SİSLİ DAĞLARIN ÖTESİNDE (BEYOND the HIGHLAND MIST) by KAREN MARIE MONING
Etiketler:
kitap
Tanıtım:
Ona sahip olmak için her şeyini, hatta ruhunu vermeye hazırdı...
Baştan çıkarıcı bir İskoç lordu...
O, savaş meydanındaki ve yatak odasındaki meziyetlerinden dolayı bütün krallıkta Hawk olarak bilinirdi. Hiçbir kadın onun dokunuşuna karşı koyamazdı ama içlerinden biri bile onun kalbine ulaşamamıştı ta ki intikam peşindeki bir peri tarafından günümüz Seattleından Ortaçağın İskoçyasına getirilen Adrienne de Simonea kadar. Ait olmadığı bir yüzyıla hapsolan, fazlasıyla cesur, çok konuşan bu kadın bir 16. yüzyıl çapkını için gerçek bir sınavdı. Hawk ile evliliğe zorlanan Adrienne, onu kendisinden uzak tutacağına yemin etmişti ancak yakışıklı lordun tatlı baştan çıkarışı yeminini bozmasına sebep olacaktı.
Zamanda tutsak olmuş bir yabancı...
Adriennein kusursuz dudaklarında zampara lord için kusursuz bir hayır cevabı vardı ama Hawk, ona adını tutkuyla söyleteceğine ve onu arzuyla yalvartacağına dair ant içmişti. Ne farklı zamanlardan gelmeleri ne de aralarındaki mesafe onun aşkını kazanmasına mani olacaktı. Adrienne tutkulu kalbinin telkinlerine uymak konusunda tereddüt etse de tüm çekinceleri Hawkın kararlılığı karşısında eriyip gidecekti...
Baştan çıkarıcı bir İskoç lordu...
O, savaş meydanındaki ve yatak odasındaki meziyetlerinden dolayı bütün krallıkta Hawk olarak bilinirdi. Hiçbir kadın onun dokunuşuna karşı koyamazdı ama içlerinden biri bile onun kalbine ulaşamamıştı ta ki intikam peşindeki bir peri tarafından günümüz Seattleından Ortaçağın İskoçyasına getirilen Adrienne de Simonea kadar. Ait olmadığı bir yüzyıla hapsolan, fazlasıyla cesur, çok konuşan bu kadın bir 16. yüzyıl çapkını için gerçek bir sınavdı. Hawk ile evliliğe zorlanan Adrienne, onu kendisinden uzak tutacağına yemin etmişti ancak yakışıklı lordun tatlı baştan çıkarışı yeminini bozmasına sebep olacaktı.
Zamanda tutsak olmuş bir yabancı...
Adriennein kusursuz dudaklarında zampara lord için kusursuz bir hayır cevabı vardı ama Hawk, ona adını tutkuyla söyleteceğine ve onu arzuyla yalvartacağına dair ant içmişti. Ne farklı zamanlardan gelmeleri ne de aralarındaki mesafe onun aşkını kazanmasına mani olacaktı. Adrienne tutkulu kalbinin telkinlerine uymak konusunda tereddüt etse de tüm çekinceleri Hawkın kararlılığı karşısında eriyip gidecekti...
Highlander serisi birinci kitaptır!
Aman dikkat, okuduktan kendinize gelmeniz çoook uzun sürebilir ;)
Ve Hawk'dan uzak durun, zira Küçük Kız yetiyor başıma XD
Şey, biraz spoiler içerir ^^'
Şey, biraz spoiler içerir ^^'
Ben bu kitabı çoook sevdim, bayıldım ve normalde bir kitabı tekrar okumam için üzerinden zaman geçmesi gerekir ama bu kitap çoook güzel bir istisna. Zira okudukça okuyası, kitap bittikçe tekrardan başlayası, yakışıklımızı sevdikçe sevesi ve kimse görmesin diye ıssız bir adaya götürüp yalnız yaşayası ve mesuuut olası geliyor insanın. İnanın bana, kitabı okumadıysanız ya da almakta kararsızsanız, okuduktan sonra kaybettiğiniz her vakit için lanet edeceksiniz! :D
Ateşimi durduruyorum ve kitabımıza dönüyorum biraz da:
Her şey yaramaz perilerin yaramaz kraliçesinin kıskançlığı yüzünden aşığını ve soytarısını kıskandıması ile başlıyor. Aslında ortada böyle bir şey olmamasına, hatta sevgili yakışıklımız Hawk'ın perilerden haberi bile olmamasına rağmen namı sayesinde birden kabak başına patlıyor. :D Sonuç olarak, gerçeği bilmeyen kral ve soytarı intikam isteğiyle Hawk'M için gelecekten bir kız getiriyorlar. Ve bu kişi de sevgili kızımız Adrienne'den başkası değil tabi ki :) Ve böylece kitabımızda da heyecan ve daha fazlası başlıyor....
Sevgili kızımız gelecekten gelmiş ve neler olduğundan haberi yok. Ama iyi ki zeki bir kız ki bizi şu inanamamazlık saçmalıkları ile uğraştırmıyor. Olayı ve olanları baştan kavrıyor ama durumunun avantajlarını kullanmayı da biliyor. Hawk ise Adrienne'yi almayı bırak görmeye bile tenezül etmemiş uzun süre ve buna rağmen karısını başkasına arzuyla bakarken yakalayınca da tepesi atıyor. Çünkü karısı beklediğinden güzel çıkıyor ;) Ve bir de söylememe gerek yok heralde, karısı sadece lordumuza ait -şuna bak, hem takmıyor kızı üzüyor hem de alır saklarım çeyiz sandığında diyor :D Oysaki olayın aslı farklı ama bu yanlış anlaşılma, belki de Hawk'ın Adrienne'ye aşık olmasını ve onu kendinin yapmak için ne gerekiyorsa yapmasını sağlıyor. Böylece de bize tadınmaz yenmez bir kitap okumak kalıyor. Aslında kalırdı ama olmazsa olmaz engeller var ortada işte. Bunlardan biri kızımızın daha önce yaşadığı bir travma -ki bu yüzden yakışıklı erkeklerden nefret ediyor, başka bir tanesi çiftimizi ayırmaya çalışan peri soytarı ve ve ve... yaşanan bir sürü aksilik daha :( Tabi bu arada kızımızın her an geleceğe dönebileceği ve aşıklarımızın ayrılabileceği gibi bir gerçeği de unutmamak gerek! O.O Peki sizce sevgili çiftimiz önlerine çıkan tüm engelleri aşıp her şeye rağmen sonsuz aşkı yaşayabilecek ve mutlu olabilecekler mi? Yoksa aralarına aşılmaz engeller girecek ve biz okuyucular acı içinde mi kalacağız?? Hepsi ve daha fazlası için bu mükemmel kitabı kesinlikle alıp okumanızı öneririm =*
Kitapta sevmediğim bir yer diye bi şey olmadı açıkçası.Sevgili yazar bence baştan sona müthiş bir kurgu ve olay örgüsüyle okucuyu tek solukta kitabı okuyup bitirtecek bir şekilde yazmıştı. Benim açımdan kitabın en büyük artılarından biri iki sevgilinin de kavga etseler bile -bilen biliyor- benim sevmediğim tarzda bir kızgınlık hali ve hata göstermemeleri oldu. Ki bu da benim hem yazara bir kez daha hayran olmamamı hem de serinin takipçisi olmamı sağladı :)
Kitapta Grimm'in bir ara yaptığı bir olay yüzünden onu affetmemeyi düşündüm. Ama zavallım daha sonra kendini çok yıpratınca kıyamadım. Bir de Adam Black'i sevmiştim -Hawk'la asla kıyaslanamaz- ama korktuğum başıma geldi ve tahmin ettiğim kişi çıktı. Hele o "efendimiz" lafı nedir ya???! Bildiğin o an buz oldum, soğudum ondan. Neyse, hayırlısı olmuş. Zira sonradan yaptıkları ile haddini çok aştı ve başına gelenleri, hatta daha fazlasını hak etti! :D
Hawk'ın o aşık halleri, kızımız için yaptıkları, kralın emri altında yaşadıkları, tüm bunlara rağmen hala umutlu olması ve hayalleri beni mest etti zaten. Ama asıl vurulduğum yer ise kendi elleriyle yaptığı o bebek odasını okumak oldu. Çok büyük ama kesinlikle muhteşem bir süprizdi. Her ne kadar ileride bazı şeyler yüzünden sorun olsa da o sorunlar düzelirken okumanın da zevki ayrıydı. Ama yine de içimde bir ukte, gözlerimde yaş ve kalbimde bir burukluk kalmadı diyemem... :(
Adrienne'nin uzun süreden sonra teslim olması ama sırf yakışıklımızın kurları için bunu belli etmeyerek oyun oynaması oldukça hoşuma gitti. O yerleri okumak gerçekten keyifliydi :) Ama daha sonra tam birbirlerine kavuşmuşken ayrılabileceklerini öğrenmeleri ve öğrendiklerinde yaptıklarını okumak beni gerdi. Zaten bir ayrılık sahnesi bekliyordum klasik olarak. Ama o sahne geldiğinde ve ayrılık beklediğimden uzun sürünce yaşadıklarımı anlatamam. Çok üzdü beni o sahneler :( Resmen sonunu okumamak için kendimle savaş verdim. İyimser düşündüm ve zafer benim oldu! Bunun mükafatı olarak da gerçekten güzel bir son bana hediye oldu. :D
Kısacası, bu kitabı henüz okumadıysanız hemen koşup alın ve okuyun. Emin olun harcadığınız her dakikaya değecek. Ahh, zaman yolcuklarını kesinlikle seviyorum! Yanlış anlaşılmasın, çok doğaüstülük yoktu, romantikti ve ben beğendim bu haliyle ;)
Kitapta sevmediğim bir yer diye bi şey olmadı açıkçası.Sevgili yazar bence baştan sona müthiş bir kurgu ve olay örgüsüyle okucuyu tek solukta kitabı okuyup bitirtecek bir şekilde yazmıştı. Benim açımdan kitabın en büyük artılarından biri iki sevgilinin de kavga etseler bile -bilen biliyor- benim sevmediğim tarzda bir kızgınlık hali ve hata göstermemeleri oldu. Ki bu da benim hem yazara bir kez daha hayran olmamamı hem de serinin takipçisi olmamı sağladı :)
Kitapta Grimm'in bir ara yaptığı bir olay yüzünden onu affetmemeyi düşündüm. Ama zavallım daha sonra kendini çok yıpratınca kıyamadım. Bir de Adam Black'i sevmiştim -Hawk'la asla kıyaslanamaz- ama korktuğum başıma geldi ve tahmin ettiğim kişi çıktı. Hele o "efendimiz" lafı nedir ya???! Bildiğin o an buz oldum, soğudum ondan. Neyse, hayırlısı olmuş. Zira sonradan yaptıkları ile haddini çok aştı ve başına gelenleri, hatta daha fazlasını hak etti! :D
Hawk'ın o aşık halleri, kızımız için yaptıkları, kralın emri altında yaşadıkları, tüm bunlara rağmen hala umutlu olması ve hayalleri beni mest etti zaten. Ama asıl vurulduğum yer ise kendi elleriyle yaptığı o bebek odasını okumak oldu. Çok büyük ama kesinlikle muhteşem bir süprizdi. Her ne kadar ileride bazı şeyler yüzünden sorun olsa da o sorunlar düzelirken okumanın da zevki ayrıydı. Ama yine de içimde bir ukte, gözlerimde yaş ve kalbimde bir burukluk kalmadı diyemem... :(
Adrienne'nin uzun süreden sonra teslim olması ama sırf yakışıklımızın kurları için bunu belli etmeyerek oyun oynaması oldukça hoşuma gitti. O yerleri okumak gerçekten keyifliydi :) Ama daha sonra tam birbirlerine kavuşmuşken ayrılabileceklerini öğrenmeleri ve öğrendiklerinde yaptıklarını okumak beni gerdi. Zaten bir ayrılık sahnesi bekliyordum klasik olarak. Ama o sahne geldiğinde ve ayrılık beklediğimden uzun sürünce yaşadıklarımı anlatamam. Çok üzdü beni o sahneler :( Resmen sonunu okumamak için kendimle savaş verdim. İyimser düşündüm ve zafer benim oldu! Bunun mükafatı olarak da gerçekten güzel bir son bana hediye oldu. :D
Kısacası, bu kitabı henüz okumadıysanız hemen koşup alın ve okuyun. Emin olun harcadığınız her dakikaya değecek. Ahh, zaman yolcuklarını kesinlikle seviyorum! Yanlış anlaşılmasın, çok doğaüstülük yoktu, romantikti ve ben beğendim bu haliyle ;)
Kendinize, kitaplarınıza ve sevdiklerinize iyi bakın!
Keyifli okumalar :)
Ve yarın sınava girecek herkese başarılar.
Umarım gönlünüzce olur her şey :D
Yorum Gönder