TELEPATİ (MULTIVERSUM) by LEONARDO PATRIGNANI | YORUM


Herkese merhabalar :)

Sizlere daha öncesinde kitabımızın konusunu ve yazarımızı tanıtmıştım. Hatta bir de ön okuma paylaşmıştım kitabımızdan. Eğer görmediyseniz okumak için buraya tıklayabilirsiniz... Şimdi de kitabımız hakkındaki yorumumu sizlerle paylaşacağım ;)


Multiversum Serisi ilk kitabıdır.
Hiç bir şey düşündüğünüz gibi değil! O.O

Kitap bitti ve ben uzun süren bir sessizliğe gömüldüm... Cidden ne desem, nasıl anlatsam size kitabı bilemiyorum. Bir kere sevdiğimi ve okurken zevk aldığımı belirteyim de yanlış anlaşılmalar olmasın sonra ;) Ama yine de okurken beni rahatsız eden çok da yer vardı ne yazık ki :( Aslında tam olarak rahatsız eden denemez, daha çok sanırım "keşke yazar daha profesyonel olsaydı da şurayı daha iyi yazabilseydi" gibi. Ama dediğim gibi olay yine de tam olarak böyle de değil. Sanırım durumu en iyi okuyarak anlayabilirsiniz :D Ama ben size yine de yazının devamında bunları aktarmaya çalışacağım ;) Peki okuduğuma pişman mıyım? Asla! Hatta ikinci kitabı keşke elimin altında olsaydı da direk ona başlabilseydim bile dedim. Çünkü sevgili yazarımız öyle bir yerde bitiriyor ki uzunca bir süre kitaba şaşkın şaşkın bakıyorsunuz ve ne olduğunu anlamaya, cevaplanmayan soruların cevapları için kafanızda kitabı tekrar tekrar gözden geçirmeye çalışıyorsunuz. Sonunda da, benim gibi, ikinci kitap keşke İtalyanca değil de İngilizce olaydı da belkim devam etme şansım olurdu diye hayallere kapılıyorsunuz :)

Tamam... Burda kesiyorum yoksa kitabımızın konusunu anlatmadan yoruma geçeceğim. Ama konusuna bakmadan da yoruma geçmek olmaz. Öyleyse biraz da konumuzdan bahsedelim:

Kitabımız, kahramanımız Alex'in gözünden, tam da önemli bir maçta basket atışı yapacakken başlıyor. Görünüşte her şey normal gözükürden birden yaşadığı boşluk hissiyle bizi şaşırtıyor ve kafamızdaki sorularla aniden bırakıyor. Sonrasında ise kitabımız, hızla, diğer kahramanımız olan Jenny'nin yaşadığı rutinine dönüyor. Ve yine onun da hayatı görünüşte normalken birden Alex'in yaşadıklarını yaşıyor ve bizi daha fazla soruyla bırakıyor. Ama merak etmeyin, çünkü kitabımız önce ikisine de ne olduğu hakkında kısa bir kesitten sonra yavaş yavaş karakterlerimize ve olaylara girmeye başlıyor. Ve bize bu bilgileri kitabın özellikle ilk yüz sayfasında yavaş yavaş ama daha sonrasında sayfaları nasıl çevirdiğinizi anlayamayacağız bir şekilde veriyor. Ama öncesinde, neredeyse her kitapta olduğu gibi, yüz sayfalık bir karın ağrısı evresini geçirtiyor :D Yine dağıldım! -.- Konumuza dönersem... Karakterlerimiz ve yaşadıkları olay hakkında bize kısa bir kesit verdikten sonra kitabımız o olayın sonrasında yaşananları ilk Jenny'nin gözünden anlatarak devam ediyor. Ve anlatmaya devam ederken bir yandan da bu olayın ne kadar zamandır olduğu, kızımızın kim olduğu ve bu olay yüzünden neler yaşadığı hakkında bizi bilgilendiriyor yazarımız. Ama bu sizi tatmin etmiyor çünkü öğrendiğiniz her yeni bilgi aklınızda bir yenisini doğrurken yazarımız bu sefer de yakışıklımız Alex'in gözünden o olay sonrası ve onun da yaşadıklarıyla devam ediyor. Ve bu şekilde kitabımız ilk yüz sayfa boyunca oldukça karın ağrılı, bol sorulu ve belki de kızımıza oldukça kızarak ilerliyor -ya da en azından benim için öyleydi. Ama o yüz sayfa sonra, ahhh! İşte o zaman hareket başlıyor. Çünkü yazarımız o sayfalar boyunca bize anlattığı karakterlerimizin tanıtımını ve yaşadıkları durumu anlatmayı bitiriyor. Böylece de olayların yavaş yavaş açıklanmasına, teorilerin üretilip daha çok soruların oluşmasına ve cevaplar için sayfaları ardı ardına çevirtmeye başlıyor. Ama en önemlisi bizi kitap boyunca şaşkınlık, gerilim ve "Memoria ne?" sorusuyla başbaşa bırakıyor... Peki ya sizce neden olduğunu bilmeseler de, zihinsel olarak bağlı olan Alex ve Jenny bu sırrı çözebilecekler mi? Ya da kavuşmayı başarabilecekler mi? Yoksa birbirine bağlı bu iki zihin farklı evrenlerin insanları mı? Peki o zaman aralarındaki bu bağ ne ve neden şimdi güçlenmeye başladı? Yoksa Dünya'yı ve diğer insanları tehdit eden bir şey mi var? Peki ya kahramanlarımız buluşabilecek, Memoria'yı öğrenebilecek ve her şeyi kurtarabilecekler mi? Yoksa kaderlerinde sadece ölüm mü yazılı? Ya da bunların hepsi lanet bir rüya mı? O.O Hepsi ve çok daha fazlası için kitabımızı okumanızı tavsiye ederim ;) Tabi bir de Pegasus Yayınları'na ikinci kitap için baskı yapmanızı ^^ 

Kitabımızın hoşlanmadığım kısımlarını nasıl anlatsam bilemiyorum. Çünkü yazarımız yer yer çok iyi giderken yer yer de beni acaba aynı kişimi yazıyor diye zorladı. Ve size bunu nasıl anlatırım bilemiyorum, ama denemem gerekirse... Bir kere bazı olayların işlenişini gerçekten beğensem de öncesinde yaşanan ve "neden böyle oluyor?" diye merakımızı kabartan sorularımızın çoğunun bir cevabı yok. Ama okurken daha büyük soruların cevabını bulmanız ve yeni sorularla karşılaşmanız size bunu unutturuyor. Yine de kitabın geneline bakarken ya da durup bir düşündüğünüzde aklınıza gelen soruları hatırlıyorsunuz ve bu soruların cevaplanmaması sizi oldukça rahatsız ediyor. Umarım devam kitabında bu sorulara bir cevap alabiliriz :) Bir de Jenny kısımları var. Sevgili yazarım, sankim sen de kızdan pek haz etmemişsin gibi hissettim okurken. Çünkü mızırdanmaları ya da o salak hali hiç gitmedi üzerinden. Tamam, kızımız yakışıklımıza göre iletişimleri boyunca çok büyük acılar çekmiş ve onun açısından her şey daha zormuş ama, ama, ama! Neden her şeyi öğrendikten sonra bile hala böyle uyuz olmasına izin verdin bu kızın. Hele bir de korkaklığı ve saf hali yok mu? Okurken öldüm resmen T.T Yine de onsuz hikaye olmazdı. O nedenle acımı içime gömüyorum... Bunlar dışında da sorun yaşadığım yerler mevcuttu ama daha sonrasında toparlandıkları için sorun olmadı kitabın sonunda ^^

Geldik fasulyenin faydalarına şimdi de :) Kitabımız ilk yüz sayfa boyunca bir geçmiş bir gelecek, bir o karakter bir bu karakter diye okurken kopukluk ve sinir yaratsa da o sıkıntılı yüz sayfa sonrasında açılıyor ve kitabı nasıl bitirdiğinizin şaşkınlığına sokacak bir hızla ilerliyor. Özellikle de, benim için, Jenny'nin daha arka plana gittiği süre içerisinde yakışıklımız Alex ve onun zeki arkadaşı Marco sayesinde sırlar bir bir çözülmeye başlıyor. Tamam kabul, olayı az buçuk tahmin edebiliyorsunuz ama ilk açıklama olduğunda anlamakta ya da kabullenmekte bir zorlanıyorsunuz. Ama sonrasında karakterlerimizin de yardımıyla onlarla birlikte açıklamaya alışıyor ve olasıklar konusunda heyecenlanıyorsunuz. Yine de kitabın sonuna yaklaştıkça bu heyecan yerini önce meraka, sonra gerilime sonrasında da ikinci kitap için yanıp tutuşmaya bırakıyor :D Kitap boyunca Alex'in olduğu kısımları, Jenny'le bazı şeylerin çok hızlı olması hariç, oldukça sevdim. Hele de kabul etmesi zor olsa da olayı kabullenip daha fazlasını aramasını ve bu uğurda gerçekten de uğraş vermesini. Çünkü bazen öyle yerler geliyor ki siz bile saçmalıktan saysanız da o durmuyor ve mücadeleye devam ediyor. Hem de sonuna kadar *.* Bir de Marco var ^^ Alex'den sonra kitap boyunca en sevdiğim karakter oldu. Ki bence Alex o olmasa çoğu şeyi başaramazdı ;) Bunlar dışında bir de başta çok fazla hızla gelişen ve kopukluğa neden olduğuna inandığım sahneler mevcuttu. Ki bu kısımları okurken, keşke yazar daha iyi yazabilseydi buraları, dediğim oldu. Aslında hala da bir iki yer var böyle düşündüğüm. Ama büyük çoğunluğu için hem okurken yazarın iyi bağlaması hem de kitabı oldukça tahmin edilemez yapması sebebiyle keyif aldım. Dediğim gibi bir iki yer var ve böyle sahnelerin ilerisinde öyle bağladığını gördükçe, aynı yazar mı o kısımları da yazan, dediğim çok oldu. Ama genel olarak oldukça memnun ve ikinciyi merak eder bir şekilde kaldım :)

Eğer siz de farklı bir konu okumak ve okurken hem yeri geldiğinde şaşırmak hem yeri geldiğinde gerilmek, belki de korkmak hem de bir dahaki kitap için tüm merakınızla beklemek istiyorsanız kitabımızı okumanızı tavsiye ederim ^^ Ama lütfen okurken o ilk yüz sayfa boyunca dayanın. Çünkü ben okurken, hani bir kürek daha vursan altını bulacaksındır ama o vuruşu yapmadan pes edersin ya, tam da öyle yapmışım. Bir ara Jenny'le ilerlediğimiz kısımda sinirlenip bırakmışım ve olayların ilginçleşmeye başladığı kısımda ara vererek kesinlikle ayıp etmişim :( Ama neyse ki bu hatamı çok daha geç olmadan, kaldığım yerden devam ederek telafi ettim. Üstelik okumaya başlar başlamaz geri kalan sayfalar saatler içerisinde tükendi bitti! *.*

Kendinize ve kitaplarınıza iyi bakın. Bir dahaki buluşmamıza kadar iyi günler... :)

Yorum Gönder