TEHLİKELİ İÇGÜDÜ (NEVER TOO FAR) by ABBI GLINES | TOO FAR #2


Tanıtım:
Blair'in tüm dünyasini yıkacak bir sır… Bildiği her şeyin yalan olduğunu kanıtlayan bir gerçek…

Rush Finlay her zaman tutkulu, küstah ve fevri davranışlar sergilese de Blaire onu değiştirebileceğine inanmanın aptallık olduğunu yeni fark etmiştir.Rush'ın ondan sakladığı bir sır ortaya çıkıp dünyasını mahvedince elinden gelen tek şeyi yapıp kaçar. Ama her şeyi geride bırakmak göründüğü kadar kolay değildir: Blaire onu affedemediği gibi unutmayı da beceremez…

Genç kadın evine dönerek yeniden hayata tutunmaya çalışır ancak yoluna devam etmeye çabalarken hiç beklemediği bir haber tüm planlarını yine altüst eder. Rush'ın onu geri kazanma çabaları ile kendini koruma içgüdüsü arasında kalan Blaire doğru yolu seçip seçmediğinden, hatta hayatının en büyük hatasını yapıp yapmadığından bile emin değildir.

Bir daha asla güvenemeyeceğiniz bir insana ümitsizce güvenmeye ihtiyaç duyarsanız ne yaparsınız? Yalan söyler, saklanır, kaçar ve hatalarınızın asla gün yüzüne çıkmaması için dua edersiniz…



Ait olduğu serinin ikinci kitabıdır.
Fena aşık Rush alarmı! *.*

Kitap boyunca hislerim inişli çıkışlı olsa da sonunda kesinlikle bir kez daha eridiğimi itiraf etmem gerekir. Hele de hem aşık hem baba olma heyecanını taşıyan hem de kıskanç bir Rush okumak... ahh, bunu nasıl anlatabilirim ki? Kesinlikle okunmaz yaşanır denen şeylerden biriydi. Ama en çok da hamile bir Blair görmek O.O Aahahah :D Kitap boyunca bizi çoğu zaman çıldırtsa da ilişkileri kısmında kesinlikle ikilimizin ilişkilerini bir de bu şekilde okumak farklı bir soluk oldu ;) Ve sonu... çok havada kalıyor ama yine de bu artı bir durum çünkü bir sonraki kitaba geçmek için çok fena bir biçimde yanıp tutuşuyorsunuz :)

Tamam, her zamanki kriterlerimize geçmeden konumuzdan bahsedelim hem de kısa bir ara verelim:

Kitabımız, Fallen Too Far'ın bittiği yerden yaklaşık bir ay kadar sonrasında başlıyor. Kızımız arkadaşı Claine'in büyükannesi Grand Q'un yanında kalıyordur ve neredeyse her zaman annesiyle ikizinin mezarı başındadır. Yani her ne kadar koşa koşa gelse de eski kasabası ona hiç de yardımcı olmamaktadır. Yani dağılmış bir haldedir. Ki o sırdan ve olanlardan sonra aksini beklemek yanlış olur :( Tabi kızımız bu haldeyken sanmayın ki yakışıklımız kızımızı unuttu, hayatına döndü ya da onu unutmak için parti çocuğu gibi davranıyor. Hayır, kimsenin ondan beklemeyeceği bir şekilde o da aynı şekilde fena dağılmıştır ve kendini her şeye kapatmıştır. Sadece Blair'in nasıl olduğunu bilmek istiyordur ve acı çekiyordur. Onun dışında ise pek bir hayat belirtisi ya da sevdiği kız kardeşi için bile toleresi yoktur. Yani durumlar her iki karakterimiz için de vahim bir haldedir. Ama merak etmeyin uzun bi süre bu şekilde kalmıyorlar, çünkü yazarımız bize yaptığı hoş süpriziyle çiftimizin bir kez daha birlikte olması için bir şans yaratıyor. O şans ne mi? Sizin de öğrendiğinizde en az onlar kadar mutlu olacağınız ve eriyeceğiniz bir şey; bir bebek <3 Hem de Rush'ımın... yani öhö öhö... çiftimizin bebeği ^^ Kızımızın hamililiği öğrenmesi çok uzun sürmese de kızımızın tekrar Rosemary'e dönmesi dahası Rush'ın bebeğimizi öğrenmesi biraz uzun sürüyor. Yine de korkmayın hem kitabımızın kısa olması hem de yazarımızın bize acıması sebebiyle bu kısımlar uzun sürmüyor. Üstelik daha sonrasında çiftimizin heyecanına ortak olmamız da üstüne eklenince kesinlikle baştaki sinir olmalara ve beklemelere değiyor ;) Peki çiftimiz sizce sırrın yükünü atlatıp bebekleriyle birlikte bir yuva kurabilecekler mi? Rush, kız kardeşi ve sevdiği kız arasında dengeyi koruyabilecek mi yoksa Blair'ı sonsuza dek kayıp mı edecek? Peki ya büyük sır, gerçekten de öyle mi yoksa doğrular daha mı farklı? Hepsi ve daha fazlası için ilk kitabımıza tam gaz kaldığı yerden ikinci kitabımızı okuyarak devam etmenizi öneririm :)

Kitabımız bende ne yazık ki ilk kitabın yarattığı etkiyi yaratamadı ama kesinlikle kendine has bir havası vardı. Başlardan Rush'ın Blair'in hamile olduğunu öğrenmesine kadar geçen kısım sinirden ve endişeden öldüm. Sonrasında ise özellikle Nan kısımlarında olmak üzere hem Rush'a hem de Blair'e oldukça kızdığım yerler oldu. Hele hele Meg kısmı nedense ben de ayrı bir kızgınlık yaptı ya, neyse. Ama hepsinden ötesi sonlara doğru Rush'ın yaptığı bir olay ben de ipleri kopardı. Ve tam nasıl toparlayacak yazar derken Abe'in bizi sırrın gerçek haliyle ilk kitaptan daha fazla şaşırtması fenaydı. Aslında bu şekilde olması içimi rahatlattı ama bu sefer de hem Rush'ın anası olacak o uyuz kadına hem de o Blaire'ın babası denen adama kızgınlığımdan bittim. Hoş Abe yaptığı tek şeyle bu öfkeden nasibini çok alamasa da Georgianna kesinlikle yamyamlara yem olmayı hatta daha fazlasını hak ediyor -_- Bunlar dışında kısa bir kitap olması da bende bir sorun yarattı ama devamını yazmış olması nedeniyle bunu sorunu önemsemiyorum bile ;)

Rush'ın bir bebeği olacağını öğrenmesinden sonra kişiliğindeki değişimi okumak, zaten ilk kitapta sevdiğimiz özelliklerine babalık heyecanının da eklenmesiyle tadından yenmiyor! *.* Bir de bunları onun ağzından okuyor olabilmek O.O Evet, yanlış okumadınız. Kitabımız biricik Rush'mızın ağzından da bölümlere yer veriyor. Bir Rush bir Blair şeklinde ilerliyor hatta. Ki bu kesinlikle muhteşem! :D Bir de araba yolculukları çok hoştu, onları evli bir çift gibi göstermişti :) Yolculuk diyince aklıma geçen kitaptan beri sinir olduğum ve kızımızın ısrarla arkadaş dediği Caine geldi -_- Kızımızın sonunda ona haddini bildirmesine sevindim, her ne kadar baya geç olsa da ;) En tatlı olaylardan bir diğerini de unutmamak gerek, kızımızın hamile olduğunu yeni öğrendiği zamanlar ve o zamanki düşünceleri... Beklediğimden daha farklı ve kitap boyunca hamileliğine verdiğim bir takım saçmalıklar yapsa da bebeği konusunda en iyisini yaptı kesinlikle ^^ Ahh, hele bir de o sonu yok mu kitabımızın. Ayy, orada bitmesin, daha çok hep çok okuyasınız istiyorsunuz. Hem de erimekle şapşal sapşal sırıtmak arasında duygularınızla *.*

Kısacası kitabımız ilk kitabımızın etkisini vermese de kısacık sayfalarında çiftimizin bebek heyecanı olsun tekrar biraraya gelme çabaları olsun okudukça eridiğiniz, yer yer kızmaktan kendinizi alamadığınız, kimi zaman gözlerinizi doldurup sonunda da sizi yüzünüzde kocaman bir gülümseyle bırakan hoş bir kitaptı. Ki bir sonraki kitaba anında geçmek yerine yorum yazacak kadar ara vermeye nasıl dayandım kesinlikle bilmiyorum ;)

Kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın! Bir sonraki kitabımızın yorumunda en kısa zamanda görüşmek üzere... :)

Yorum Gönder