GRİNİN ELLİ TONU (FİFTY SHADES OF GREY) by E.L. JAMES
Etiketler:
e. l. janes,
Grinin Elli Tonu,
kitap
Kendileri bir
çok yerde yorumunu gördüğüm ve çoook satsafası yapılan bir serinin birinci
kitabı olurlar. Peki nasıldı bu kadar reklamı yapılan, herkesin maçtaymışçasına
coşarak anlattığı kitap derseniz hemen yanıtlayayım:
Bana göre bir
kere abartıldığı veya reklam edildiği kadar yoktu ama çook da kötü değildi
hani. Okurken yer yer fanfiction olmasının etkilerini baya görüyor ve
hissediyorsunuz. Eğer Bella’ya sinir oluyorsanız üzülerek söylüyorum ki bu
kızımıza da sinir olacaksınız. Hem de neredeyse kitabın %90’ında bu durum
böyle. Gerçi arada ataklar yapıyor hani içinde bir şeyler var ama sanki yazar
onu belli bir kalıpta, Bella halinde bırakmak için uğraşmış ve susturmuş. Ahh,
pardon susturamamış ve bu potansiyeli
gerek içindeki tanrıça haline gerek bilinçaltı haline gerekse e-mail
konuşmalarındaki haline bölerek kızımızı tatmin etmeye, onunla bir anlaşma
yapmaya çalışmış. Zaten kızı biraz bile seviyorsam bu üç hali içindir bilesiniz
:)
Erkek
karakterimize gelince. Sevdim ben bu yakışıklıyı. Zaten sevilmeyecek bir yanı
da yok. Herifin Charlie Tango’su var daha ne olsun. -Offf…bize de bunun çeyreği
gelmez elin uyduruk kızında neler var- Bizim yakışıklı bir çok özelliğiyle bize
Edward’ı hatırlatsa da -piyano gibi- bence ondan daha sevilesi, paylaşmayan ve
kararlı bir karaktere sahip kendileri. Bazen afallıyor ama boşa değil. Hayatı
ve küçüklüğü çok zorlu geçmiş bu yakışıklımızın. Bu nedenle kızımızla yaşadığı
çoğu olay onu geçmişine, acılarına götürüyor ki bunu fazlaca kızımız yapıyor.
Okurken kıyamıyor, Ana’ya kızıyorum ama doğru da yapıyor. (İleri ki kitaplara
şöyle bir bakınca öyle bir kanıyı vardım da ;) )
Kitap İngilizce
haline göre daha anlaşılır olsa da bazı kelimeler keşke İngilizce kalsaydı
diyorsunuz. Çünkü onların tüm havası İngilizce olarak var. Ama kitabın bu tip
şeylerine bakmadan ve reklamlarını düşünmeden okursanız ortalama bir kitap
olduğunu, boş zamanda okunup eğlenecek bir şey olduğunu anlıyorsunuz. (boş
zaman derken mesela Anita’mın bir kitabını bitirip bir diğerinin çeviriden
gelmesini beklemek gibi) Ben okurken en çok o mesajlardan keyif aldım
birçoklarının da sevdiği gibi. Onun dışında da söylenecek pek fazla şey yok. Alıp
almamak tamamen size kalmış hani.
Yorum Gönder