DOĞAÜSTÜ (SUPERNATURALLY) by KİERSTEN WHİTE





Tanıtım:

Çevirmen: Barış Emre Alkım

Normallik hakikaten bir yere kadar!

Evie o çok istediği normal yaşama nihayet kavuştu! Ama sıradan olmanın, nasıl denir, biraz sıkıcı olduğunu görmek üstünde soğuk duş etkisi yapmadı değil.

Uluslararası Paranormal Tecrit Ajansındaki günlerini mumla arar olmuştu ki yeniden onlar için çalışma fırsatı çıktı karşısına.

Tüm şu normallikten biraz olsun uzaklaşmaya öyle ihtiyacı vardı ki...

Ama birbirinden beter görevler üst üste geldikçe, Evie doğru tercihte bulunup bulunmadığını sorgulamaya başladı. Eski peri erkek arkadaşı Reth onun geçmişiyle ilgili korkunç gerçekleri ortaya çıkardıkça, periler arasında kızışan savaşın bütün doğaüstü dünyayı bir kaosa sürükleyebileceği belli oldu. Herkesin peşinde olduğu şey neydi peki?

Evie'nin ta kendisi!



Gerisi spoiler söylemedi deme!


Kitap, o çok özendiği normal lise hayatı için ruhunu dahi satmaya dünden razı olan ama kavuştuğu bu hayattın pek de umduğu gibi olmadığını gören kızımın yaşadığı zorluklarla başlıyor. Ama sakın sanmayın ki hep dırdır edip sıkıyor. Hayır, aksine sizi başta kandırsa da sonra hoooop tekrar bir aksiyona atıyor. Akabinde takip eden olaylarla sizi heyecanlandırıyor ama istediğiniz o maceraları ne yazık ki bulamıyorsunuz. Yani kitapta biraz ilerlemeden bulamıyorsunuz. Çünkü siz onlardan önce etraftaki garipliklere kafa yoruyorsunuz. “Bir şeyler oluyor, olacak, ne bu ya böyle, bana da söyleyin” diye sızlansanız da merakınızı uzunca bir süre gideremiyor ve kendinizi yediğinizle kalıyorsunuz.



Neyse efendim, devam edersek. Kızımız UPTA’dan ayrılmıştı ama bir şekilde gelişen olaylar ve normalliğin pek de düşündüğü gibi olmaması sebebiyle işe tekrar başlıyor. Hem de yeni arkadaşlarından ve yeni sevgilisinden gizli! Sevgilisi olacak şahıs üniversiteye gittiğinden kızımız kendini iyice salıyor ve tehlikelere atılıyor. Yalnız da değil üstelik! Yanında tatlı ve şeker bir çocukla -tamam belki bir parça da kaçık olabilir ama konumuz bu değil- Tabi ki onun gözü kendisini ihmal eden, uzaklardaki su çocuktan başkasını görmüyor ama ilgisizlik de canına tak hani. Aaaa tabi kendinin ölümlü, sevgilisinin de ölümsüz olduğunu, aynı zamanda sevgilisinin laboratuvar asistanın da çok güzel bir ölümsüz olabileceğini öğrenmesinin de bunda katkısı olabilir. Sonuç olarak gizli gizli işler ve çılgınlıklar yapsa da yalancının mumu yatsıya kadar yanıyor. Bir gün bizim yakışıklı sevgili Lend ona sürpriz yapıp eve geliyor ama o da ne, kızımız UPTA görevinden dönüyor. Hem de gizemli çocuk Jack ile el ele bir geçit kapısından geçerek. Sonra akabinde ortalık karışıyor. Bizim salak kız her zamanki gibi yaşadıklarını ve bildikleririni saklıyor, bu yüzden tartışmalar oluyor, fasa fiso.


En uyuz tarafı da bu kızın bencillikleri. Hiç mi hatalardan ders almazsın sen yani. İnsan hiç mi düşünmez ben bunu daha öncede denedim bak ne oldu diye. Neyse ki sonunda bizi daha fazla sinirlendirmeden ve bir parçada  gelişen olaylarla gerçekleri görüyor. Herkesin maskesi düşüyor. Bildiklerini sevgilisine açıklıyor. Yani hemen hemen… Ama o zamana kadar da bizim kız her türlü yanlış şeyi yapıyor. Unutmadan size Unseeli Kraliçe’sini kızdırdığını ve nefret ettiği peri diyarına gittiğini söylemiş miydim? Peki ya birinci kitapta çok beklediğimiz “Evie aslında ne” sorunun cevabını bulduğumuzu? Söylemedim mi? Şeyyy, alın siz de okuyun canım her şeyi de ben diyemem ama değil mi?


Hepinize keyifli okumalar ve umarım en kısa zamanda 3. Kitapta görüşmek üzere ;)

Yorum Gönder