AMNEZİ (ALTERED #1) by JENNIFER RUSH


Tanıtım:
Her Şeyi Unutmaya Zorladılar. Ama Asla Unutmayacaklar
Kendine bile güvenemediğinde, kime inanabilirsin?

Anna'nın hayatı sırlarla kuşatılmıştır. Babası Şube'nin son projesi için, çiftlik evlerinin altındaki laboratuvarda, genetiği değiştirilmiş dört çocuğu gözlemleyip üzerlerinde çeşitli testler yapmaktadır. Ciddi mizaçlı Nick, neşeli Cas, zeki Trev… ve Anna'nın kalbini çalan Sam.

Şube, çocukları geri alma vaktinin geldiğine karar verince Sam bir kaçış planı yapar. Onunla gitmek ve güvenli hayatına devam etmek arasında kalan Anna'yı babası kaçmaya zorladığında Sam de genç kızı her ne olursa olsun Şube'den koruyacağına dair söz verir. Ancak bir sorun vardır: Sam ve diğerleri laboratuvardan önceki hayatlarına ve gerçek kimliklerine dair hiçbir şey hatırlamamaktadır.

Hayatta kalmak için, Şube onları yakalayıp geçmişlerini tamamen ellerinden almadan önce tüm ipuçlarını bir araya getirmek zorundadırlar. Üstelik Anna kaçışları sırasında Sam'le birbirlerine tahmin ettiklerinden çok daha fazla bağlı olduklarını keşfedecektir...

*****

Önceki kitaptan sonra cidden çok iyi geldi. Film gibiydi ve tadı kesinilikle damağımda kaldı *.* Kapağından tutun da sırt kısmına ve özellikle de konusuna kadar yazar gerçekten çok iyiydi. Keşke Pegasus  ikinci kitabını çıkarmış olsaydı da hemen devam etseydim. Özellikle bir önceki kitabımdaki tamamlanamazlıktan ve eksiklikliklerden sonra Amnezi  'yi okumak tam şifa niyetineydi. Bir seri olsa da yazarımız ilk kitabın kendi içindeki kurgusunu çok iyi bir şekilde tamamlamayı ve bu tamamlamasına rağmen sizde "bir sonraki kitap elimin altında olsa hemen okurum" dedirtecek büyük bir istek uyandırmayı başarıyor. Fevkalede! Özellikle de şu sıralar The X Files  dizisine baştan başlamışken konu çok gerçekçi ve her saniyesiyle muhteşem bir film izliyormuşum havası verdi. Eğer aldıysanız ve okumaya çekiniyorsanız bir an önce okumanızı, eğer almadıysanız da bir şans verip bir an önce almanızı tavsiye ederim. Ben kesinlikle bayıldım ^^

Daha fazla devam etmeden önce gelin kitabımızın konusuna bakalım. Zaten sonrasında dedikodusunu bol bol yapacağım, merak etmeyin:

Kitabımız bizi kızımız Anna'nın rutin olan işleri sırasında, bir yandan da bizi bilgilendirmeyi ihmal etmeden, Sam ile birlikte gece yarısı satranç oynamasıyla başlıyor. Ve sonrasında da yazarımız, ara ara bize bilmemiz gereken bilgileri verirken aynı zamanda kızımızın babasına laboratuvarda yardım etmesiyle devam ediyor. Ki bu sayede hem kızımızı hem babasını hem projeyi ve en önemlisi de neden dört çocuğun uzun yıllardır bir çiftliğin altındaki tesiste kapalı tutulduğunu öğreniyoruz. Öğreniyoruz ama öyle çok detaylı ya da kafanızdaki soruları tamamiyle cevaplayacak şeyler beklemeyin. Zira yazarımız bize bir yandan bilgi verirken bir yandan da yeni sorular oluşturuyor ve ihtiyacımız olanı da tam zamanında vererek sayfaları daha hızlı çevirmemizi, kurgusuna hayran kalmamızı sağlıyor *.* Ama bunun da konumuz olduğunu sanmıyorum, çünkü yine dağıldım :D Devam edersek... kızımızın rutin olarak yaptığı laboratuvar işleri, her zaman merak ettiği soruların her seferinde zihninde belirmesi, babasının her zamanki davranışları arasında normal görünen günler bir anda, proje sahibi Şube'nin gelmesiyle birlikte tüm normalliğini yitiriyor ve sonunda oluşan kaosla birlikte kitabımızın hareket kazandığı o dönüm noktası başlıyor. Yalnız endişelenmeyin, hareket kazanana kadar da kitabımız size verdiği bilgiler sayesinde sayfaları çevirip daha da çok şey öğrenmeyi istemenizden dolayı oldukça akıcı ilerliyor. Ki kitap boyunca akıcılığın ya da ilgimin kaybolduğu da bir yer hatırlamıyorum zaten ;) Dediğim gibi, Şube'nin gelmesiyle birlikte kızımız da istemeden de olsa bu kaçışa dahil oluyor. Ve böylece kahramanlarımız hem tüm bunların ne demek olduğunu çözmeye hem de hafızalarını tekrar geri getirip Şube'den kurtulmak için çabalamaya başlıyorlar. Peki ya sizce kızımız ile Sam arasında gelişen bu durum ney? Ve daha da önemlisi Şube'nin amacı, kahramanlarımızın geçmişi neler? Peki ya projenin bu dört genç üzerindeki etkisi ve hafızlarıyla oynanma nedenleri? Hem kızımız istemeden dahil olsa bile o da bir şekilde şüpheli mi ve yakışıklılarımızı yakalatma niyetinde mi? Yoksa her şey tüm görünenden daha karışık ve daha kötü bir gerçeği mi simgeliyor? Hepsi ve çok daha fazlası için mutlaka kitabımızı alıp okumanız gerekiyor ;)

Kitabımız boyunca rüzgarına kapıldığımdan dolayı sevmediğim kısımlar pek yoktu. Ama bir iki şey kitabı okurken beni hem öfkeyle hem de hüzünle doldurdu ne yazık ki :( Birincisi Anna'nın bir yerde yaptığı salaklık ve onun sonucu olan olaylar. Geçekten yani, durdun durdun da her şey çözüme ulaşacakken neden karıştın anlamam ki. Hayır genelde de uyumluydun, bu sefer de öyle olsaydın keşke -_- Bir diğeri ve kalbimi acıtanı da, spoiler yok, bir şeyler beklediğim halde beni oldukça şaşırtan bir olay. Ki sonrasında yaşadığım üzüntü ve hayalkırıklığı sonuna kadar devam etti T.T Nedenini ve neden kitabımızda böyle bir olay olması gerektiğini anlasam da yine de olması, gerçekten de canımı yaktı :( Bunlar dışında da birkaç yerde gözüme çarpan yazım yanlışları beni oldukça rahatsız etti. Ama başka sorunum da olmadı ^^

Sevdiğim kısımlara gelirsek... Ahhh, başta tabi ki de Sam *.* Bebeğim ya, kötü çocuk Nick bile yanında sönük kaldı benim için ;) Öylesine ajan havasında, öylesine zeki, öylesine korumacı, öylesine lider ve öylesine sevgi doluydu ki! <3 Ahh, Anna ile birlikte beklemek ve o kadar zaman sonrasında haklı olmasına rağmen vıcık vıcık olmadan oldukça hoş bir şekilde sevgisini göstermesi... Kesinlikle tam da türe ve kurguya oldukça uymuşlardı :) Yakışıklımızdan sonra da sıra Anna'ya geliyor. Her ne kadar beni bir iki kez oldukça sinirlendirmiş olsa da onun da durumu fena ve girdiği ortam hiç de bildiği dünya değil. Üstelik son kısımlardaki ataklarını da göz önüne alırsak kesinlikle sevdim ben kızımızı ve serinin devamı için de açıkçası dahasını da bekliyorum ondan ;) Sonrasındaysa sevdiğim karakterler tabi ki var ama durumlar karışık olduğundan spoiler vermek istemiyorum. Yaşadığım şaşkınlık ve üzüntüyü siz de tadın istiyorum, çünkü ben acısını hala çekiyorum T.T Bu yüzden karakterler konusunda susuyorum. Karakterlerimiz dışındaysa baştan sonra kurguya ve konuya bayıldım. Yazarımız gerçekten de yazım tarzıyla ve işlemesiyle konuyu olduğundan daha da güzel bir biçimde hissetiyor size. Ki bu da hem okurken keyif almanızı sağlıyor hem de ikinci kitap için sabırsızlanmanızı -umuyorum ki çok da beklemeyiz devamı için :* Bunlar dışında, dediğim gibi, yazarımızın bilgileri birden değil de zamanı geldikçe araya serpiştirmesi okurken hem merakımı körükledi hem de oldukça keyif almamı sağladı ^^ Ayrıca yazarımızın bize hem bu şekilde hem de gizliden verdikleriyle birlikte tahmin etmemiz için bizi teşvik etmesi de çok hoştu. Çünkü bu, olaya daha fazla dahil olmamızı ve daha fazla dikkatimizi verererek gerçekler konusunda tahmin yürütmemizi, sonucunda da doğruluğunu öğrenmek için bir solukta okumanızı sağlıyor ;)

Eğer siz de şu sıralar biraz bilimkurgu çokça aksiyon, çokça ajanlık tarzında ve çokça gizem barındıran oldukça sürükleyici bir kitap okumak, okurken de çeşitli spekülasyonlar ve tahminlerle oldukça keyifli vakitler geçirmek istiyorsanız bu kitabı tavsiye ederim. Üstelik duyurusu yapıldığından beri gözüm kalsa da tam da önceki okuduğum kitabın üstüne ilaç gibi geldi. Çok keyif aldım ve sonunda bir parçam buruk olsa da ikinci için şimdiden sabırsızlanmaya başladım bile. Kitabımız tüm bu süre boyunca oldukça keyifle izlediğim bir film tadındaydı, ama kitabın kapağını kapadığımda hem bir nebze tamamlanmış hem de sezon arasından çıkmasını nasıl bekleyeceğim diye düşündüğüm dizimi beklemeye başlar gibi hissettim. Kısacası, eğer siz de bu tür kitaplar seviyorsanız kesinlikle Amnezi  'ye bir şans verin ;)

Kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın, keyifli haftasonları...

Yorum Gönder