RUSH TOO FAR by ABBI GLINES | TOO FAR #4


Serinin daha önceki kitaplarının yorumlarına bakmak isterseniz aşağıdaki linklere tıklayabilirsiniz... ;)





Ait olduğu serinin dördüncü ve
çiftimizin de son kitabıdır.

İlk başta aslında okusam mı okumasam mı diye sadece bir an için aklımdan geçirmedim değil. Çünkü biliyorsunuz ki bu tip kitaplar genelde ilk kitaptan farklı bir şey anlatmazlar. Bu nedenle ilk duyduğumda sadece bir an için tereddüte düştüm ama Küçük Kız'la konuştuktan sonra o anlık tereddüt de kalktı. Hoş zaten Rush aşkına her türlü tereddüt mereddüt demeden okuyacaktım, bir de Küçük Kız'm bana olayların ne kadar farklı ve ilk kitapta bilmediğimiz, tahmin etmeyeceğimiz şeylerin olduğunu söyleyince üçüncü kitabı bitirir bitirmez ara vermeden başladım :) Ve bayıldım! *.*

Konumuzu zaten biliyorsunuz, o nedenle kısa bir yorum olacak ama gelin birlikte biraz hoşuma giden şeylere bakalım:

Dediğim gibi konumuzu bildiğiniz için tekrar yazmayacağım buraya. Ama eğer merak eden ya da hatırlamak isteyen arkadaşlar varsa üsteki linklerden ilkine tıklayarak yorumuma bir göz atabilir ;) Kitabımız bir kere neyi anlatıyor açıkça konuşayım. Kitabımız, ilk kitabımızın tamamını biricik yakışıklımız Rush'ın ağzından anlatıyor. Biliyorsunuz ki ilk kitapta kızımız haricinde neredeyse herkesin bildiği bir sır vardı. O nedenle tüm kitabı kızımız Blair ağzından okumuştuk. Ama sırrımız ilk kitapta çözülünce yazarımız diğer iki kitabı bir kızımızın bir yakışıklımızın ağzından yazarak tamamlamıştı. Sanırım burda hem hayranların isteklerine karşı koyamaması hem de Rush'ın da söyleyecekleri olması sebebiyle yazarımız ilk kitabın hepsini bir de Rush'mın ağzından yazmış. Ve açıkçası beklediğimden çok da iyi bir iş ortaya çıkarmış. Çünkü genelde, duyduğum ve okuduğum kadarıyla yazılan kitapların tekrar baştan başka bakış açısıyla yazılması pek sağlıklı olmuyor. Ama şükür ki bunda böyle bir durum yaşamadık. Kitap boyunca havada kalan, merak ettiğiniz ya da hiç tahmin bile etmeyeceğiniz ne varsa yazarımız çok iyi bir şekilde yazarak önümüze sunmuş. Sonuç olarak bize de okuduktan sonra tüm yüzsüzlüğümüzle çiftimizin, özellikle de Rush'ın ağzından daha fazla şey okuma isteği kalıyor böylece. Ki diğer kitaplarda gerek düğün hediyelerinin verilmesi olsun gerek bir iki şey daha olsun, özellikle Rush'ın ağzından detaylı okumak istediklerim mevcut. Umarım yazarımız onları da bir ara boşken ya da çiftimizi çok özlemişken, bizi de bir parça düşünerek, yazar diyorum :D

Kitabımıza geri dönecek olursak... açıkçası kitabımız daha ilk andan sizi beklemediğiniz bir şekilde vuruyor. Çünkü kitabın ilk başta Blair'in gelişiyle başlayacağını düşünerek açıyorsunuz ve karşınıza tamamen farklı bir zaman dilimi çıkıyor. Hem o manada hem de başladığı yer olarak kitabımızın başı beni hiç beklemediğim bir şekilde vurdu. Devamında da şaşırtmaya devam etti. Çünkü biz Blair'in ağzından okurken çok farklı hayal ettiğimiz ya da başka türlü sandığımız olayların aslı gerçekte o kadar şaşırtıcıymış ki. Özellikle de Rush'ın düşünceleri! O.O Ahh, okurken bazı yerlerde çenem yere yapıştı sanki :D Çünkü hiç beklemiyorsunuz öyle düşünmesini ya da olayın aslının öyle olmasını. Ve yer yer Rush'a hak verdiğiniz kısımlar konusunda da hayal kırıklığına uğrayabiliyorsunuz :( Gerçi kitap boyunca bunu bir kez yaşadım sanırım. Onun dışında tabi ki oldukça kızdığım yerler olsa da genel olarak Rush'ın o ilk anlarında aslında hiç de beklediğim gibi olmadığını görmek hem beni mutlu etti hem de daha daha ve daha fazla aşık etti beni ona <3 Ki artık limit olmalı diyor insan bir yerde :) Eğer beni kızım istiyorsa demesi, Blair'in ona ait olduğunu başkalarına belli etmesi ve kendi duygularını anlamaya çalışması gerçekten de çok tatlıydı. O kısımları okurken olması gereken limiti anında unutuyor insan...

Bunlar dışında, ilk kitapta olan ve okurken zorlandığım yerleri tekrar okumak çok kötüydü. Tamam işin aslını öğrenip mutlu oluyor insan ama o yerleri tekrar okumak... hele de o son. Okurken tekrar üzülüp ağladığımı itiraf etmem gerek T.T Bir de diğer kitaplara göre dili beni biraz daha zorladı. Gene hafif bir dil yanlış anlaşılmasın ama bu sefer hem yazarın kelime seçimi hem de diğer kitapların diline bakılınca bir gıdım daha zorlayıcı olduğunu itiraf etmemek olmaz. Ama başlarda alıştıktan sonra devamı yine su gibi akıp gitti merak etmeyin ;) Bir de paylaşmazsam olmaz, son kısımda Rush'ın Blaire'a söylediği o sözü her okuyuşumda nedense beni ayrı bir üzer :(

"You don't have to love me. Just don't leave me."

Kısacası kitabımız hakkında "Rush'ın ağzından ama... ilk kitap olduğu için okumasak da olur" diye düşünmeyin sakın. Çünkü yazarımız ilk kitapta olmayanları, şaşırtıcı süprizleri, havada kalan bazı şeyleri bizi hem şaşırtarak hem de Rush'a son kez daha da aşık ederek yazıyor. Bu nedenle kesinlikle kaçırmamanız gereken bir kitap, üstelik onların mutlu sona kavuştuklarını bilerek okuduğunuzdan ilk seferinizden daha kolay okunuyor ;)

Kendinize ve kitaplarınıza çok iyi bakın! :) Serinin devam kitaplarını okumayı düşünüyorum. Umuyorum onları da kısa zamanda okur, yorumlarını da en kısa zamanda sizlerle paylaşabilirim  ;)

Yorum Gönder