birkaç saf ve temiz aştan biriydi :) Neyse konumuza döner ve kafamdan çıkan kalpleri şimdilik söndürürsek... Yazarımız bizi uzun bir süre Jared'in gizemli davranışlarına bırakıp kızımızı üzse de bunun telafisini çoook uzun bir süre ikilimizin muhteşem ve hayran bıracak ilişkisini yazarak affettiriyor. Tamam arada Ryan denen ve kızımıza olan platonikliğiyle beni bolca sinirlendiren, yine de okuduğum birçok ikinci karektere göre daha adam olan bir belamız da var. Yine de asıl sorunumuz bu değil ne yazık ki :( Çünkü asıl sorunumuz daha büyük ve oldukça şaşırtıcı bir sır, dur bir dakika! iki sır demek istemiştim O.O Aslında iki sırrımız da hem bir dönüm noktası değil hem de bir dönüm noktası. Ne çelişki ama değil mi? Açıklamam gerekirse bir sırrımız kitabımız boyunca yavaş yavaş ortaya çıkmasıyla tam olarak bir dönüm noktası sayılmaz ama kızımızı çok sarstığı ve yıkılmasını sağladığı kesin. Diğer sırrımız ise birden ortaya çıksa da kızımız için çok da sarsıcı bir etki yapmıyor. Ama ikisi bir araya gelince, bebeğim işte o zaman kızımızın tüm dünyasını sarsıyorlar! Peki sizce bu iki sır kızımız bilmeden bile başlayan bir aşka engel olacak mı? Kızımız tüm bunların üstesinden gelebilecek ve Jared'la mutluluğa erişebilecek mi ya da her şeyi geride bırakıp normal bir hayat için kalbini zincirleyip Ryan'la mı olacak? Peki ya babası, sandığı kişi mi yoksa hayatını altüst edecek başka şeyler mi var? Jared'ın sırrını unutmamak gerek, bu sır onların mezarı mı olacak? Sorularınızın hepsi ve cevaplarınız, üstüne okumaktan oldukça keyif alacağınız bir hikaye için kitabımızı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim :)

Kitabımızda beni zaman zaman rahatsız eden şeyler yok değildi. Yazarımızın ilk romanı olduğunu sıkça belli eden şeyler olsa da yine de "evet, Travis denen ilahı ben yarattım ve Tatlı Bela'yı yazan o yazar benim!" diyecek yerler daha çoktu. Ve bu da benim için yetti de arttı bile. Paranormal kısmındaysa başka bir kitap olsa azlığı yüzünden şikayet ederdim açıkçası ama bu kitapta kesinlikle tam yerinde bir zamanda kullanılmış ve aşkın içine çok iyi serpiştirilmiş diyebilirim rahatlıkla :) Yani kitabımızı paranormal diye hemen elemeyi düşünüyorsanız size diyeceğim şey: Hikayemiz paranormal diye geçse de bence kitabımız muhteşem bir aşk romanı, hem de içinde biraz gizem biraz da doğaüstülük olanından... ;)

İyi yanlarına dönecek olursak, ne kadar okutan yanı çok olsa da kitap boyunca sadece biri yetti. Ve o bir tanesinin ne olduğunu da hepimiz biliyoruz. Jared, Jared, JARED! <3 Gerçekten de görünüşüne ve yaptığı işe tam ters ama sizi hayran bırakacak bir kişilikte. Yine de yalan yok, ilk başta bir bad boys bekliyordum. Ha, yaptığı işten dolayı yok değil ama biz o kısmına pek rastlamıyor. Ki zaten bizi ilgilendiren ve ona hayran kalmamızı sağlayan taraf da o değil zaten. Bizi Jared'a haran bırakıp ondan bir tane de kendimize istememizi sağlayan şey kızımıza uzunca bir süre duyduğu saf ve temiz, üzücü bir şekilde platonik ve korumacı aşkı oluyor :) Ve hikayesi bile bende bu aşkı bir de Jared tarafından, taaa en baştan okuma isteği uyandırıyor, hem de en şiddetlisinden! Zaten yazar da bunu duymuş ya da hissetmiş olmalı ki bize küçük bir süpriz yapıyor bu konuda. Ve tabi bir de kızımız var ama onu çok da sevmedim açıkçası -kıskançlık yaşıyor- Tamam, tamam... Gerçeği söylemek gerekirse sonlara doğru yaptığı bir şeye deli gibi kızsam da kitap boyunca olaylara gösterdiği tepki olsun, yaşadıkları karşısında sergilediği tavır olsun ona sık sık hayran kaldığımı belirtmeliyim. Yakışıklımız ve kızımız dışında diğer karakterlerimizi de görüyoruz ama yazarımızın Tatlı Bela kitabında olduğu gibi çok da derine girmiyoruz. Ama bu bizim için bir eksi değil kocaman bir artı kesinlikle. Çünkü bu sayede o derin ve muhteşem aşkı bol bol okuma fırsatı yakalıyoruz ;)

Sonuç olarak siz de güzel ve özlemini çektiğiniz, şöyle dialoglarıyla okumaktan keyif alacağınız bir parça da doğaüstülük bulunan bir aşk hikayesi okumak isterseniz bu kitaba bir göz atmanızı tavsiye ederim. Evet, göz atmanızı çünkü göz atayım derken başlayıp bir solukta kitabı bitireceğinize eminim :) Son olarak şunu söylemesem olmaz, Jared aşkımız karşıklı olmalıydı! :D

Kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın!
İkinci kitap için sizin de sabırsız kalmanız dileğiyle ;)

Yorum Gönder